MEŞE AĞACININ ALTINDA 2. KİTAP - 153. Bölüm (UNDER THE OAK TREE)


Max kaşlarını çattı. ‘Açıkça bana aşk meselelerini soruyor, ama oku ona nasıl yönlendirebilirim?’ Konuyu bilerek değiştirdiğinden şüphelenerek, kuru bir şekilde konuştu.

“Ben... mümkün olduğunca insanlarla karşılaşmamaya çalıştım. Yetişkinliğe eriştiğimde, zamanımın çoğunu ıssız bir ek binada geçirdim... Ve misafirler olduğunda... oturduğum yerden kaçmak için en iyi yüzümü göstermeye odaklanıyordum. Kendi yaşımdaki genç bir adamla hiç konuşmadım. Kalbimde kimsenin olmasını istemiyordum.

"Bazen daha önce hiç konuşmadığın birine de aşık olabilirsin.”

Riflan sert bir ses tonuyla karşı çıktı ve kafasını mangalıya çevirdi. Ardından, küçük bir bıçakla, pişmiş kestanelerinin kabuklarını soydu.

"Uzaktan bir bakış kalbini çalmaya yeter."

Max keskin bakışlarını onun ensesine sabitledi.

“B-bunu... kendi deneyimlerine dayanarak mi söylüyorsun?”

İnanılmaz bir şekilde, ensesinin arkası ve kulak memeleri koyu kırmızıya dönünce, Max aniden kıskançlıktan boğuldu. Yeni atanmış genç şövalyelerin yüksek rütbeli bir asil hanıma genellikle sevgiyle baktıklarının çok iyi farkındaydı. ‘Bu ona da oldu mu?’

Henüz şövalye olan on sekiz yaşındaki Riftan'ın ilk görüşte olgun ve güzel bir kadına aşık olduğu sahneyi zihninde canlandırırken gözyaşları gözlerinin kenarına kadar yükseldi. Max, öfkesini yenemedi ve onu azarlar gibi çıkıştı.

“Özür dilerim ama kalbini tanımadığı birine kolayca veren pervasız bir kadın değilim. B-ben onun nasıl biri olduğunu ya da sende nasıl bir etkisi olduğunu bilmiyorum ama...

Birden ağzını kapattı. Yüzünün gözle görülür bir şekilde sertleştiğini gördüğünde, o anda aklına bir anı geldi.

Max'in yüzü kızardı. ‘O, 'kalbini çalan kişi' olmalı. Onu uzun zamandır aklında tuttuğunu ona hiç itiraf ettin mi?’ Aniden sırtında soğuk ter hisseden Max, sözlerini çabucak değiştirdi.

“A-ama... Croix Kalesi’ni ziyaret ettiğini gördüğümde... harika göründüğünü düşündüğüm zamanlar oldu.”

Riftan kestane kabuklarını ateşin üzerinde fırlattı ve soğuk bir şekilde burnundan soludu.

“Beni güldürme.”

“G-gerçekten! Bunun hakkında daha önce konuşmuştuk. Düşmanca ifadenden kaçındım çünkü korkmuştum... Demek istediğim, içten içe senin harika biri olduğunu düşünmüştüm.”

"Harika olduğunu düşündüğün kişiden bir tür veba gibi kaçar mısın?"

“Bu...”

Utanç içinde etrafına bakındı ve küçük bir iç çekti. ‘Dürüst olmak gerekirse, onu ilk gördüğümde ona karşı hiçbir olumlu duygu hissetmedim. Kibirli ve kendinden emin tavrı aşağılık kompleksimi harekete geçirdi ve aşırı güzel görünümü de garip bir antipati duygusu uyandırdı. Ülkenin her yerinden kadınların onunla flört ettiğini görmek çok sinir bozucuydu.’

Ama tuhaf düşmanlığına ve korkusuna rağmen Max, fırsat buldukça Riftan'a gizlice bakardı. Belki de böyle yakışıklı bir adamın onun gibi bir kadınla ilgilenemeyeceğini düşündüğü için kasılmıştı.

