How to Get My Husband on My Side - 51.Bölüm (Türkçe Novel)
(R) "Ayyy…"
Bu bir felâket! Aman Tanrım! Kurtar beni! İlk gecem!
(I)''Özür dilerim. İyi misin?"
(I)"Sadece alkol."
Önemli bir şey olmadığını söyleyerek cevap verdi. Bir mendil çıkardı ve ıslak elini sildi. Ses tonu o kadar monotondu ki boş boş bakıyordum. Neredeyse gözlerim yerinden çıkacaktı!!
Ne? Bu ona verdiğim mendil değil miydi?
Ne kadar dikkatli bakarsam bakayım, bu kesinlikle o mendildi!! Onun doğum günü için kendi ellerimle işlediğim mendil!
Başlangıçta Rudbeckia (güneş şapkası çiçeği) nakışı yapacaktım ama reddedileceğimi düşünmüştüm. Bu yüzden ona olan sadakatimi göstermek için ayçiçekleri işlemeye karar vermiştim…
Hıııı?
(R)“Ben gidiyorum...”
(I)"Yemek?"
Evet.
Hemen arkama yaslandım ve pudinge konsantre oldum.
Onu bir köşeye atmadığı için sevindim aynı zamanda hediyemi yanında taşırken görmek çok daha şaşırtıcıydı.
Gerçekten çok şaşırtıcı bir adamdı...
***
(Ronja) "Saçlarınız gerçekten çok güzel. Altın bir örümcek ağına benziyor.”
Koku yağı da dahil olmak üzere her türlü yaprak ve şifalı bitki içeren bir küvete girdikten sonra ıslak saçlarımı kurutup tarakla tararken, Ronja konuştu.
(Lucille) "Sürekli gevezelik ediyorsun. Örümcek ağı derken neyi kastediyorsun?”
Tabii ki benim kastettiğim bu değildi. Saçlarımı tarayan Lucille'e benziyordu.
Ronja geldikten sonra, Lucille sanki rakibiyle uğraşıyormuş gibi her zaman nöbetteydi ve ona karşı kaba bir tavır sürdürüyordu. Benden mücevher alma şansını kaybedeceğini düşünerek endişeliydi.
(Ronja) "Bunu bir iltifat olarak kastetmiştim. Eminim leydim gerçek duygularımı anladı.''
(Lucille) "Sen kim olduğunu sanıyorsun ki leydimiz seni anlasın? Çok komik."
Elbette, Ronja onun saçmalıklarını kabul etmedi.
Birkaç gün onu izledikten sonra, çekingenliğinin aksine oldukça cesur ve kendinden emindi. Yıllardır burada çalışan diğer hizmetçilere karşı hiçbir korkutma belirtisi göstermemişti. Ayrıca elleri muhteşemdi..
Bir şey söylemek istedim ama yüzüme yapışmış çamur torbası yüzünden ağzımı hareket ettirmekte zorlanıyordum.
Artık söz konusu ziyafet günü yaklaştığına göre, kocamın doğum gününde kendi kendime inlediğim zamana kıyasla, önceki ziyafet düzenlemelerinden muzdariptim.
Saçımı kuruttuktan sonra yüzümdeki maskeyi yıkadım, tekrar temiz su ile yüzümü duruladım, saçlarımı geriye taradım, makyaj yaptım, ziyafet için elbisemi giydim ve tüm aksesuarları taktım
Romagna'nın daha ağır bir giyim tarzı vardı ama bu kadar iyi giyinmeyeli uzun zaman olmuştu. Bu yüzden gözlerim seğiriyordu.
Kahretsin, sen bir hanımefendisin, öyleymiş gibi davran.
Bu benim önceki hayatımdan farklı değildi.
Hayır partileri de dahil olmak üzere tüm üst sınıf sosyal toplantılara gittiğimde uzmanlar giyinmeme yardım ederlerdi. Gençliğimden beri çok tanıdık bir prosedürdü.
(Ronja) "Bitti Leydim."
Kocamla neler olup bittiğini bilmiyordum.
Düşünmediğim korkunç bir komplo olabileceğinden korkuyordum.
Sanki beni güzel gösterecek ve beni terk etmeden önce lunaparka götürecek gibiydi... Hayır, hayır, hayır! Kötü hayallere kapılmamalıydım. Daha gerçekleşmemişti bile.
Evet, kaygıyla titreyerek enerjimi boşa harcamaya gerek yoktu. Bunları umutsuzluğa düştükten sonra düşünebilirdim.
