How to Get My Husband on My Side - 103.Bölüm (Türkçe Novel)


İki gün süren katliam o kadar çabuk sona erdi ki,

Kalabalığın giderek yoğunlaşan gürültülü ve coşkulu sevinci bomboş hissettiriyordu.

Arenaya atılan tüm çiçekler, mendiller, konfetiler, haçlar, bayraklar ve diğer nesnelerin arasında, düz zeminin ortasında yatan ve zor nefes alan gümüş saçlı bir şövalye yavaşça vücudunu kaldırdı.

Kılıcını toprağa saplayıp yaslandığında göğsü inip kalktı. Şifacılar dışarı çıktı ve ona ulaşmak için acele ettiler.

"Izek! Izek! Izek!"

"Seni seviyorum! Seni seviyorum, Şövalye Bey!"

"Kuzeyin en iyi şövalyesi! Kuzeyin en iyi şövalyesi!"

Kalabalığın heyecanı benimki sönerken büyüdü. İç çekerek yerime geri oturdum. Göğsümdeki ciddi ve donuk his geri geldi.

Orijinal romandan bildiğim her şey değişmiş olsa bile, yine de yazıldığı gibi bitti.

Ana karakter Izek Van Omerta, Gladyatör Maçını bir kez daha kazandı.

Tezahüratlar daha da yükseldi. Evet, böyle olması gerekiyordu.

(Cesare) "Ruby mutlu olacağını düşünmüştüm."

Bana ifademi kontrol etmemi mi söylüyorsun?

Çenemi sıktım!

Lanet olası bir şey söylememek için elimden geleni yaptım. Ama başımı çevirip yanımda oturan kişiye baktığımda, o utanmaz adam o kadar sinir bozucu derecede sakin görünüyordu.

Alaycı bir şekilde gülmeden edemedim.

(R) "Şu anda sevinçten dans mı etmeliyim?"

(Cesare) "... Sadece onunla tekrar buluşmak için acele ettiğini düşünmüştüm."

(R) "Ne tür sürprizlerle karşılaşacağımı asla hayal edemezdim. Ama her iki durumda da kazanacağı açıktı, değil mi? Kardinal Richie'yi getirme fikrini kimin bulduğunu bilmiyorum ama festivalin tadını çıkarmayı kesinlikle biliyorsunuz. Neden daha fazlasını getirmediniz?"

(Cesare) "Kendini öldüren çok fazla kardinal yok," diye sırıttı Cesare 

Ve daha da yaklaştı. 

(Cesare) "Hepimiz gizemli bir şekilde ortadan kaybolan Buz Ejderhası'nın yerini alacak ne tür bir eğlencenin uygun ortamaa olacağı konusunda endişeliydik. Herkes onu bekliyordu."

Uzun süre baktım.

Ne demek istediğini anlamaya çalışıyordum. 

Ne kadarını biliyordu? 

Bana ne anlatmaya çalışıyordu?

Gülmeli miydim?

Beni gergin hissettirsede ona yumuşak bir şekilde gülümsedim. 

(Cesare) "Ona verdiğin hediyenin bu kadar çabuk işe yaradığını görmek seni gerçekten mutlu ediyor olmalı. Herkes senin karısı olduğunu düşünürdü, benim değil."

Islık ve tezahüratlar daha da kontrol edilemez hale gelirken Cesare ile aramızdaki bakışma yarışı bir süre devam etti.

Kuzeylilerin vatanseverliği her zamankinden daha güçlüydü.

Bağırışlarının vücudumda yankılandığını hissedebiliyordum.

Cesare'den uzaklaşıp, Izek'in şifacılarla çevrili ve Britannia Kralı'nın oturduğu balkonun önünde diz çökmüş halini izledim.

Hepsinin yüz ifadelerini merak ediyordum. 

Izek, Kral Feanol, Dük Omerta ve Ellenia... 

Hepsi gururdan patlıyor olmalılardı? 

Hemen yanlarında oturmalıydım.

(Cesare) "Ruby... Hiçbir şey için endişelenmene gerek yok."

Yorumlar