Max kolunu onun ensesine koydu ve dürüstçe itiraf etti.

"Önünde durduğumda… nedense kendimi önemsiz hissettim, bu yüzden senden kaçtım.”

“Buna inanamıyorum.”

Riftan başını çevirdi ve etkilenmiş halde ona baktı.

“Önümde kendini önemsiz mi hissettin? Yürüdüğün yolu onurlandırdım! Bana biraz da olsa gülümseyerek bakacağın anlamına geliyorsa, her yerde önünde diz çökmeye razıydım. Dikkatini çekmek için her türlü saçma şeyi yaptım...”

“N-nasıl bilebilirdim ki? Her zaman birini bıçaklayarak öldürmek ister gibi görünen bir yüz ifaden vardı!”

Riftan çürütecek kelime bulamayınca çenesini kapalı tutmaya karar verdi. Max ona boş boş baktı, ifadesi sorgulayıcıydı.

"Gerçekten... dikkatimi çekmek istiyor muydun?"

“…Bunu ye.”

Kestaneyi ciddi bir ifadeyle ağzına tıktı. Max olgun kestanelerin arasından mırıldandı ve inatla sordu.

“Ne zaman? Ne zamandan beri?”

Riftan ona sinirli bir bakış attı. Ancak koyu kırmızı yanaklarından dolayı tehditkar görünmüyordu, aksine kızgın bir çocuk gibi oldukça sevimliydi. Max inatla ısrar etti.

“Bilmek istiyorum. Söyle bana.”

Sonunda Riftan içini çekti ve itiraf etti. 

“Seni ilk gördüğüm andan beri.”

Max'in gözleri büyüdü.

“Ama beni ilk gördüğünde iğrenmiş bir yüz ifadesi yapmıştın!”

 “Tabii ki öyle değil…!”

Öfke nöbeti geçirmek üzereymiş gibi haykırdı ve sonra sanki bir şey hatırlamış gibi derin bir iç çekti.

“ Kahrolası yüz kaslarım için hiçbir bahanem yok.”

Sonra sessizce, sanki başka bir tartışma başlatmak istemiyormuş gibi kestaneleri soymaya devam etti.

Max meraklı gözlerle onu yakından izledi. Bu adamın onu neden bu kadar çekici bulduğunu bilmiyordu.

Aşağılık kompleksinden kurtulduktan sonra, görünüşünün kendine has bir çekiciliği olduğunu fark etmişti, ancak tüm erkeklerin fark edebileceği kadar güzel bir kadın olmadığının da farkındaydı.

‘Ne olursa olsun, bu adamın gözünde ben güzelim.’ Mutlu bir şekilde gülümsedi ve bir tutam saçını parmağına doladı. "Kızıl saç sever misin?"

“…Sanırım öyle.”

Sinirlenmiş gibi cevap verdikten sonra ağzına bir kestane daha tıktı. Utangaç bakışı o kadar çekiciydi ki, onu yüksek sesle güldürdü. Max yatağa uzandı ve kestanelerini yerken flört etmeye devam etti.

“Yani... sarışın olsaydım, bana bakmazdın bile.”

“Belki.”

Omzuna vurunca, Riftan küçük bir kahkaha attı. Ona sadece kendisini rahatsız eden sorular soran karısından intikam almaktan memnundu. Sonra nazikçe onun şiş yanağını öptü ve boğuk bir sesle fısıldadı.

“Saçların ağarmış olsa bile eminim senin tarafından büyülenirdim.”

Max aniden boğazının sıkıştığını hissetti. Şaka gibi söylediği sözler zihninde çok sevimli bir görüntü oluşturmuştu. Mutlu bir şekilde gülümsedi ve yanında beyaz saçlı bir adamın sahnesini hayal etti.

"Bir baştan çıkarıcıdan daha azını beklemiyordum."

