Hidden Marriage in the Office - 103. Bölüm (Türkçe Novel)

Tang Yuhui hiçbir uyarı vermeden istifa etti. Nanchang’den döndüğünden beri işe gelmemişti. Söylentilere göre, bankacılık sektörünü tamamen bırakıp yurt dışında eğitimine devam edecekti.

Herkes bu duruma şaşırmıştı ve DR'de dedikodular hızla yayılmaya başladı. Kimileri, onun Ji Yuheng ile ilişkisinin resmileşmesinden önce ortalığı temizlediğini söylüyordu. Kimileri de Ji Yuheng'in ailesinin yeterince iyi bir geçmişe sahip olmadığını, bu yüzden Tang Yuhui'nin babasının onu onaylamadığını ve aralarına girdiğini, böylece çiftin yollarını ayırdığını iddia ediyordu.

Sonuç olarak, tüm dedikodular Ji Yuheng ile bağlantılıydı ve herkes onun ne tepki vereceğini merak ediyordu. Ama başrol oyuncusu her zamanki gibi sakin görünüyordu.

Zhao Fangang ve diğerleri de işin iç yüzünü tahmin ederken, yalnızca Tu Xiaoning kendi işine bakıyordu. Yine de, Tang Yuhui'nin bu şekilde tamamen çekilmesi onu biraz şaşırtmıştı. Görünüşe göre, Ji Yuheng'in evliliği Tang Yuhui'yi fazlasıyla etkilemişti. Öyleyse, kazanan her şeyi alır, kaybeden hiçbir şey elde edemezdi. Sonunda kazanan o muydu? Tang Yuhui’nin gitmesi iyi olmuştu, böylece kafası daha da rahatlamıştı.

Müşteriler sürekli arayıp kredi işlemlerini hızlandırmasını istiyordu. Tu Xiaoning’in Tang Yuhui hakkında daha fazla düşünmeye vakti yoktu, hemen aşağı kata indi. Ne yazık ki, o gün kurumsal işlemler yapılan banko tamamen doluydu. Dört gişenin hepsinde de müşteri vardı, bu yüzden sıraya girmek zorunda kaldı.

"Merhaba, hesap açma ücreti toplam 520 yuan. Lütfen nakit ödeme yapın, teşekkür ederim."

"Mutlaka nakit mi ödemeliyim? Telefonla QR kod okutarak ödeme yapamaz mıyım?"

Tu Xiaoning’in yanında, şirket hesabı açtırmaya gelen bir müşteri vardı. İşlemin uzun süreceğini tahmin eden Tu Xiaoning, bu gişedeki işlemlerin tamamlanmasını beklerse krediyi ne zaman onaylatacağını bilemiyordu. Bu yüzden, daha basit işlemleri yapan başka bir gişeye yöneldi.

Ancak orada da müşteri, hesap açma ücretinin yalnızca nakit alınması konusunda banko görevlisiyle tartışmaya başlamıştı.

Banko görevlisi, "Üzgünüm, yalnızca nakit ödeme kabul ediyoruz. Eğer DR Bankası’nda bir tasarruf hesabınız varsa, ATM’den para çekebilirsiniz."

Müşteri: "Daha önce DR Bankası’nda bir tasarruf hesabı açtırmadım. Peki, burada WeChat veya kredi kartı ile ödeme yapabilir miyim?"

Banko görevlisi: "Üzgünüm hanımefendi, mümkün değil."

Müşteri: "Bu banka neden bu kadar katı kurallar koyuyor? Neden illa nakit ödemek zorundayım? Buraya tek başıma geldim, nereden nakit bulup vereceğim?"

Banko görevlisi: "Belki çevrenizdeki müşterilerden birine danışabilirsiniz? Ödünç alıp sonra WeChat üzerinden geri ödeyebilirsiniz."

Müşteri: "Buradaki insanları tanımıyorum, kim bana borç verir ki? Sen bana borç versene?"

Banka görevlisi: "Üzgünüm hanımefendi, müşterilerle para alışverişi yapmamız yasak."

