How to Get My Husband on My Side - 75.Bölüm (Türkçe Novel)

how to get my husband on my side novel - chapter 75

Laflarım bugün çok sinsiceydi.

Aniden ses tonum o kadar neşeli çıktı ki bana bile tuhaf geldi.

Bunu soracağımı biliyormuş gibi kahverengi gözleri neşeyle parladı.

(Baş Hizmetçi) "Siz herkesten daha iyi biliyorsunuz. Bu sadece an meselesi ve herkes sizin bu şatodan her an ayrılabileceğinizi biliyor."

(R) “İtibarım gerçekten de göz alıcı. Ama evlilik görevimizi gerçekleştirdik. Böylesine kutsal bir adak sunduktan sonra nereye gidebilirim?”

(Baş Hizmetçi) "Tanrım…"

(R) "Merak etmeyin! Boğulana kadar dua etseniz de buradan gitmem!”

Sanki dilime bir çeşit büyü yapılmış gibi beklenmedik kelimeler ağzımdan çıkıyordu.

Gülen yüzüme Freya'ya benzer bir ifadeyle bakan baş hizmetçi kısa süre sonra tekrar gülümsedi.

(Baş Hizmetçi) "İlk aşk tatlı bir rüya gibidir. Bugünlerde onun nasıl göründüğüne aşina olmasam da, kendinizi güvende hissediyor olmalısınız.”

Ah, onun hakkında ilk kez mi konuşuyordu? Bu kuzeyliler neden kocamın ilk aşkı hakkında konuşmayı seviyorlardı?

(Baş Hizmetçi) "Sonuçta sadece bir yaz gecesi rüyası gibi. Özellikle genç efendi için. Bunu sizin iyiliğiniz için söylüyorum. İşin sonunda bu şatonun asıl sahibesi olmak için kimin daha uygun olduğunu anlayacaksınız."

Sessizlik oldu.

Soğuk ve çarpık bir sessizliğin ortasında, baş hizmetçi boş boş oturmuş cevabımı bekliyordu.

Ne zamandır bunu yapıyordu?

Belki de benim hiçbir tepki vermeyeceğimi düşündüğü için başını hafifçe eğdi ve arkasını döndü. Yürüyüşünden mutlu olduğunu görebiliyordum.

Şatosunun sahibesi olarak en uygun kişinin kim olduğunu tahmin edebiliyordum.

Bu çok açık değil miydi?

Onunla karşılaştırıldığımda bu asil toprakları işgal etmiş bir psikopattım.

Yozlaşmış bir papanın kızı, kirli ve çirkin bir ailenin üyesi.

Bu yüzden her şeyi biliyordum.

Zaten her şeyin farkındaydım. Ama neden herkes bana bunu hatırlatmaya çalışıyordu?

Sadece gitmesine izin verecektim. Geçen gün olan her şeyin geçip gitmesine izin verecektim. Gerçekten böyle davranmaya çalışıyordum.

Neden beni rahat bırakmıyorsunuz?

Başım ağrıyordu. Beynim beni öldürüyordu.

Boş bir gülümsemeyle ayakta dururken kaburgalarımın içi şiddetle sallandı.

Evet, bu bendim…

Onun bana yakınlaşması herkesin endişelenmesine neden oluyordu. Çünkü ben Izek'in ilk gerçek aşkıydım.

Bana bunu söylemelerinden daha bencilce bir şey olamazdı.

Bunun benim için ne anlama geldiğini nasıl bilebilirler?

Gerçekten kendim gibi kalmaya çalışıyordum.

Yaşayabilirsem, onlara istedikleri her şeyi verecek, ne isterlerse yapacak, dümdüz uzanacak ve sessizce yaşayacaktım…

Sessizce yaşamaya çalıştım ama bana yardım etmediler…

Zaten yaptığım her şeyi çarpıtan bir sürü insan vardı. Bunu kabul edemeyen de çoktu...

Ne kadar zeki bir insan olmadığımı ispatlamış olsam da, canavarlarla ilgili sırrım ortaya çıktığında, kendi kararlarını verecekler ve beni hedef göstereceklerdi…

İster kocam, ister canavarlar olsun, bana iyi gelenlere inanmanın nesi bu kadar yanlıştı?

İlk aşk bu kadar korkutucu muydu?

Munvezi bana sempati gösterdi ve bir anlığına büyülendi mi?

Evet, sanırım öyle bir noktaya geldim ki, ana karakterimiz benim büyüm karşısında o kadar mest oldu ki insanlar bu duruma katlanamadı.

Onu ilk kez kullanacaktım. Zaten kendi güvenliğim için ne yaptığımı umursamayan biriydim.

Gelecekte ne olacağı konusunda endişelenmediğimden değildi.

Aklıma koyarsam kendime normal bakabilirdim.

Acım çok büyük olmadığı sürece daha iyisini yapabilirdim.