(R)"Ey…"
(Ronja)"Çok güzelsiniz Leydim. Bir yaz çiçeği gibi görünüyorsunıuz.”
Ronja bana övgü dolu sözler söylerken yanakları kızardı.
Rudbeckia'nın çok güzel olduğunu biliyordum ve bunu herkes biliyordu.
Cesare yüzüme dokunmamıştı… Şimdiki ve geçmiş hayatımda güzel görünüşlü insanları tanımasaydım daha iyi olurdu, sonuçta hepsi bomboş kabuklardan ibaretti.
İçimde ne kadar çirkin ve çürümüş olursam olayım, aynada güzel ve sevimli bir güneyli kadın gibi görünüyordum.
Dalgalı sarı saçlarımda süt rengi inci süslemeler vardı ve makyajım tenimi daha canlı gösteriyordu.
Geniş dantel kollu pembe saten elbise…
Peki, başka bir elbise mi seçmeliydim? Bunu giydikten sonra çocuk gibi görünüyordum.
Daha şık bir şey, kışkırtıcı kırmızı, zarif mor veya baştan çıkarıcı bir şey….
(Hizmetkarlar) "Beğendiniz mi Leydim?"
(R)"Evet, hepinize teşekkür ederim."
Haa, bu kadar yeter. Başka kıyafet seçecek vaktim yoktu ve onları giyersem alay konusu olurdum. Ve Izek buna kanacak biri olsaydı, benimle evlenmeden önce bana âşık olurdu.
(Ellen)"Hazır olduğunu duydum."
Ronja'nın getirdiği çayı yudumlarken Ellenia göründü.
Güzel baldızım ortaya çıkar çıkmaz söylediği övgüden dolayı utandım.
Üzgünüm ama kimse beni Ellenia ile karşılaştırmaya cesaret edemezdi!
Narin gümüş elbisesi ve basit platin tacıyla Ellenia tam anlamıyla bir kış tanrıçası gibiydi. Kuzeyin buz prensesiydi.
(R)"Vay, Ellen, bugün çok güzel görünüyorsun!"
(Ellen)“…Ruby sen de çok hoş görünüyorsun.”
Keşke. Hoho.
Gözlerini hafifçe indirerek cevap veren Ellenia'nın arkasında baş hizmetçi vardı. (Ç.N. Pis kadınnnn....😼)
Bana bakan kahverengi gözleri onaylamadığını gösteriyordu.
-Benden hala hoşlanmıyorsun, değil mi? Ben de senden nefret ediyorum.-
(Ellen)"Bir şeye ihtiyacın var mı?"
(R)"Hayır teşekkür ederim."
Ronja ve Lucille çok hevesliydi. Daha önce hiç bu kadar şımartılmış hissetmemiştim.
Haha. Lanet olsun!
(Ellen) "Öyleyse ben önden ziyafet salonuna gideceğim. Herhangi bir şeye ihtiyacın olursa, herkese söyleyebilirsin.”
Evet evet. Başımı sertçe salladım ve Ellenia gitti.
Kibarca onu takip eden baş hizmetçi, öncekinden daha hoşnutsuz görünüyordu.
Bir tilki olmama rağmen Ellenia'nın önünde savunmasız ve zavallı gibi davrandığımı mı düşünüyorsun? Evet, ben bir tilkiyim. Ne yapacaksın?? (Ç.N. Aferin kızıma sonunda gözün açıldı!!!)
İştahsızlığım ve deneyimim hakkında konuştuğumuz günden beri Ellenia bana eskisinden biraz daha iyi davranıyordu. Bunun ne kadar süreceği konusunda gergin olsam da şu an her şey iyiydi.
Ve Freya'yı kıskanıyordum. Çünkü o Ellenia'nın en iyi arkadaşıydı. Heh, her şeye sahipti.
Bekle ama…….
Ziyafet salonuna nasıl gideceğim? Tek başıma mı gideceğim? Yoksa birini mi bekleyeceğim?
Buradaki hayat Romagna'dan pek farklı olmasa da refakatçiliğe çok alıştığım için kafam karışmıştı.
Yakın zamana kadar tek başına banyo yapmak kolaydı.
(Paladin) "Leydim, sizi almaya geldim."
Kapının kibarca çalınması içimi rahatlattı. Tabii bu sadece kısa bir süre içindi.
