This Marriage Is Bound To Sink Anyway 41. Bölüm (Türkçe Novel)


***

Yatak odasına önden giden Carsel, masanın üzerine servis edilmiş yemeğe bir an bakıp güldükten sonra masanın yanından geçip yatağa oturdu.

"...Ortasında acıkırsak bir şeyler atıştırırız artık."

Düşünceli bir jestti.

Yatak odası ne çok süslü ne de genişti. Bunun yerine Ballestena'nın uzun bir geçmişe sahip pahalı antikaları ve eski ama yine de güzel mobilyalarla doluydu. Gösterişli yeni eşyalarla dolu bir odadan çok daha şıktı.

Karanlığın ortasında yanan birkaç mumun ışığı odayı aydınlatıyordu. Yatağın odaya göre çok büyük biraz komikti ama muhtemelen çoğu yeni odada durum böyleydi.

Birbirine yabancı erkek ve kadının birdenbire bir araya geldiği garip bir gecede, geniş bir yatak odasının ortasına yerleştirilen mumların aydınlatamadığı karanlıkta birinin onları izleyip izlemediğini merak ederlerdi.

Tıpkı yüz yılı aşkın bir süre önce aile gözlemcilerinin önünde beceriksizce seks yapmak zorunda kalan zavallı genç çiftler gibi.

Ani şüpheler nedeniyle heyecan azalır, yerini hızla kaygıya bırakır ve geriye yalnızca hoş olmayan bir gerçeklik hissi kalırdı. Terli vücutlar, garip bir nefes alış verişleri, evlilik denilen sözleşmenin tamamlandığının farkına varılması...

Onun bundan hoşlanıp hoşlanmayacağını bile bilmiyordu.

Carsel yüzünü gergin bir şekilde ellerinin arasına gömdü.

Evet, çok tatsız da olabilirdi.

Düğün törenleri ve sonrasında düzenlenen ziyafetler tamamen başkalarına gösteriş amaçlı yapılırdı. Evliliğin gerçek anlamda tamamlanması ise gerdek gecesinde gerçekleşirdi.

O gece cinsel birliktelik olmazsa evlilik hiç gerçekleşmemiş gibi iptal edilebilirdi. Hatta birbirlerinin şartları konusunda anlaşmaya varamadıklarında, bazen cinsel birliktelik gerçekleşmiş olsa bile evlilik iptal edilirdi ve kadınlar da yeniden bakire sayılırdı.

Aslında özgür ve ahlaksız kültürün hüküm sürdüğü Mendoza'da gelinin bakire olup olmamasının pek önemi yoktu. Bugünlerde yeni gelenek, kocanın başkaları göremeden bileğinin iç kısmından bir miktar kan alıp bunu delili olarak sunmasıydı.

Ancak iş 'ağzındaki baklayı çıkarmaya' geldiğinde insanlar sanki yüzlerce yıl öncede kalmışlar gibi bir anda kendi kızlarının hala saf bir zambak olduğu ya da diğer kızların bekaretlerini çoktan kaptırdığı gibi eski moda tartışmalara başlıyorlardı.

Tabii ki bu pek sık görülen bir durum değildi. Herhangi bir sorun çıkmadan ilk gecelerini atlatmayı diledi.

Carsel, Dük Ballestena'nın 'gerekirse evliliği iptal ettiririz' tehditlerini görmezden geldi. Ines istediği sürece babası hiçbir şey yapamazdı.

...Yeter ki Ines bu evliliği istemeye devam etsindi.

Carsel'e gece gündüz eziyet eden rüyaların ödülüymüş gibi geceye kadar saatleri sayan zihni 'kutsal evlilik' düşünceleriyle doluydu. Bu arada arzu aşağıda bir yerlerde sıkışıp kalmış gibiydi.

Bu geceyi sorunsuz ve mükemmel bir şekilde atlatmak için sabırsızlanıyordu. Ines Escalante, Carsel Escalante'nin karısı olacaktı. Sonra onu hemen Dük Balestena'nın ulaşamayacağı uzak bir yere götürecekti.