Müşteri iyice sinirlenerek elini bankoya vurdu. "Ne saçma bir kural bu! Şimdi elektronik çağdayız, farkında değil misiniz? Markette bile WeChat ile ödeme yapılıyor, kim yanında nakit taşıyor ki? Ama siz bankalar sıradan insanları zor durumda bırakıyorsunuz, bilerek yapıyorsunuz değil mi?"

Banka görevlisi: "Özür dilerim hanımefendi, bu bizim üst yönetimin belirlediği bir kural. Verdiğimiz rahatsızlık için anlayışınızı rica ederiz."

Müşteri kollarını kavuşturup sert bir şekilde konuştu: "Ya ben nakit getirmediysem ne olacak? Bugün bu hesabı açtırmam şart! Buraya kadar yağmurun altında sırf bunun için geldim, şimdi geri dönüp patronumdan azar mı işiteyim? Ben bir muhasebeciyim, zaten işim başımdan aşkın, bir de sizin bankanızla uğraşıyorum! Siz yapamıyorsanız yöneticinizi çağırın, şikayet edeceğim!"

Banko görevlisi, işe yeni başlamış genç bir kızdı ve zor durumda kalmıştı.

Kadın, onun genç olduğunu fark edip daha da sertleşti. "Çalışan numaranı kaydettim, müdürünüze şikayet edeceğim!"

Banko görevlisi kendini ifade edemedi. O sırada yetkili müdür devreye girerek durumu yatıştırmaya çalıştı, ancak müşteri hâlâ öfkeli görünüyordu.

Tu Xiaoning ortamın gerginleştiğini ve olayın şikayete dönüşmek üzere olduğunu fark edince yanına gitti. "Hanımefendi, lütfen sakin olun."

Kadın onu baştan aşağı süzüp sordu. "Sen kimsin?"

Tu Xiaoning gülümseyerek cevap verdi: "Ben buranın kurumsal müşteri temsilcisiyim. Siz kurumsal işlemler için mi buradasınız?"

Müşteri: "Hesap açtıracağım! Basit bir işlem için bile bu kadar gereksiz prosedür var, yavaşlıklarına bir şey demiyorum ama bir de işlem ücreti pahalı ve ille de nakit istiyorlar! Kim yanında nakit taşıyor ki?"

Tu Xiaoning anlayışlı bir ifadeyle başını salladı. "Ah, mesele bu muydu? Küçük bir yanlış anlaşılma olmuş." Sonra banko görevlisine göz kırptı. "Xiao Wen, böyle durumlarda müşterinin nakdi yoksa yukarıya haber verelim lütfen. Biz hemen aşağı nakit getiririz."

Banko görevlisi hemen uyum sağladı. "Tamam, Xiaoning Hanım, bundan sonra dikkat ederim."

Tu Xiaoning müşteriye döndü. "Hanımefendi, buradaki bankoların hepsi kamera ile izleniyor. Gelin benim ofisime geçelim; bende nakit var, sizinle değiş tokuş yaparım."

Kadın bunu duyunca biraz sakinleşti. "Bunu en başta söyleseydiniz, boşuna zaman kaybetmezdim."

Tu Xiaoning gülümsemeye devam etti. "Evet, bizim hatamız, hizmetimizde eksiklik oldu. Bundan sonra müşterilere nakit ödeme gerektiğini hatırlatan bir uyarı koymamız lazım."

Kadın banko görevlisine sert bir bakış attıktan sonra Tu Xiaoning’in peşinden gitti. Ofise vardıklarında Tu Xiaoning ona çay ve su ikram ederek biraz yatıştırdı. Cüzdanını çıkarırken bir yandan da sordu. "Hangi şirket için açtırıyorsunuz hesabı? Ne amaçla kullanacaksınız?"

Kadın bir yudum su içerek yanıtladı. "Başka ne için olabilir? Patronumuz hesap hareketlerini buradan yürütmek istiyor. Müşteriler parayı sizin bankadaki hesaba yatırmamızı istiyor, onlara kolaylık sağlıyoruz."