Riftan, onun bitmek bilmeyen eleştirilerine başını salladı. Max kıkırdayıp, şakacı bir şekilde yanağını boynunun arkasına sürttü, sonra biraz daha kestane ve ona verdiği küçük bir parça ekmeği yedi. Birkaç saat dinlendikten sonra yeni, temiz giysiler giyip hastaların durumunu incelemek için odadan çıktı.

Gece yağan karın beyaza döndürdüğü sokaklar kül ve cesetlerle doluydu.

“Aşırıya kaçma.”

Riftan, kabanını omuzlarına doladı ve endişeli bir ifadeyle konuştu. Max ona parlak bir şekilde gülümsedi. 

“Merak etme.”

Başka bir şey söyleyecekken Uslin'in ona seslendiğini duyup başını çevirdi. Max, onunla vakit geçirmek için işini ertelediğini fark edince onu arkasından itti.

“Ben iyiyim, o yüzden acele et.”

“Gece görüşürüz.”

Küçük bir iç çekti ve şövalyelerin toplandığı yere doğru yürüdü. Max bir an onun arkasından baktı, sonra döndü ve bir duvarı yıkılan şapel binasına yürüdü.

Bir gecede alelacele hazırlanan geçici revirin içinde yüzlerce yaralı asker yoğun bir şekilde sıraya girmişti. Binanın en iç kısmına doğru yürüdü ve bir gecede kötüleşen biri olup olmadığını görmek için insanları taradı. Sonra yaralı bir askerin durumunu dikkatle inceleyen Ruth'un yanına gitti ve konuştu.

"Özür dilerim, geciktim Ruth. Şu andan itibaren hastalarla ben ilgileneceğim... Bir an için bile olsa ara verebilirsin.”

“Özür dilemek zorunda değilsiniz. Yeterince dinlendim.”

Boynunun arkasını sertçe ovuşturarak konuştu.

"Şu anda yapacak bir şey yok. Daha fazla mola verin ve gerekirse geri dönün. Midna'dan ayrıldığımızda böyle dinlenmek için zamanınız olmayacak.”

“Buradan ayrılıyor muyuz?”

“Malzemeler gelir gelmez yola çıkacağız. Ertelemek için zamanımız yok.”

Max revire endişeli bir ifadeyle baktı.

“Bütün bu hastalara ne olacak?”

“Dükalık ordusunun bir kısmı, yaralılara bakmak için burada kalmaya karar verdi.”

“Yani... Dük'ün ordusu Müttefik Kuvvetlere katılmayacak mı?”

“Midna'yı savunmasız bırakamazlar.”

Ruth ilgisizce cevap verdi. Max kaşlarını çattı. Yaralıların çoğu dükün askerleriydi, ancak aralarında Müttefik Kuvvetler'den askerler de vardı. Kalan askerleri saydı ve endişeli bir sesle sordu.

"Kalan birliklerle, sınırı geçip Besmore Kalesi'ni sorunsuz bir şekilde geri alabilecek miyiz?"

"Drystan'ı geçersek, Prenses Agnes'e katılabiliriz, böylece asker sıkıntısı çekmeyiz. Şu anda acil olan sorunumuz, malzemeler.”

Ruth derin bir iç çekti.

“Hâlâ yeterli yiyecek var ama atları beslemek için yem ve tahılımız tükeniyor. Yoğun kar yağışı nedeniyle çayır bulmak zor olduğundan en geç bir hafta içinde temin edilmesi gerekiyor.”

Max ona solgun bir yüzle baktı.

“Sence babamın… bir tedarik birimi göndermeme ihtimali var mı?

