This Marriage Is Bound To Sink Anyway 46. Bölüm (Türkçe Novel)


Bölüm 5. Yeni Evli


"Bir gün bugünün geleceğini biliyordum ama sonunda gerçekleştiğine inanamıyorum..."

Ines, bir kez ekmeği ağzına atar atmaz gözyaşlarına boğulan Düşes Ballestena'ya, bir kez de yanında sessizce yemeğini yiyen Carsel'e baktı.

Düşesin kontrol edilemeyen ruh halleri onlara normal geliyordu, ancak Carsel gibi aileden olmayan biri için bunlar son derece garip olabilirdi. Tabii bir hafta önce burada şahit olduğu çeşitli gösterileri de hesaba katarsa...

'Bu yeni bir şey değil...'

Mevsimden mevsime değişen ciddi duygu durum bozuklukları, anksiyete, alkolizm, depresyon ve OKB gibi çeşitli nörolojik rahatsızlıklardan muzdarip olan Düşes, ne olursa olsun başkalarının önünde onurunu korumayı asla unutmadı. Her şeyden önce, duygusal zayıflık göstermek çok utanç verici ve aptalca bir şeydi, sanki yaşam ve ölüm hakkını başkalarına devrediyormuş gibiydi.

Düşes çok şahsına münhasır bir kişiliğe sahipti ve Carsel'i aileden biri olarak düşünmesi imkansızdı. Bir hafta önce alkolün etkisi altındaydı ama şimdi sabahın yedisinde, pencerenin önünde kuşların cıvıldadığı ve ayık olmaktan başka seçeneğinin olmadığı bir zamandaydılar.

"Dün o kadar gerçek dışıydı ki bütün gün bir rüyada gibi hissetmiştim ama bugün ikinizi yan yana otururken görünce bunun gerçek olduğunu anlıyorum. Sanki yüz yıllık tıkanıklık ortadan kalkıyormuş gibi hissediyorum... Bu aşağılanmaya hak edecek kadar ne suç işlediğimi merak ediyordum ama bugün nihayet son buldu...”

Yani bu, Ines'in evliliğinin onu alkolden daha fazla sarhoş ettiğinin kanıtıydı. Düşes Ballestena, gözyaşlarıyla dolu gözlerini aralıksız kırpıştırarak bir Ines'e bir Carsel'e sırayla baktı.

"Gerçekten de tek istediğim buydu, Ines..."

"Biliyorum anne."

Ines iç geçirerek cevap verdi. Ballestena Düşesi herhangi bir anne gibi olsaydı ve Ines de herhangi bir kız gibi olsaydı, bu sahne gözyaşları olmadan söylenemeyecek kadar dokunaklı bir an olurdu.

Eğer durum böyle olsaydı, Balestena Dükü karısı kızı evlendiği için sabahın erken saatlerinden beri sevinçten ağlarken tek başına tütsülenmiş bifteğini yiyemezdi. Damadı nezaketle başını eğip yemeğini yemeye çalışırken bu tuhaf atmosferde kahvaltısını yapamazdı.

“Sonunda bir kadın olduğuna hâlâ inanamıyorum. Bunu kim düşünebilirdi ki? Hayatının geri kalanını o siyah yas kıyafetlerinin içinde geçireceğini ve sonunda Lord Escalante'nin nişanı bozacağını..."

"...Bu konuyu kapat artık, Olga."

"...Herkesin düşündüklerini söylüyorum ben. Uygun bir eşinin olmaması ıssız bir adada yalnız kalmak gibidir... Nasıl ki yenilmediğinde yiyecekler bozulursa, aynı şey kadınlar ve evlilik için de geçerlidir. Peki Balestena ailesinin kızı Grandes de Ortega'nın dışından biriyle evlenebilir miydi,? Hayır. Üç yıl falan daha böyle geçseydi ancak dul bir adamla evlenmesi mümkün olurdu..."