Her halükarda, bu beden acı çekecekti.

Ama şu ana kadar oluşturduğum görüntülerin çok işe yaramaz olacağını düşünmedim.

(R) "Hey!”

Banktan kalkıp neşeyle konuştuğumda, birkaç adım ötede olan baş hizmetçi arkasını döndü.

Vakit kaybetmeden ona doğru ilerledim.

Yanağına inen tokatın keskin sesi duyuldu.

Tüm parmak uçlarım karıncalanıyordu.

Durup dururken tokat yiyen hizmetçi, olduğu yerde kaya gibi sertleşti.

Kocaman açılmış kahverengi gözleri şok içindeydi.

(Baş Hizmetçi) "Ne..."

(R) "Neden? Bunu yapmamı beklemiyor muydun?"

(Baş Hizmetçi) “Ne, ne, ne yapıyorsun...”

(R) "Amacın benim tarafımdan dövülmek değil miydi? Merak ediyorum, kızlardan mı hoşlanıyorsun?”

Bana boş boş bakan hizmetçinin yavaşça ağzının kenarlarını yukarı çekildi.

Ah, çok ürkütücü bir gülümsemeydi.

(Baş Hizmetçi) "Çok zavallı davranıyorsunuz ve sonunda gerçek yüzünüzu gösteriyorsunuz. Eğer biliyor..."

(R) "İstediğini aldın! O yüzden git ve ona söyle. Eğer bir hizmetçi benim, Romagna Papası’nın kutsal kızının, ev sahibesi yeteneğini sorgulamaya cüret ederse, dilinin kesilmesi bile yeterli olmaz.”

(Baş Hizmetçi) "Leydim..."

(R) "Sana gerçekten dilini keseceğimi söyleseydim çok abartılı olurdu. Ama görüyorum da kökenlerimi unutmuşsun.”

Saçma bir nedenle hizmetçinin yanağına tokat atsam bile Ellenia'nın beni azarlama yetkisi yoktu.

İçten içe ne düşündüğünü bilmiyordum, ama ben ne zamandan beri gerçek bir arkadaşlığın lüksünü istiyordum ki?

Aptalca bir şekilde bunu bekliyordum, sadece böyleydi işte…

Ayrıca, buradaki insanların hemen benim tarafımda olmasını beklemiyordum.

Su şişelerine gizlice kum döken insanlardan ne isteyebilirdim ki?

Hiçbir şey yapmadığım halde bana ahmakmışım gibi davranmam konusunda bir sebep verdiler.

Baş hizmetçi bana ürkütücü donmuş gözlerle baktı. Hızla arkasını döndü ve seradan dışarı doğru koştu.

Adımlarımı çevirdim ve çeşmeye yaklaştım.

Suya atlamak istiyordum! Çünkü midem yanıyordu.

Yine de biraz rahatladığımı düşünüyordum.

Kocamın doğum günü partisinde onun yüzünden utandığımda…. Kahretsin! Ne, bana acıyormuş gibi mi davranıyorsun?!

Sana acımanın ne olduğunu göstereceğim!

Huu, birdenbire Popo'yu çok özlediğimi farkettim…

Griffin ve Ejderha. Şu anda ne yapıyorlardı?

Hizmetçiye vurduğumu duyunca Ellenia'nın nasıl bir ifade takınacağını merak ediyordum… Aynı zamanda Izek’in de…

Haha, eminim bunu görmek çok harika olacaktı!

-Beni güzel kıyafetlerin içinde gün batımına bakarken hatırlayacağını söyle bebeğim…….-

Hızlı atan kalbimi sakinleştirmek için çalıların yanına çömeldim ve çiçek buketleri yapmaya başladım.

Sarı rudbeckialar ve kırmızı güller. Onları yatağın üzerine yayarsam görülmeye değer olurdu...

(I) "Ruby?"

Çiçek buketlerine dokurken, girişin yanından gelen su sesini duyunca neredeyse yere yığılacaktım.

Aman Tanrım! Neden herkes birden bire ortaya çıkıyordu?

O kadar düşüncelere daldım ki biri bir şey yapsa duyamayabilirdim.

Şu anda sorun bu değildi! Sakın bana uzun süredir evde olduğunu söyleme!

(I) "Burada mıydın?"

Gözlerim dönüyordu. Bir sonraki anda neler olabileceğini bilmiyordum.

Aklım başıma geldiğinde oyuncak bebek evinde çömelip, biberiye ve lavanta çalılarının arasından sürünüyordum.

Izek'in bana doğru ilerlediğini duyabiliyordum.

Kalbim hip-hop müziğinin hızlı temposu gibi gümbür gümbür atıyordu.

Bir süre öncesine kadar orada olduğumu bilmemesine imkan yoktu. Çünkü ateşböceklerinin olduğu kutuyu bankın üzerinde bırakmıştım.

Ben ne halt ediyordum?

Böyle saklanarak ne yapmak istiyordum?

