How to Get My Husband on My Side - 80.Bölüm (Türkçe Novel)


Martha’nın şu anki görünüşü korkmuş orta yaşlı bir kadından başka bir şey değildi.

195 cm boyunda ve 60 cm genişliğinde olması Dük’ü bile etkiliyordu.

(I) "Neler oluyor?"

Başı eğik halde duran Martha hafifçe yüzünü kaldırdı ve Ellenia'ya baktı.

Bunlar yardım istercesine bakan gözlerdi.

Izek ise kız kardeşine bakmadı.

Serin sabah havasındaki görünüşü tüyler ürperticiydi. Keskin gözlerinde beklenmedik bir kin vardı.

(I) "Kendin mi anlatıcaksın?"

Martha onun pürüzsüz ve duyarsız sesi karşısında irkildi.

Ellenia sadece alnını kırıştırdı.

İyi bir hissiyatı yoktu.

Abisi, Sör Ivan'la kıyaslanacak kadar kabaydı. Bu nedenle öfkesini göstermesi oldukça normaldi.

Böyle yumuşak tonda konuşması onun için ayrı bir korkutucuydu.

(Baş Hizmetçi) “Üzgünüm Leydim. Bu alçakgönüllü hizmetçiniz haddini bilemedi......”

Olanlar Rudbeckia ile ilgili değil miydi? Daha fazla yargılamadan önce durduğunu fark etti.

(I) "Ruby'ye ne yaptın?"

(Baş Hizmetçi) "Leydinin henüz buradaki gelenekler hakkında fazla bir bilgisi olmaması beni endişelendirdi. Küstahça görünebilir ama kendisi artık Omerta Kalesi'nin ev sahibesi olduğuna göre.......”

Tereddüt ve pes ediyormuş gibi görünen Martha, Ellenia'ya bakarak omuzlarını dikleştirdi. Bu hareketiyle kendine olan güveni tekrar yerine geldi. Bu beklenmedik değişiklik karşısında Ellenia farkında olmadan Izek'in bileğini tutmak üzere hareketlendi.

(Baş Hizmetçi) “……Kötü alışkanlıklarını yavaş yavaş azaltmasının daha iyi olacağını çünkü üzerinde çok fazla göz olduğunu söyledim. Kızdı ve bana tokat attı.”

Ellenia yüzünde özür diler gibi bir ifadeyle Martha'ya baktı. Baş ağrısının yeniden alevlendiğini hissetti.

Bu beklenmedik bir bombaydı! Ayrıca Rudbeckia gibi mizah sahibi birinden gelen bir tokat, çay dökmekten çok daha beterdi. Bu olay dünden hemen sonra gerçekleşti.

(Baş Hizmetçi) “Üzgünüm Leydim. Bir anlık nerede durmam gerektiğini unuttum...."

Yere diz çöküp başını eğen Martha gerçekten mahcup ve üzgün görünüyordu.

Ellenia daha önce Martha'nın ona yalan söylediğini hatırladı.

Izek'in doğum günü ziyafetinde çıkan küçük kargaşa…

O zaman Martha, suçunu nazikçe kabul etti. Ellinia’ya zor anlar yaşatmasına rağmen Martha'yı affetti.

Sadece Martha'nın değil, hizmetlilerin çoğunun yeni Leydiyi sevmemesi kaçınılmazdı. Zamanın bunu çözeceğini düşündü. Bu olay Rudbeckia’nın kaçışından sonraydı. Her şeyin normal ilerleyebileceğini hissetti. Böyle anlamsız bir şeyin bir daha olmayacağını düşündü. Bu yüzden Martha'ya Rudbeckia'nın sırrını ve ölmüş annesiyle ortak yönlerini anlattı.

Merhamet sahibi oldukları için ikisinin iyi anlaşacağını umuyordu.

Ellenia, dadı ve Ruby'nin iyi anlaşacağını içtenlikle ummuştu.

Bu masum bir dilek miydi?

Dünden beri bütün gün aklının bir köşesine çöken uyumsuzluk duygusu giderek artıyordu.

Bu tuzağa yakalanmış gibi görünen tatsız uyumsuzluk duygusuda neyin nesiydi böyle?

(I) " İşte bu beklenmedikti."

Sessizce Martha'ya bakan Izek, Ellenia'ya döndü ve yavaşça ağzını açtı.

İki kadın arasındaki şüpheli atmosferi görmüş gibiydi.

