How to Get My Husband on My Side - 38. Bölüm (Türkçe Novel)

how to get my husband on my side türkçe novel

(R)"Aaahhh!"

“GRAA…”

(R)“Neden, neden sen… Ahh!”

Çıtır çıtır! Çıtır çıtır! Çıtır çıtır! (Mücevherlerden çıkan sesler.)

Mücevherler çılgınca etrafa saçılmaya başladı. Ben her hareket etmeye çalıştığımda beni ayağıyla engelledi. Başka bir şey yapmıyordu. Sadece hareketsiz kalmamı istiyor gibiydi. Hareket etmeye çalıştığımda beni engelliyordu.

Saklambaç oynamak için atmosfer yeteri kadar garipti.

Benden ne istiyordu? Sakın benimle oynadığını söyleme! Hareket etmeyi bıraktım ve ona baktım.

Ona böyle bakmaya devam edersem beni tek lokmada yutabilirdi.

Kuyruğu neden titriyordu? Yoksa saldırıya mı hazırlanıyordu?

Tong,tong!

Ejderha kuyruğunu her salladığında, değerli mücevherler etrafa saçılıyordu. Duvarların yıkılacakmışcasına titremesine neden oluyordu. 

Popo geri döndü ve ejdarhanın bacağına vurmaya başladı.

"Po, po, po!"

Popo cesurdu. Ama vahşi ejderha Popo'yu acımasızca tekmeledi. Popo'nun vuruşları ejdarha için onu gıdıklaması gibi bir şeydi.

Popo fazla direnemeden havaya uçtu.

(R)"Popo!!'' 

(R)''Sen gerçekten kötüsün……!" (ejdarhaya ithafen)

“CRRAAAA!”

Farkında olmadan sesim yüksek çıkmıştı. Ejderha devasa ağzını açtı. Ateş püskürtmesini beklerken ağzından büyük miktarda mücevher döküldüğünü görünce şaşırdım.

Hayır! Şuna bir bak! Onları ağzında mücevherle uyuyacak kadar çok mu seviyordu?

Ayaklarımın dibine, etrafta ki yığılanlardan biraz daha farklı, büyük, yumruk büyüklüğünde bir taş yığını döküldü. Bu dev mücevherler arasında boğulacağımız anlamına mı geliyordu? 

(R)"Hey…"

"Gr..."

(R)"Şimdi ne yapacağız..."

"Growaaaa!

Mağaranın sallanmasıyla mücevher arasından aşağı doğru yuvarlandım.

Senin neyin var, seni huysuz ejderha!!!!

Biri kolumdan tuttu ve beni geri çekti. 

Popo'ydu.

(R)"Of!" 

Durahans'lardan sonra bir de ejderha mı? Karışıklığın ortasında, bedenim yaşamak için harekete geçti. Biz kaçmak için koşarken ejderha arkamızdan kükredi.

"Growaaaaaaaaaaaaaaaaaa!"

Bum, bum, bum, bum!

Peşimizden gelen ayaklarının ürkütücü sesi korkudan titrememe neden oldu. Mağara zemininde çatlaklar oluşmaya başladı. Tavanda ki buzlar, beklenmedik hareketlenmeye dayanamayarak birer birer düştüler. Griffin kafamın üzerine doğru uçup onlara engel olmasaydı, muhtemelen kirpiye dönecektim.

“Kang, kang! kang! Kang!"

“Baa, bang! Baaaaaaaaaaang!"

Ejderhanın evinde yaşayan başka davetsiz misafirler de vardı. 

Kızgın bir ejderhanın ansızın ortaya çıkmasıyla, mağarada ki diğer insanlar da kaçışımıza katıldı.

(R)"Ahh!"

Bir anda bir şey beni tuttu ve sertçe dışarı fırlattı. Ağır çekimde hareket ediyormuşcasına havada uçuşan enkaz parçaları vardı.

Tong,tong!

Arkamızdan bir top kütlesi yükseldi ve beni yokuştan aşağı kaydırdı. Ateş topu değildi ama ona benzer bir şeydi. Yamacın sonunda, bir kayaya ya da başka bir şeye çarparak durmak zorunda kaldı.