Tu Xiaoning bunu duyunca içinden "Aman Tanrım!" dedi. Bu, daha önce çalışmak istediği kimyasal üretim firması değil miydi? Plastik üretimi yapıyorlardı ve C Şehri'nin en büyük vergi mükelleflerinden biriydi. Bu firmaya ulaşmak çok zordu. Mali işler müdürünü birkaç kez aramıştı ama ya açmamış ya da direkt yüzüne kapatmıştı.

Kadına tekrar baktı. Muhtemelen firmanın baş muhasebecisiydi.

Kadın bir yudum daha su içip konuştu. "WeChat ekleyelim, hemen parayı göndereyim."

Tu Xiaoning telefonu çıkardı ve doğal bir ifadeyle sordu. "Siz banka işlerini yürütmekten sorumlu muhasebeci misiniz?"

Kadın, "Ben baş muhasebeciyim. Bugün diğer çalışanın başka işleri vardı, yönetim beni gönderdi. Sonra da şu saçmalıkla uğraşmak zorunda kaldım." dedi.

"Ah, anladım." WeChat'i açarak ekledi. "Şirketiniz uzakta mı? Bugün yağmurda buraya gelmek zor olmuş olmalı, değil mi?"

"Uzak tabii! Fabrikamız yeni yerleşim bölgesinin dışında, buraya gelip gitmek 45 dakika sürüyor. Bugün şirket aracı da müsait değildi, ben de taksiyle geldim. Pantolonum bile ıslandı bak."

Kadın ıslak pantolonunun paçalarını silkeledi.

Tu Xiaoning göz ucuyla baktı. "Ah, gerçekten zahmetli olmuş. Hadi, WeChat’ten ekleyeyim sizi."

Kadın QR kodunu açtı. "Açılış ücreti 520 yuan. Bozuk paran var mı?"

Tu Xiaoning cüzdanını karıştırdı, ama sadece büyük banknotları vardı. Hemen düşündü ve 600 yuan uzattı.

Kadın parayı alıp transfer yapmaya hazırlanırken Tu Xiaoning aniden konuştu. "Bana sadece 520 yuan göndermeniz yeterli."

Kadın duraksadı. "Ama banko 80 yuan bozuk verecek, onu da geri getirmem gerekecek. Direkt sana 600 göndereyim, daha kolay olmaz mı?"

Tu Xiaoning elini salladı. "Hayır, 80 yuanı bana vermenize gerek yok. Zaten buraya kadar taksiyle geldiniz, dönüş için de taksi tutacaksınız. Bunu yol ücreti olarak düşünelim, ayrıca biraz önce yaşanan aksaklık için de küçük bir özür olsun."

Kadın bunu duyunca keyiflendi. "Aaa, ama bu olmaz, sonuçta senin hatan değildi. Ayrıca taksi parası 80 yuan kadar tutmaz, ben yine de 600 göndereyim."

Tu Xiaoning gülümsedi. "Önemli değil, biz kurumsal müşterilerimizle ilgilenmek zorundayız. Her müşterinin iyi bir hizmet aldığını hissetmesi bizim için önemli. Bu yüzden gidiş dönüş yol paranızı karşılamamız hiç sorun değil. Yaşanan aksaklık için de lüften kusura bakmayın."

Bu sözler kadının hoşuna gitti. Ona dikkatlice baktı. "Adın ne?"

Tu Xiaoning, kimlik kartını gösterdi. "Tu Xiaoning. Bana Xiao Tu diyebilirsiniz." Sonra dışarıda yağan yağmura baktı. "Size nasıl hitap edebilirim?"

"Zhou diyebilirsin."

Tu Xiaoning: "Muhasebeci Zhou, hesap açma işleminiz bittikten sonra öğle yemeği vakti olacak. Neden bizim bankada yemek yemiyorsunuz?"

Muhasebeci Zhou, "Ah, olmaz, olmaz. Hâlâ işim var, şirkete geri dönmem gerekiyor." dedi.

"Ama sonuçta bir şeyler yemeniz gerekiyor."