Bu güzel sabahta bir yudum bile alkol almadan sarhoş olan Düşes, alışkanlıkla Ines'e kin kustu. Dük Balestena'nın yüzü ciddileşti.

Karısını, yeni evliliklerini ve ilk gecelerini kutlayan kızının ve kocasının önünden sanki bir suçluymuş gibi sürüklemeyip çenesini kapatmaya zorlamasının mı daha iyi olacağını yoksa başka bir şekilde mi çözmesi gerektiğini hesaplamaya çalışıyor gibiydi...

"Ballestena adını böyle rezil bir evlilikle lekeleyip herkese alay konusu etmektense hayatının geri kalanını bir manastıra kapanarak geçirmek daha iyi olurdu. En azından böylece Tanrı'nın adıyla yüceltilirdi."

Kocasının aklından geçenler hakkında hiçbir fikri olmayan Düşes hararetle içini dökmeye devam etti. Ines sanki her zaman duyduğu önemsiz bir şeymiş gibi çatalını ağzına götürdü. Ve Carsel'in yüz ifadesi tamamen sertleşti.

“Karga gibi etrafta gezerken başka ne beklenirdi, öyle değil mi Lord Escalante?”

"Olga!"

"...Düşesin benden ne duymayı beklediğinden emin değilim."

Carsel bitirmediği tabağını bıraktı, peçetesini aldı ve zarif bir şekilde ağzını sildi. Ines sanki kötü bir alamet sezmiş gibi hafifçe içini çekti.

"Ah, Ines'in söylediklerime gücenmesinden mi endişeleniyorsunuz? Benim kızım demir kadar sert, kaya kadar donuktur ve söylediklerimi duymaz bile. Yani..."

"...Söylediklerinizin çoğu böyle şeylerse ben de duymamayı tercih ederim, Düşes."

"'Böyle şeyler' derken neyi kastediyorsunuz? Karınız için endişelendiğimden söylediğim şeylerden mi bahsediyorsunuz?”

"İnsan sevdiği için endişelenir. Kızınıza olan sevginiz gerçekse, söylediğiniz kelimelerle onun canını yakmaktan daha çok korkmanız gerekir.”

Bir an için ne bir ses ne bir çatal bıçak kıpırtısı, tam bir sessizlik oldu.

Ines, ailesinin rahatsız edici sessizliğine yorgun bir şekilde gözlerini devirdi. Bu yeni 'aile' biçiminden ve bu tuhaf sessizlikten rahatsızdı.

Bir zamanlar delicesine nefret ettiği annesi ve onun görmezden geldiği sert sözlerine sinirlenen kocası... Ines, annesinin alışkın olduğu sözlü tacizlerindense, bir gecede 'kocası' olan Carsel'in tepkisine karşı daha fazla yabancılaşma duygusu hissetti.

Eskiden beri çocuk gibi gördüğü adam, şimdi onu ailesini korur gibi koruyordu. Ne yapacağını bilmiyormuş gibi hissetti. Daha iki saat önce ona daha da tuhaf şekillerde eziyet eden de kendisiydi...

Şafak sökerken küvette uyuyakalmıştı ve zar zor kendine gelip masaya oturabilmişti.

Gece uyuyamamasının nedeni hiç asilzadeye yakışır bir sebepten değildi, her uykuya daldığında ısrarcı okşamalarla tekrar tekrar uyandırılıyordu... Bir anlamda, ona eziyet etmeye kararlı gibiydi.

Her iki aileye de 'çiftin aşkının fazla ileri gittiği' yönünde verilen rapor ve yatak odalarının önündeki görevlilerin kızarmış yüzleri hala zihnimde tazeyken, zihninin bu durumu kaldırabilecek gücünün olup olmadığını merak etti. Bedeninden bahsetmiyordu bile. Ağır gümüş çatal bıçak takımlarını bile zar zor  hareket ettirebiliyordu.

Düşes'in inişli çıkışlı ruh halleri ve kin dolu sözleri her zaman yalnızca Ines'e yönelik değildi. Böyle anların geldiğinin anlaşıldığı anda yapılması gereken en iyi şey sadece kulaklarını tıkayıp duymamaktı ve ondan da iyisi onu görmemekti.