"Fiyooo."

Gözlerimi sonuna kadar açtım.

Griffin bizi kalın çalılıkların ortasına bıraktı ve kendi de kanatlarını uzatıp yere doğru yattı. Yarı donmuş veya kara benzeyen bir şey kafamıza doğru düşmeye başladı. Öksürerek oturmayı başardım. Popo ve Griffin yarı yatmış bir pozisyonda tamamen bitkin görünüyorlardı.

(R)"Arkadaşlar, iyi misiniz?"

“Poooo…Po…….”

“Purg…….”

Bulunduğumuz yerin bizim için iyi olduğunu düşünmüyordum. Ne kadar karanlık olursa olsun, burası güvenli miydi? Her şeyden önce o ejderha da neyin nesiydi???!!!

“Bam, baam!”

O sırada sırt üstü yatan Griffin ve Popo aniden ayağa kalktı. Aynı zamanda, çalıların arasından açık mavi bir ışık parladı. Oh, hadi, bu ne şimdi…

(Andy)"…Hanımım?" Kenara çekilen çalıların arasında, çokça gördüğüm bir adam duruyordu.

(R)“…Sör Andymion?”

Neden buradaydı…?

Andymion neden buradaydı?

Ben boş boş bakarken Andymion da benim kadar şok olmuş görünüyordu. Kocaman açılmış kehribar rengi gözleriyle bomboş bakıyordu. Hiç bu kadar şaşkın bir bakış görmemiştim.

Ve… bir süre sonra başka bir mavi ışık parladı.

(Andy)“Leydim, geri çekilin…….”

(R)"Uzak durun!"

(Andy)"Ne?"

Farkında olmadan bağırdığım anda Popo ağzını açtı. Korkunç ağzı özellikle bugün korkunç görünüyordu. O esnada Griffin de büyük kanatlarını tehdit edercesine çırpıyor, yeşil gözleri parlıyordu.

(R)"Hayır! Yapma!" Griffin başını eğdi.

Bir an için irkilen Popo ağzı açık bir şekilde bana baktı.

Yalvarırcasına başımı salladım. Oh Tanrım. Nasıl bir durumdu bu böyle?

Andymion'un gözlerinden kafa karışıklığı okunuyordu. Şaşkındı ve neler olduğunu anlayamıyordu.

(Andy)“Leydim, ben…biz…”

Bir yanlış anlaşılmaya mı dönüşmüştü?

Ağlayacak gibi hissettim. Andymion'un Popo tarafından yenmesine izin veremezdim. Bu, Popo ve Griffin'in ölebileceği veya yaralanabileceği anlamına gelmiyordu.

Andymion buralardaysa, eminim ki…

(R)"Andymion!"

Ah, başım gerçekten beladaydı. Diğerleri de geliyor olmalıydı. Andymion'a arkamı dönerek pervasızca diğer tarafa koşmaya başladım. Popo ve Griffin de peşimden koştu.

(Andy) "Leydim!"

Mahvoldum! Medeni hayatım tamamen mahvoldu! Şu andan itibaren sadece dişi bir Tarzan olabilirim! Ya sonra? Bir kişilik bozucunun oyuncağına mı dönüşecektim? Yoksa cadı avına mı kurban gidecektim? Ah bunu daha sonra düşünürüm…

(Andy)"Leydim! Leydi Rudbeckia!”

Koşmayı bırakmadan arkama doğru dönüp baktım. Lanet paladinlerin silüetleri görüş alanıma girdi.

Beni aramayın millet! Ah! Bunu yapmayı bırakmayacaksınız!

Eğer geri dönersem Romagna'ya giden bir gemiye binecek kadar şanslı olur muydum?

Eğer şanssız olsaydım, şimdiye kadar yapılan tüm saldırıların Vatikan ve benim tarafımdan planlandığını düşünülürdü. Daha sonra, babam ve Cesare için başka bir amaç için veya Britanya'da canavarları avlamak için bir araç olarak kullanılarak Romagna'ya dönerdim. Benimle işleri bittiğinde bir fare gibi köşeye atılırdım...