Sadece ikisinin olabileceği bir yere. Calstera kıyısındaki yeni bir malikaneye...

‘...Sadece ikimizin olabileceği bir yer mi?'

Carsel aniden kahkaha atarak elleriyle yüzünü kapattı. Gerçekten aklını kaçırmış olabilirdi... Bir an için aklından geçen düşüncelerin gerçekliğinden şüphe etti ama asker içgüdüleri onu yanıltmazdı.

Hiçbir anlam ifade etmediğini düşünmüştü ama şimdi her şey mantıklı geliyordu.

Balayını Mendoza veya Esposa'da değil, filosunu demirlediği Calstera'da geçirmeye, daha evlenme mektubunu yazdığı anda karar vermişti. Onunla yalnız kalmayı umutsuzca istediğimden ya da arzuladığından değildi...

'Ah, ne düşünüyordum ki?'

Carsel dişlerini gıcırdattı. Asla bu düşünceler ya da dürtülerle kararlaştırdığı bir şey değildi.

'Yemin ederim özel bir anlamı yoktu.' Carsel bunu yaparak kendi beynini yıkamak istermiş gibi bunun için mantıklı bir sebep aradı.

Evet. Çünkü Escalante Düşesi'nin müdahalesinin en az Ballestena Düşüsi'ninki kadar kötü olacağı açıktı...

“...Kahretsin... Sanırım Ines Balestena'yı seviyor olabilirim."

Acınası bir şekilde tekrarladı. Elbette ondan hoşlanmadığını düşünmeyeli uzun zaman olmuştu.

Carsel, altı yaşındayken evlenmeyi şiddetle reddetmişti ama birkaç aydır Ines'ten o kadar da nefret etmiyordu. Evlilik her zaman tercih etmediği bir durumdu ama saf mizacı bunu kader olarak kabul etmesine neden olmuştu.

Bir zamanlar kargaya benzediği için alay konusu olan siyah saçları, Calstera'da uçan bir karga gördüğünde bile onu düşünmesine neden oluyordu. Ines'in güzelliğinin fark edilmemesi sinir bozucuydu. 

"Tabii ya, ben alıştığım için bana çok doğal geliyor."

'Aşık olan' taraf her zaman genç Ines olmuştu. Ve yetişkin olan Ines artık ondan hoşlanmıyordu bile.

Niyetinin ne olduğunu bilmiyordu. Sadece onunla evlenmek istiyor, kiminle görüştüğü ya da neler yaptığını umursamıyordu. 'Sevdiğim adam bana ihanet etseydi onu öldürürüm ama o sen değilsin...' En son böyle bir şey söylemişti.

‘Artık aşık olan tek kişi ben miyim?'

Her ne kadar berbat bir kişiliğe sahip olsa da, birlikte yaşadıkları sürece ona ısınacağını ve bir gün her şeyin daha iyiye gideceğini düşünmüştü.

Carsel'in avuçlarının arasındaki yüzü belli belirsiz çarpıklaştı.

Her ne kadar gece gündüz Ines'i utanmazca rüyalarına çağırmış olsa da bu gecenin çabuk geçmesini umuyordu.

Hepsi Enrique Osorno'nun suçuydu. Belki de suçun bir kısmı onun adını ilk anan Ballestena Dükü'nündü. Bir kısmı da tüm erkeklere böcekmiş gibi davranan Ines'in birden bire onlarla sıradan bir gelin gibi dans etmesinden kaynaklanıyordu.

Ama sonuçta ateşi körükleyen Enrique Osorno oldu.

Enrique Osorno'nun Ines'le dans ederkenki yüz ifadesi aklına geldikçe dayanılmaz bir öfke duyuyordu ama Ines'i birbiri ardına dansa davet edenleri düşündüğünde bu öfke devede kulak kalmıştı.