(I) "…Bu garip."

Garip olan sensin! Çıldırıyorum! Şimdi geri dönemezdim... Ne yapmalıydım?

Oyuncak evinin tavan arasında oturan Bayan Curie yüzünde bir gülümsemeyle bana bakıyordu.

O gidene kadar saklandıktan sonra gizlice dışarı çıkıp hızla yatak odama dönmekten başka çarem yoktu, sonuçta çoktan olan olmuştu.

Ben de Bayan Curie ile kartopu savaşı yaptım ve elimden geldiğince nefesimi tutarak dinledim.

Ayak seslerinin geçtiğini sandım. Bir an hiçbir şey duyamadım.

Nereye gitti? Ayrıldı mı? Öyle mi?

(I) "…Ah!"

Aniden kafamda çınlayan sert ses beni irkiltti.

Çok geçmeden kocamın bu tarafa bakan yüzünü ve bebek evinin çatısını kaldırırken, güzel sera bahçesinin cam tavanının parıldadığını görmem çok uzun sürmedi.

Ardına kadar açık, çaresizlik ve saçma sapan çizgilerle dolu kırmızı gözleri bana odaklandı.

Burada saklandığımı nasıl anladığını bilmiyordum.

Ben panik içinde hiçbir şey yapamazken önce Izek konuştu.

(I) "Ne yapıyorsun?"

(R) "…Saklambaç oynuyorum."

(I) "Ebe kim?"

(R) "Sensin."

Zorla gülümsemeye çalışırken terliyordum.

Ah, dilimi ısırmalı mıydım?

Sanırım bugün dilimin ayarı yoktu…

Ahşap çatıyı neredeyse fırlatarak çalıların üzerine indiren Izek, elini sıktı ve yan yan bana baktı. Yutkundum, ağzım kurudu.

Beni burada azarlayacağını söyleme….

(I) "Peki ödül ne?"

(R) "Ne?"

(I) "Seni buldum. Ödül ne?”

Bunaltıcı ve kafa karıştırıcıydı. Büyük kuzeyde saklambaç oyunlarında bile ayrıca ödüller ödenmelidir.

Bu paladinler ne kadar da açgözlüydü!

(R) "Bu... samimi bir öpücük!"

(I) "Sadece bu mu?"

Ne? Sadece bu? Seni soğukkanlı piç!

(R) "Bu gerçek bir öpücük."

(I) "Öyleyse ver bana."

Kendi mezarımı kazmaya devam ettim.

Kendimi mezbahaya giden bir civciv gibi hissettim ama boşuna sürünüyordum…

Bu durumda öpüşmek çok romantikti.

Ayak parmaklarımı nazikçe kaldırıp kollarımı muhteşem omuzlarının üzerine koyarken, Izek kollarını kavuşturmuş bir şekilde gururla durdu ve kıpırdamadı…

Yorumlar

  1. Ahh Rubyim ya geç bile kaldın hizmetçiyi tokatlamak için bi sillede Freya'ya salla lütfen

    Eline emeğine sağlık çevirmenim teşekkürler

    YanıtlaSil
  2. Ah rubycim iç sesin sürekli sayıp sövdüğü için okurken sıkılsam da hikaye güzel olduğu için kenardan kıyıdan kurtarıyorsun
    Ellerine sağlık cevirmenim

    YanıtlaSil
  3. Bu novele transfer olup herkesin ağzını burnunu kırmak istiyorum. Rubycim üzümlü kekim benim

    YanıtlaSil
  4. Izek karına sahip çık artık sen yapamıyorsan ben yapacağım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım benim gelen geçen kızı üzüyor doğru düzgün bir eş ol artık İzek demek istedim 😭😭😭

      Sil
  5. Yeni bölüüüm
    Lütfeeen
    🥺🥺🥺🥺

    YanıtlaSil
  6. Yeni bölüm yok mu daha çevirmenim özledik

    YanıtlaSil
  7. Hala gelmemiş hıck 😢
    Kuzum ne zaman gelecek bu çeviri hıck 😢😢

    YanıtlaSil
  8. Çevirmenciğim yeni bölüm için ne istiyorsun, mantı mı yapayım, yaprak mı sarayım konum at 🐎🐎 🐎 geliyorum 😵‍💫😵‍💫😵‍💫

    YanıtlaSil
  9. Bölüm gelmiyor ruhlarımız için helva dağıtalım en iyisi 😮‍💨😮‍💨

    YanıtlaSil
  10. Biliyorum sizi çok beklettim ama çevirmenciğiniz son zamanlarda çok meşgullll 😭😭 en yakın zamanda bölümler devam edecek 🥹💖💖

    YanıtlaSil
  11. Çevirmenim lütfen geri gellll

    YanıtlaSil
  12. Ezdirme kendini Ruby dik dur tatlım sıra freyada🤨

    YanıtlaSil

Yorum Gönder