Şimşek gibi uçan mavi bir kılıç, beni tutan Griffin'e çarptı. Griffin çığlık atarak sıçradı ve bir ağacın altına düştü.

Popo ayağa fırladı.

Hayır!

(R)"Yapma..."

O anda yer sarsıldı ve deprem oldu.

Güm, güm, güm.

Yaşadığım şok yere düşmeme neden oldu. Tüm alan tahrip olmuş gibiydi. Akan gözyaşlarımı elimin tersiyle sildim. Karşımda bir ejderha vardı.

Evet, öfkeli ejderha tam karşımdaydı!

Etrafı garip bir sessizlik kapladı. Gözlerini acıyla parlayan, yaşlarla ıslanmış gözlerime dikmişti. Çok geçmeden, uzun boynunu bükerek arkama geçti.

"Crowaaaaaaaaaaaa!"

Gök ve yer bir kez daha sarsıldı.

(Ivan)“Kalkan! Hadi, Kalkan!"

(Andy)“Leydim, bu tarafa gelin çabuk…”

(Gri Saçlı Paladin)"Oh, kahretsin, hayatımda ilk defa ejderha görüyorum!"

(Ivan)"Aynı anda havlamayın, sizi kahrolası bok parçaları! Leydim!"

Kollarımı belime dolayarak başımı arkaya yasladım. Bu sırada kalın boynu iki yana bükülmüş olan ejderha ağzını bir kez daha şiddetle açtı. Bir an bile duraklamadan, paladinlere doğru kaotik bir buz fırtınası patladı!

"Aaaa!"

Çılgıncaydı!

Paladinlerin etrafındaki açık mavi ışık soğukla ​​çarpışarak çatlaklara neden oldu. Ejderha kafasının açısını değiştirerek buz saldırıları yapmaya devam etti. Çevredeki çalılar ve ağaçlar bembeyaz buz parçalarına dönüştü ve parçalandı. Ve yağmur birikintileri de hızla donmuş buz halkalarına dönüştü.

Dizlerimi bükerek Griffin'e baktım. Zavallı Griffin inliyordu, bacakları Popo'nun tombul kollarında titriyordu.

(R)"Popo, ikiniz de hemen uzaklaşın!"

Popo'nun tepkisini anlamıyordum. Bir yandan diğer yana sallanıyor gibiydi. Tam o anda, zemin bir kez daha yüksek sesle titredi ve her yer bembeyaz oldu. Kör edici ışık zamanla kayboldu. Birkaç adım geri çekilip bir an tereddüt eden ejderha, ayaklarını yere vurdu, burnunu vahşi bir şekilde şişirdi, belki de beklenmedik görsel terör saldırısından rahatsız olmuştu.

Çatırtı! Çatırtı!

Buz parçaları her yere uçarken yer çılgınca sallandı. Yeri rahat bırakın!

"Ey…"

Gözlerim kocaman oldu, ağzım açık kaldı. Zaten yakınlarda olmasını bekliyordum. Onunla her karşılaştığımdan nefesimin kesildiğini hissettim.

Neredeyse bir haftadır görmediğim kocam karşımdaydı.

Ejderha ve paladinler arasındaki karşılaşmanın ortasında duran Izek, bana anlamsızca bakıyordu.

Büyük kırmızı gözleri alışılmadık ve tuhaf bir ışıkla parlıyordu.

“Grrrrrrrrrr…” Manzaradan rahatsız olan ejderha, uyarı olarak alçak bir sesle hırladı.

Yorumlar

  1. Eline sağlık

    YanıtlaSil
  2. Ama çoookkk kısaydı yaaaaa… tam yerinde

    YanıtlaSil
  3. Ejderha sana aşık oldu galiba Ruby seni bırakmak istemiyor bazılarının aksine sana hazinesi gibi davranabilir seni herşeyden koruyup kollayabilir düşün derim



    Tam heyecan doruktayken bitti 😭

    YanıtlaSil
  4. Eline emeğine sağlık teşekkürler

    YanıtlaSil
  5. Ellerine sağlık 🥰🥰

    YanıtlaSil

Yorum Gönder