Yorumlar

  1. Ellerinize sağlık hemen okumaya gidiyorumm

    YanıtlaSil
  2. Ayyy ayy ayyy diz ne tatlış olfunuz böyle riftan anlatsana kıza geçmişini niye delirtiyosun beni desene 6 yaşından beri aşığım sana diye

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yok söylerlerse tadı kaçar aman söylemesin 😒

      Sil
  3. Max'in Riftan'ı kıskanması ama Riftan'ın bütün deneyiminin Max'ten ibaret olması. Aslında Max bilse Riftan'ın sadece onu sevdiğini, Riftan'ın korkunç hayatındaki tek ışığın Max olduğunu, mutlu olur. Ama Riftan bundan utanıyor nedense. Çocukça olduğu için sanırım. Ama çocukça ve masum olması bu aşkı daha değerli hale getiriyor. Belki Max'in köpeğinin ölümünü hatırlatmak istemiyordur. Çocukken de köpeğin ölümünden dolayı suçluluk duyuyordu Riftan. Merak ediyorum birgün çocukluk zamanlarından bahsedecekler mi? Elbette Max o çocuğun Riftan olduğunu anlayamaz. Çünkü çok zaman geçti ve Max o zaman 6 yaşındaydı ve Riftan da çok değişmiş olmalı. Ama Max köpeğinin öldüğü zamanı ve kendisini kurtaran çocuğu unutmuş olamaz. Neden hiç düşüncelerinde bile geçmiyor? Öyle bir sahne okumak istiyorum. Keşke Max hatırlasa o zamanı ve Riftan'a bahsetse kendisini kurtaran o cesur çocuktan. Ve onun birden ortadan kaybolmasına ne kadar üzüldüğünden.
    Çeviri için teşekkürler. Emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Riftan in max e hala açılmaması beni öldürüyor oysaki söylese sen tek ışığından ben bu hale sana layık olmak için çalışarak geldim dese max zaten sürekli eziyet gördüğü için değersizlik hissinden kurtulamıyor ilişkilerde iletisimsizlik çok kötü ya ama ben hala efsaneye nerede baglancaklar diye bekliyorum bu halleri şu sıkıcı savaştan sonra çok iyi geldi teşekkürler 🤩

      Sil
    2. Evet ya bir türlü itiraf etmiyorlar söyleseler rahatlayicaz

      Sil
  4. Ellerine sağlık 🥰🥰

    YanıtlaSil
  5. Ayyyy birbirleriyle tatlı tatlı atışmaları çok güzel

    YanıtlaSil
  6. Yaaaa çok tatlısınız riftan bırak sende utangaçlıgı anlat çocukluğunu belkide maxin gözünde değersiz olucam die düşünüyordur zamanında e ri altındaki pek çok köylüden biriydi şimdi en güçlü sovalye sonuca bundan güç alıyor su anki haline bile maxiyi yakıştıramıyorum çünkü maxi in daha iyisini hakkettiği i düşünüyor maxi aşağılık koplekletini yenmiş gibin darısı riftana inşAllah

    YanıtlaSil
  7. Keşke yorumu atmadan okusaydım ne çok yanlış yazım yapmısım 😂

    YanıtlaSil
  8. Ya çok tatlılaaaaar sık sık yazılsa böyle sohbetleri.
    Çeviri için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  9. Çok tatlilar ama riftan ne inatmiş söylemedi inatla max hatirlamasini istedigi için mi bahsetmiyor acaba tesekkurler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bence o yüzden ondan üsteledi hiç aşık olduğun biri oldu mu diyee ya aşk adam riftannn yaww Allahım böyle bir koca nasip et

      Sil
  10. Arkadaşlar seri bugün bitiyor çok hüzünlüyüm. Ridibooksta son 1 bölüm yayınlanacak :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. nasıl yani normalde de mi bitiyor anlamadım. Neler oluyor

      Sil
    2. Hatta bitti. Yazar son bölümü yayınladı. 210. Bölüm ile 2. Kitap son buldu

      Sil
    3. Nası final mi verdi final bölümü değildi ki

      Sil
    4. Ayyy ciddimisiniz uzun süre okuyamayacakmiyiz, ee 3.kitap yazıldı mi peki? Bilenler lütfen yazsin

      Sil
    5. Biri finali okusun ve lütfen mutlu son mu baksın kalbim dayanmayabilir