Birbirlerinden mümkün olduğunca uzak yaşamak, bayramda seyranda küçük aile yemeklerine katılmak yeterli olurdu.

Balestena Dükü yılın çoğunu Mendoza'daki evinde geçirirken Düşes, zamanının çoğunu Perez Dükalığı'nda geçirdi. Mendoza'daki resmi konutun aksine, Perez malikanesi son derece büyüktü ve Luciano ile Ines, isterlerse malikanede o sanki yokmuş gibi yaşayabilirlerdi.

Ines'in evliliği olmasaydı tüm aile asla bu kadar uzun süre beraber zaman geçirmezdi.

Sanki çocukluğunu yeniden yaşadığı bir kabusta gibiydi.

"Dük, duydunuz mu? Damadınız az önce bana kızımıza nasıl davranacağımla ilgili bir ders verdi."

"...Lord Escalante'nin söylediklerinde yanlış bir şey yok. Bu Balestena'daki son yemeğiniz, bu yüzden ağırbaşlılığınızı koruyun.”

“Escalante'nin bana yalancı dediğini duymuyor musun? Ines'i sevmediğimi söylemeye nasıl cesaret eder?"

"Olga!"

"...Karımın kulakları var, söylediğiniz dikenli lafların hepsini duyabilir."

Bu sözlerle birlikte çoktan ayağa kalkmış olan Carsel elini Ines'e uzattı. Ines bir süre ona baktıktan sonra Dük Balestena'ya döndü.

Sanki bir an önce ortadan kaybolsa daha çok minnettar olacakmış gibi başını salladı.

Carsel, sanki bu izni bekliyormuş gibi, daha Ines onun eline uzanamadan bileğinden yakaladı ve nazikçe ayağa kaldırdı.

Bu mükemmel bir görgü kuralıydı ama biraz abartıydı. Sanki kalkmanın onun için ne kadar zor olacağını önceden tahmin etmiş gibiydi. Ines sandalyeden kalkıp onun yanında durduğunda Carsel oldukça ciddi bir tavırla başını Düşes'e doğru eğdi.

"Calstera'ya uzun bir yolumuz var, bu yüzden daha fazla kalamadığımız için lütfen bizi mazur görün.”

"...Calstera mı?!"

"Ines?"

Carsel sanki onun da bir şey demesi gerekirmiş gibi yavaşça adını seslendi. Ines gönülsüzce konuştu.

"...Lütfen aceleyle ayrıldığımız için affedin. Anne, baba. Yakında tekrar Mendoza'ya geleceğim.”

"Bir anne nasıl olur da kızına böyle kötü sözler söyleyebilir..? Hem de daha yeni evlendiği kocasının yanında. Ne büyük bir saygısızlık..."

"Biliyorum ama sorun değil."

"..."

"Ekselansları, müsaadenizle."

Kapıdan çıktığında kendini biraz büyülenmiş hissetti.

Yorumlar

  1. 🧿NAZAR BONCUĞU🧿31 Temmuz 2024 23:22

    Carsel bütün gece uyutmamış kızı😅😅😅acısını çıkarmış resmen
    Bu arada Düşes gibi anne düşman başına
    Ellerine gözlerine sağlık Özgeciğim🌷🌷🌷

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Anne değil şeytan zaten manyak kadın 😒
      Teşekkür boncuğumm 🧿

      Sil
  2. İşte inesi koruyup kollayabilicek tek kişi umarım ines aşık olur hemde delice zaten carsel aşık 🤭🤭 çeviri için teşekkür ederim admincimm

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de çeviriyle bir gittiğim için ileride ne olacak bilmiyorum ama deli divane bir aşk bizi bekliyor gibi hissediyorummm 🥰🥰

      Sil
  3. Teşekkürler yeni bölümler için 🥰

    YanıtlaSil

Yorum Gönder