Herkes tıpkı Dante Ihar gibiydi. Hatta aralarında gerçek Dante Ihar da vardı. Enrique Osorno'ya karşı sırasını anında kaybeden geleceğin keltoşu acınası görünüyordu...

Normalde kimseyi bu konuda eleştirebilecek konumda değildi ama yeni evli bir gelini kocasıyla dans ederken izleyip, çok da uzak olmayan bir zamanda onunla bir ilişki yaşayacaklarını nasıl bir kafayla hayal edebilirlerdi?

Evli olanlar, bekar olanlar, evlenip boşanmış olanlar... Ines'i yakından izleyen sinsi gözlerin hepsi aynı uğursuz yanılsama içindeydi.

'Züppe Escalante'nin gururlu karısı' diyen alaycı sesler kulağına gelip sinirlerini bozdu. 

Bazıları Carsel Escalante'nin karısını baştan çıkarmanın, ondan daha iyi olduklarının kanıtı olacağını düşünürken, bazıları da Ines Balestena herkesin hayal ettiğinden daha güzel olsa bile Escalante'nin dikkatini uzun çekemeyeceğini söylüyordu. Diğerleri ise Carsel Escalante'nin Inés Ballesténa'dan kurtulması için sabırsızlandığını, kalbi kırık bir kadını teselli etmenin ne kadar kolay olacağını söylüyordu.

Elbette Carsel, sadık uşağının çalışmaları sayesinde bunları söyleyen kişileri tespit etti. Hepsi sessizce ve uygun bir şekilde bedelini ödeyecekti. 

Her halükarda, Ballestena Dükü ve Düşesi, Ines'in daha önce hiç şahit olmadıkları sosyalliğinden memnundular ve Ballestena Dükü için Carsel nefes alma şeklinden bile hoşlanmadığı damadıydı. Ballestena Dükalığı'nda kaldığı sürece rahat edemezdi.


Ellerini uzatsa her şeyi elde edebilecekmiş gibi kibirli görünmesine rağmen gözleri yalnızca Ines'in dalgalı saçlarına, zeki yeşil gözlerine, nazikçe gülümseyen dudaklarına ve şehvetli göğüslerine bakmakla meşguldü. Kimse kimseye ihanet etmemiş olmasına rağmen sanki an meselesiymiş gibi ısrarla aç bakışlar atanlar da müzik bittiğinde sıralarını kaptırmamak için birbirleriyle mücadele edip nöbet tutuyorlardı.

Ve sonuçta dans etme konusunda başarılı olduklarını düşününce küfür mırıldanma isteğiyle boğazı yeniden yandı ve gergin bir şekilde yüzünü ovuşturarak ayağa kalktı.

Yemeğin servis edildiği masaya geri yürüdü.

“...”

Daha ne olduğunu anlamadan yatak odasının kapısı açıldı. Çıplak omuzlarını gözler önüne seren transparan bir gecelik giyen Ines odaya girince Carsel'in nefesi kesildi.

Tıpkı Ines'in parlak ışığın sızdığı şapelin kapısından gelinliğiyle ilk kez içeri girdiği zamanki gibiydi.

Yorumlar

  1. 🧿NAZAR BONCUĞU🧿26 Temmuz 2024 20:42

    Aman Allahım 😅 ben mi heyecan yaptım yoksa bölüm çok çabuk mu bitti? Nasıl kaptırdıysam kendimi 😅😅
    Emeklerine sağlık admin hanım🧿

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim nazar boncuğu hanım 🧿🥰

      Sil
  2. Allah beee ay bunun sonu yanıcak her yer sankim bu adam beni ürkütüyor ah admin yetiştir garii diğer bölümleri 2 3 bölümmm🤣🤣👏👏 şaka Bi yana çeviri için teşekkü🧿🧿🧿🧿

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayy sorma alev alev yanıyo da ben bölümleri zar zor yetiştirebiliyorum 😅

      Sil

Yorum Gönder