Sessiz ve ciddi bir refakatçinin refakatinde, sonsuz koridorda tereddütsüzce yürürken, içimde şüphelerin kabardığını hissediyordum. Buradaki pek çok insan benim yüzümden acı çektiği için olmalıydı.
Nereye gidiyorduk? Beni yanlış yere çektiğini ve kilitleyeceğini söyleme bana....
(Paladin) "Majesteleri."
Ne?
Batıdaki ek binaya giden uzun geçidin sonunda, bir adam pencerenin yanında oturmuş eldivenini düzeltiyordu.
O anda bu kadar garip görünmesinin nedeni, onun o siyah zırhtan başka bir şey giydiğini nadiren görmemdi. Tek sorun bu değildi.
(I)"Gelmişsin"
Hey, neden bu kadar çıplaksın? Assassin's Creed'deki hangi karaktersin?
Izek'in giydiği kıyafetler ortadoğulu bir suikastçiyi andırıyordu.
Bu soğuk bölgede, sadece ön kolu ve göğsü kapatan kapüşonlu bir üst giymek mantıklı mı? Karnı görünüyordu! (Ç.N. Rubycim sen daha da fazlasını gördün amaaa 🙊)
Kapüşonunu çıkardığında onu neredeyse yakışıklı bir suikastçıyla karıştıracaktım.
En azından pantolonu iyiydi ama aynı zamanda çokta yabancı bir tipti.
Bu da nedir böyle? Paladin olduğundan emin misin? Münzevi misin? Bir münzevinin böyle çıplak dolaşması sence de haksızlık değil mi?
Ben ona şaşkın şaşkın bakarken, Izek başını kaldırıp bana baktı.
Burada çıldıran benim, neden senin gözlerin kocaman açıldı? Hoşuna gitmeyen bir şey mi var? Rüküş mü görünüyorum? Bilmiyorum.
(R)"Vay canına, bugün harika görünüyorsun."
Gözlerim tutkulu bir hayran gibi parlarken ellerimi çırptım ve kocam onu yağladığımı hemen anladı.
(I)"Gizli görevden yeni döndüm. Üzerimi değiştirecek zamanım yoktu."
Ne? Gizli görev mi? Bunu bile yapıyor musun? Sadece ölüleri öldürüldüğünü sanıyordum. Bu nasıl bir suikast? Ne kadar şaşırtıcı! Bir paladinin bunu yapması doğru muydu?
(R)"O halde, bu giysiler görev için mi?"
(I)"Kabaca evet, zırh çok fazla göze çarpıyor. Onları değiştirmenin zamanı geldi.”
Dikkat çektiği açıktı. Katoliklik merkezli bir dünyada böyle bir orta doğu suikastçısı benzeri kıyafeti giymek...
Bunu kim tasarladı!? Kim olduğunu bilmiyorum ama şövalyelerin vücutlarını iyi görmekten hoşlanan bir sapık olmalı.
Şu karın kaslarına bak...
Yüzüm kızardı.
« Önceki Bölüm Sonraki Bölüm »
Resimler falan harika olmuş eline emeğine sağlık
YanıtlaSilEllerine sağlık 🥰🥰
YanıtlaSilSonunda yeni bölüm geldi hemde rengarenk ellerine sağlık sevgili çevirmenim😊
YanıtlaSilBir dahaki bölüm ne zaman gelir acaba??
SilYaaa super olmus. Cok iyi dusunmussun. Ellerine saglik
SilYeni bölümü heyecanla bekliyorum çevirmenin duy bizi🙏🏻
SilÖzgeeee okurlarımızı duyar mısın artık yeni bölüm istiyorlarrr ben bölümleri çoktan gönderdim yayınlaması Özge’de sevgili okuyucularımız psiklojik baskı yapalım bencede yayınlasın artık 😹😹
Silİş gezisindeydim amaaaaa :) ilk firsatta paylasicam bölümleri🙏😅
SilBen bilmem okuyucularımı bekletiyorsun bir an önce paylaş 😝😝~ Çağla
SilAdımı yazmayı unutumuşum 😹😹~ Çağla
YanıtlaSilYaaa gözümüz gönlümüz açıldı izek bey neler yapıyorsunuz ksmsmaö
YanıtlaSilÇok iyi bölümdü ellerine sağlık 💖❤️
YanıtlaSilUnutmuşum bu sirinliklerini 😭ayrica izegin bu kadar yakisikli oldugunu da...ohom🤭
YanıtlaSil