(I) "Saçmalamanı bekliyordum ama bu düpe düz planlanmış!"

Bu utanç vericiydi.

Ellenia bu kadar tuhaf ve utanç verici bir durumda olmaya alışık değildi. Kendisini çelişki içinde hissetti. Bunun olmasını hiç istemedi.

(Baş Hizmetçi) “Aceleyle söylediğim şey...”

(I) "Aceleyle böyle hatalar yapamazsın, o tokat hak edilmiş değil miydi?!"

(Baş Hizmetçi)  “…….”

(I) "Her şeyden önce, uzun zamandır ilk kez mışıl mışıl uyuyor ve ben onu böyle bir soru sormak için uyandırıp uykusunu bölmek istemiyorum."

Morali bozuk olmalıydı.

Izek, Rudbeckia söz konusu olduğunda sonunu bilmeden çılgınca koşan vahşi bir at gibiydi.

Izek, yaşananları doğrudan Rudbeckia'ya sorarsa utanacak taraf Ellenia'nın tarafıydı.

Martha'nın bunu bir sır olarak saklaması gerekiyordu. Nasıl böyle davranabildi?

Martha'yı da suçlayamazdı. Çünkü Martha'ya en başta olanları anlatan Ellenia'nın ta kendisiydi. Ayrıca başka sorunlar da vardı.

Doğruyu söylese bile Izek bunu nasıl kabul edecekti?

Ellenia, abisinin son günlerdeki değişimine babası gibi kolayca uyum sağlayamadı. Rudbeckia ile ilişkisinin bozulmasını da istemiyordu.

Sebep ne olursa olsun, durum buydu.

Nedenini tam olarak anlamak kendisi için bile hala zordu. Bu konuyu düzgün bir şekilde tartışmak için annesi hakkında konuşması gerekiyordu.

Bu gerçekten akıllıca bir hareket miydi?

(Ellen) "Başka bir yere gidelim..."

(I) "Neden? Burayı seviyorum. Bunu bilmiyor musun?”

Ellenia'nın abisine karşı şiddetli sözleri alışılmadık bir şeydi.

Ellenia dudağını ısırmayı bıraktı.

Her şeyden habersiz olan hizmetçiler ve gardiyanlar, sersemlemiş bir yüzle ona bakmakla yetindiler.

(Ellen) “……Beni yanlış anlama. Ruby için sır olarak saklayacağıma söz verdiğim bir durum. Bu konuyu herkesin önünde konuşabileceğini düşünüyor musun?”

(I) "Çok komik! Bunu daha önce de yaptığını sanıyordum!”

(Ellen) “Bu... Benim hakkımda ne düşünüyorsun?  Ruby'ye karşı her zaman bu kadar alaycı değilsin, değil mi?”

Onu tersledi ve pervasızca uzun kolunu çekti. Neyse ki Izek artık salak gibi davranmıyordu ve onu takip etti.

 * * *

(I) "Yemekten sonra kusuyor mu?"

(Ellen) " Eğer yemekten başka seçeneği yoksa. Sen veya ben onu yemeye zorlamasaydık, hiçbir şey yemeyecekti. Ama son günlerde çok daha iyi görünüyor."

(I) "Depresyondayken mi yoksa kendini iyi hissetmediği zamanlar mı iştahının olmadığını kastediyorsun?"

(Ellen) “Evet, bence bu psikolojik bir problem. Arada bir durup patladığı zamanlar oluyor ama normalde.......”

(I) "Profesyoneller gibi konuşuyorsun. Annemiz yüzünden mi?”

Ellenia bir an için ağzını kapadı ve Izek'e baktı.

Izek, endişelerinin aksine oldukça sakin bir yüzle şaşırtıcı bir şekilde cevap veriyordu.

(Ellen) “İşte bu yüzden! O sırada annemiz.....tuhaf davranıyordu, eğer hatırlıyorsan.”

(I) “Her şeyi gördüm. Annenin zayıfladığı belliydi. Bunun sadece depresyon yüzünden olduğunu düşünmüştüm.”

(Ellen) "Doğru, depresyonda bir sebep. Ama çok daha fazlası vardı... Yemek yemeyi reddedeceğini kim tahmin edebilirdi?”

(I) "Başından beri bildiğini söylemiştin."

(Ellen) “Evet doğru. Annem bütün gün benimleydi. Nedenini bilmiyorum ama benden saklamaya çalışmadı.”