Muhasebeci Zhou ayağa kalktı. "Anlamıyorsunuz, şirketi patronun oğlu devraldı. Yeni yönetici olarak kendini kanıtlamaya çalışıyor ve bizi çok sıkı denetliyor."

"Anladım."

Muhasebeci Zhou suyunu içip belgelerini toparladı. "Ben en iyisi işimi halledeyim, yoksa patron kızarsa işin içinden çıkamam." Sonra 80 yuanı kaldırıp sallayarak ekledi. "Bugün için teşekkür ederim, Xiao Tu."

“Rica ederim, rica ederim, ne teşekkürü?”

Kadın tekrar gülümseyerek, “O zaman, o 80 yuanı gerçekten alıyorum.” dedi

Tu Xiaoning başını salladı. “Tabii ki, lütfen kabul edin.”

Muhasebeci Zhou birkaç kez daha teşekkür ettikten sonra ayrıldı. Tu Xiaoning onu asansör kapısına kadar uğurladı.

Ofisine geri dönerken tam o anda Ji Yuheng’in şube müdürü odasından çıktığını gördü.

Geniş bir gülümsemeyle selamladı “Ji Bey.”

Ji Yuheng başını hafifçe eğerek selamladı.

İkisi de hiçbir şey olmamış gibi yollarına devam etti. Tu Xiaoning’in adımları biraz neşeliydi.

Öğle yemeğini yedikten sonra, yeni bir pazarlama müşterisi aniden arayarak, patronun öğleden sonra müsait olmadığını, öğlen gelip gelemeyeceğini sordu. O da kabul etti, iş kıyafetini çıkarıp üzerine ince bir trençkot aldı ve otoparktaki arabasına gitmek için yola koyuldu.

Yeni şubede toplamda sadece otuz civarı çalışan vardı. Herkes pratik olması açısından arabalarını açık otoparka park etmeyi tercih ediyordu, bu yüzden yeraltı otoparkına neredeyse kimse girmiyordu. Göz gezdirdiğinde sadece birkaç araba görebildi.

Ji Yuheng’in arabasını genellikle yeraltına park ettiğini bildiği için o da aynı yere park etmişti. Yeraltı otoparkına girdiğinde, uzaktan onun arabasının kapısının açık olduğunu gördü. Ji Yuheng eğilmiş, sürücü koltuğunun içine doğru uzanarak bir şeyler arıyordu.

Burası yeni bir iş merkezi olduğu için yeraltı otoparkındaki güvenlik kameraları henüz aktif değildi. Etrafına göz gezdirerek kimsenin olmadığını teyit etti ve sessizce yanına yaklaştı.

Hala evraklarını ararken aniden belinden sarıldı. Yuheng bu sarılışı öyle iyi tanıyordu ki kim olduğuna bakmasına bile gerek yoktu.

Beline dolanan elleri tutarak doğruldu ve arkasını döndü. Tu Xiaoning, onun hareketine uyum sağlayarak kollarını boynuna doladı. Ji Yuheng onu kollarının arasına çekti.

“Cesaretin giderek artıyor, iş yerinde bile sarılmaya mı başladın?” diye alçak bir sesle sordu.

“Az önce odandan çıktığında sana sarılmak istemiştim.” Tu Xiaoning kendini onun göğsüne iyice gömerek mırıldandı. Resmen büyülenmiş gibiydi, onu kısa bir süre bile görmese özlemine dayanamaz hâle geliyordu. Kadın âşık olduğunda gerçekten bir deliye dönüşüyordu

“Nereye gidiyorsun?”

“Bir şirkete.”

“Öğlen bile mi gidiyorsun?”

“Gerekirse akşam da giderim. Pazarlamanın belirli bir saati olur mu hiç?”

Ji Yuheng onu daha sıkı sardı. “Son zamanlarda kendini fazla zorluyorsun.”

Tu Xiaoning onun pürüzsüz ve düzgün tıraşlı çenesini okşayarak, “Dün gece geç döndün, öğlen biraz kestir.” dedi.

“Tamam.”

“Bu akşam iş yemeğin var mı?”

“Yok.”