      Sil
    6. Bombok bi finaldi her şeyi geçiştirmişler o kadar öfkeliyim ki bu kadar mı boktan bi final olur mutlu bitti ama full sifina annete konuşması maxi riftanın geçmişini öğrrnmiyo meşe ağacının altınd aoturuyolar bitiyo ne çocuk var ne bişe acayip öfkeliyim

      Sil
    7. Bi anda hop anatole döndüler bu kadar ve 2.kısım sonu yazıyor 3. Kitap çıkmazsa atıcam kenfimi

      Sil
    8. Sinirden oturup ağlıcam ya cidden tansiyobum çıktı başıma ağtı girdi

      Sil
    9. Ben de bir bebiş haberi beklemedim değil ama bir önceli bölüm bile final için süperdi. Ben finali sevdim sanırım. Bu kadar kötü ve dramatik bir çocukluğa sahip iki kişi için sevdikleriyle çevrili mutlu ve huzurlu bir son. Ayrıca Maxinin Riftana verdiği taç çok özleyeceğim ikisini :( yazar 3. Kitabın olmadığını söylemişti ama belli mi olur belki yazar 😢

      Sil
    10. Müthiş hayal kırıklığı! Geçmişini anlatmamak ne? 3 kitap yazmayacaktı, vaz mı geçmiş. Ek hikayelerle mi toparlayacak acaba? Üff bu neyya

      Sil
    11. Kesinlikle hayal kırıklıpı kesinlikle3. Kitap şart her şey ırtada kalfı resmen dalga geçti yazar bizle aq çok pis sinirliyim atıcam kendimi

      Sil
    12. Hayır hayır hayır hayır.... Bunu kaldıramam. İstemiyorum. Kabul etmiyorum. Kızlar toplanın sonu biz yazalım hemde çoluk çocuk curcunalı üstüne bir de Maxi öğrensin Riftanın çocuğunu. Sonunda bana bunu yatıracak yazar alternatif son diye ağağağağağa 😭😭😭😭😭😭😭🤧🤧🤧🤧🤧🤧

      Sil
    13. Kesinlikle 3. Kitap gelmeli bu son tam bir hayal kıtıklığıyfı

      Sil
    14. ÇOK BÜYÜK SPOILER



      FİNAL SPOILERI





      OKUMAK İSTEMİYORSANIZ AŞAĞIYA İNMEYİN!!!!






      ...









      ...




      riftan geth'ini maxi'ye adıyor ve utot serüveni bitiyor... finale bak delireceğim ya

      Sil
    15. şövalye yemini, hani riftan dük'e en başında demişti ya geth'imi büyük kızınıza adamak istiyorum diye, dük izin vermemişti

      Sil
  11. Sakince riftanı bana verin şimdi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yavrum eline geçiren elden ele uzatmaz öyle adamı😁

      Sil
  12. Ya siz böyle sohbet edebiliyor muydunuz ya yerim sizin bu hallerinizi bana bunlarla gelin

    YanıtlaSil
  13. bu tarz +18 novel söyler misiniz türkçe ingilizce fark etmez

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Lucia da güzel

      Sil
    2. Kesinlikle lucia, sungerindramadunyasindan okuyabilirsin ben oradan okuyorum

      Sil
  14. Evet arkadaşlar "complete" yazıyor ridibookta. Sanırım bittirdi kitabı yazar. Ek Riftan POV vs. yazar mı bilmiyorum ama 3. Kitabı yazmayacakmış. Sonu enteresan olmuş gibi. Beklentileri yüksek tutmayın derim. Riftan ve Maxi hayatıma girdi ve daima kalıcalar:) anime ya da film vs olursa seve seve izlerim. Ama tabi ki buradan güzel çevirilerle okumaya devam. Teşekkürler Özge. Umarım 210. bölümü burada okur ve bitiririz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 3. Kştap nası gelmez ya usline ne oldu düke ne oldu riftan macin golemlerini görmedi riftanın geçmişi ortaya çıkmadı riftan kont oldu mu rosettaya ne oldu agnese ne oldu şovalyeler ve rutha ne oldu anatolün durumu ne çocukları olmafı anatole nasıl gittiklerini bile yazmamış resmen baştan savma dalga geçer gibi bir bölüm olmuş ayrıca 2. Kitabıda 190larda bitiriyordu ama öyle yapmadı 3. Kitap yazması lazım cidden çok sinirliyim herleyden para alıyor neden düzgün bi son yazmadı