(I) "Babam? Biliyor muydu?”

(Ellen) “Babamın neyi bilip neyi bilmediğini nasıl bilebilirim?  O zamanlar annemizle arası pek iyi değildi. Birbirlerinin yüzlerini zar zor görüyorlardı... Ayrıca araları iyi olsaydı bile  bir ilişkileri olsa bile ona asla söylemezdi. Çünkü, kocası tıpkı şimdi olduğu gibi.”

(I) "Ha, bu bir mazeret değil!"

Bunu mırıldanan Izek kollarını kavuşturup kanepeye yaslandı. Gözleri kırmızı yeşim taşı gibi oldu. Ellenia şekle baktı ve yavaşça ekledi.

(Ellen) "Bu senin hatan değil. Ruby seninle tanışmadan öncede böyleydi. Eğer annemiz aynı durumda olmasaydı Ruby’nin durumunu bilemez ve onun biraz seçici olduğunu düşünürdüm.”

(I) "Emin misin?"

(Ellen) “Annemiz yavaş yavaş zayıflamıştı. Bence Ruby çok uzun zamandan beri böyle."

(I) "Dur ve patla derken neyi kastettin?"

Açlık ne kadar güçlü bastırılırsa bastırılsın, insanın iştahı doğrudan hayatta kalma içgüdüsüne bağlıydı, yasa buydu.

O zamanlar annesi neredeyse bir hafta boyunca günlerini oruç tutarak geçirdikten sonra birdenbire iki kişilik akşam yemeğinin tamamını bitirmek için hafta sonları geç saatlerde restorana gidermiş.

Ellenia hikayeyi anlattığında Izek tamamen şok olmuş göründü.

(I) “Ve tekrar tekrar kusmak mı?  Bu çok sinir bozucu....”

(Ellen) “Onu görünce gerçekten deliriyordum. Sana söyleyemediğim için üzgünüm. Sana veya babama söylersem öleceğini söyledi. Ben de şimdiye kadar saklamaya devam etmek zorunda kaldım.......”

(I) "Seni tehtit ettiği için saklamak zorunda kaldın ama sonunda öldü. O zaman kaç yaşındaydın?”

Bu tonda Ellenia hafifçe gülümsedi.

O zamanlar dokuz yaşındaydı.

Annesini söğüt dalında asılı halde ilk kişi Izek’ti. O da o zamanlar on üç yaşındaydı.

(Ellen) "Senin sayende onun nasıl öldüğünü görmedim. Eğer bu yaşananlar hakkında konuşmaya devam etmek istersen…”

Sessizlik oldu.

Dışarıdaki manzara daha parlak hale gelirken kardeşler çok uzun bir süre sessizce oturdular.

Izek, sütunun üzerindeki fresklere kayıp bir yüzle bakarken, Ellenia gerginliğini bastırmaya çalıştı.

(I) “Demek bu yüzden kilo alamıyordu….”

(Ellen) "Ruby'ye hiçbir şey söyleme. Sorunu henüz çözülmemiş olsa da bunun bir sır olarak kalması gerekiyordu.  Benden nefret etmesini istemiyorum.”

Başını yavaşça çevirdi. Bir şey tarafından ele geçirilmiş gibi görünen gözleriyle uzun bir süre ona baktı.

Sonra nihayet cevap verdi.

(I) "Yakın olduğunuz için birbirinizle özel şeyler paylaşıyor musunuz?"

(Ellen) "Kıskanıyor musun?"

(I) "Biraz! Ve eğer bu bir sırsa, hizmetçi nasıl öğrendi?

(Ellen) "Bu... Aptalca olduğunu kabul ediyorum. Geçen sefer olanlar yüzünden Ruby'nin arkadaşları olmasını istiyordum.  Martha, annemizin hastalığını biliyordu.”

Yorumlar

  1. Ohaa dadidaki boya bak,sanki basketbolcu 😂😂

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Geçmiş hayatında bodyguardmış🤣🤣~Çağla

      Sil
  2. Hepsi evliliklerinin biteceğine ve Ruby'nin gideceğine inanıyor hizmetçi işi biraz hızlandırayım dedi herhalde hadsizzz

    YanıtlaSil
  3. İzek gözlerini aç aslanım, bunlar Ruby hakkında öğrendiklerinin %25'i bile etmiyor...

    YanıtlaSil
  4. Çeviri için teşekkür ederim

    YanıtlaSil

Yorum Gönder