“O zaman eve dönerken iki tane sazan balığı alıp sevdiğin sazan çorbasını yapayım mı?”

“Olur.”

Tu Xiaoning boynuna sarılarak hafifçe ayaklarının ucunda yükselerek ona yaslandı ve öpücük istedi. Ji Yuheng başını eğdi.

Xiaoning sonra hafifçe uzaklaşıp gömleğini düzeltti.

“Ben çıkıyorum.”

“Yağmurda dikkatli sür.” diye tembihledi Ji Yuheng.

“Biliyorum.”

Gideceği şirket, inşaat sektöründe faaliyet gösteren bir firmaydı. Patron büyük çaplı projeler üstleniyor, inşaat malzemesi alımı yapıyordu. Konuşkan bir adamdı, emlak piyasasından yatırım fonlarına kadar her konuda uzun uzun konuşmuştu ama kendi şirketi hakkında neredeyse hiç bahsetmemişti.

Tu Xiaoning sonunda dayanamayarak sordu. “Bay Wang, şirketinizin yıllık geliri ne kadar?”

“Sekiz, dokuz milyon civarında. Bazen hükümet projeleri alıyoruz ama ödeme süresi çok uzun oluyor. Devlet para yatırmazsa biz de muhasebeleştiremiyoruz.

“Peki, şirketinizin bina inşaatı ana yüklenici sertifikası hangi seviyede?”

“İkinci seviye.”

“Mali ve vergi kayıtlarınızı görmem mümkün mü?”

“Ah, muhasebeci bugün ofiste değil.”

“Ne zaman döner?”

“Öğleden sonra gelmeyecek. Ama bankanız için gereken belgeleri hazırladı, onları alıp işlemi başlatabilirsiniz.”

Tu Xiaoning bu patronun maddi sıkıntılarının olabileceğini düşünerek içten içe bir not aldı.

Belgeleri toplayıp oradan ayrıldı. Arabasına binmeden önce telefonuna göz attığında, dört kişilik küçük sohbet gruplarının mesajlarla dolup taştığını fark etti. En baştan itibaren okumak için mesajları kaydırdı.

【Çelik Dev】: “Vay canına! Vay canına! Vay canına!”

【Sessiz Ol 】: “Üstteki neyin kafasında?”

【Çelik Dev】: “Sadece ben değil, tüm banka şubesi şokta!”

【Sessiz Ol 】: “?”

【Xu Fengsheng】: “?”

【Çelik Dev】: “Birisi, müdürün öğlen yeraltı otoparkında bir kadınla sarıldığını görmüş! Kadın resmen müdüre yapışmıştı! Kesin öpüşüyorlardı!”

Tu Xiaoning’in kafasında bir şimşek çaktı. Hemen mesajları aşağı kaydırdı. Bugün bir anlık dürtüyle ona sarılmıştı, bu kadar cesurca hareket ettiği tek seferdi ve o anda kimsenin olmadığını sanmıştı. Ama nasıl oldu da biri görmüştü? Bu kadar şanssız olabilir miydi?

Kesinlikle gizli bir ilişki yürütmeye uygun biri değildi. Eğer bir dizide yaşasaydı, daha ilk bölümde ölen bahtsız karakter olurdu!

Tüm mesajları okudukça elleri titremeye başladı, kalbi neredeyse yerinden çıkacak gibi çarpıyordu.

【Çelik Dev】: “Kadın uzun boylu gibiymiş ama müdür ona sarılırken arkası dönük olduğu için yüzü net görünmemiş. O an iş nedeniyle acele eden kişi biraz daha bekleseydi kim olduğunu görebilirdi. Ama kesinlikle Tang Yuhui değildi! Vay be! Müdürün gerçekten bir kadını varmış! Şimdi tüm banka çalkalanıyor.”

【Xu Fengsheng】: “Yeraltı otoparkındaki kameralar çalışıyor mu?”

【Çelik Dev】: “Lanet olsun, daha takılmamış!”

【Xu Fengsheng】: “...”

Tu Xiaoning mesajları okudukça içinden patlamak üzere olduğunu hissetti.

Yorumlar