      Sil
    2. Riftanı asla unutmıcam benim için hep özel asla onun gibi birine sahip olamayacağımı bilmrk kalbimi kırıyır hrp kalbimde yaşayacak

      Sil
  15. Ya bu bölümler ne kadar tatlı 😻

    YanıtlaSil
  16. “Birden ağzını kapattı. Yüzünün gözle görülür bir şekilde sertleştiğini gördüğünde, o anda aklına bir anı geldi.

    Max'in yüzü kızardı. ‘O, 'kalbini çalan kişi' olmalı. Onu uzun zamandır aklında tuttuğunu ona hiç itiraf ettin mi?’ Aniden sırtında soğuk ter hisseden Max, sözlerini çabucak değiştirdi.”

    **Burayı açıklayabilecek biri var mı bana arkadaşlar? Bu hangi anı?
    Şayet ilk kitap ise yüz kere okudum ama bende olaylar karman çorman ahah

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Sanki o anda aklına bir anı gelmiş gibi..." anlamında o cümle. Max, o an Riftan'da gördüğü surat ifadesini betimliyor kendi gözlemiyle. Yani Riftan Max ile ilgili olan bir anıyı hatırladı kesin ama Max, o kişinin kendisi olduğunu düşünmeden, çok başka bir şey anlayıp, gençliğinde 'kalbini çalan bir kişi' olduğunu sandı. Halbuki olay bizzat kendisi :D AMA BUNU ÖĞRENİP ÖĞRENEMEYECEĞİNİ ASLA BİLEMEYECEĞİZ ÇÜNKÜ YAZAR YAZMADI KİTABIN SONUNDA BUNU. Kusura bakmayın sinirlendim:(

      Sil
    2. Ay o kadar haklısın ki sinirlenmekte, artık ben de aşırı sinirliyim asla nasıl öğrenemediler yüz küsür bölümlerce çıldırıcam -Yorumu bulmam zaman aldı teşekkür ederim cevap içinn-

      Sil
  17. Yorumlari okuyunca üzüldüm bu kadar güzel bir hikayeye 2 bölüm daha ekleyip aciklasaydi merak edilenleri keşke 1 riftanin babası kim 2 kont oldu mu riftan 3 dük öldü mu 4 hebaro-uslin-yurixsion-elliot bu kadar bekar adam nolcak 5 prenses evlenmicek mi 6 bebekleri olmicak mi yıkıldım resmen yazık etmis hikayeye yazar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunların hepsini ek hikayelerle anlatacağını düşünüyorum. Light novellerin öyle bir seyri var ya. Ama ben en azından riftan ın çocukluk aşkını ana hikayenin içinde okumak isterdim :/

      Sil
    2. Inş yan hikayeler ile toparlar sonu boyle kalmamali

      Sil
  18. Cevaplanması gereken çok soru bırakmış yazar geride. Bence gelen tepkilere göre devamını yazdırırlar mutlaka

    YanıtlaSil
  19. Skicem ha çok öfkeliyim kitabı resmen bok gibi bitirdi ağlıcam ya

    YanıtlaSil
  20. Bitemez ya bitmez ne demek bitti kabul etmiyorum ya dük ölecek bizimki düşeş olacak, anne olacak, daha fazla asik olacak daha ne oldu şimdi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kuahele ne oldu mesela?? Onunla ilgili de bir cox sey gizli kaldi🙁Rahiplerin gizledikleri sey ne idi ?

      Sil
  21. Yorumlara bakılırsa bir çok arkadaşımız sondan pek memnun değil ama ben yılların Kore dizisi izleyicisi olarak finalden pek bişey beklemiyordum dizilerindeki gibi yazarlar sonları hep mahvediyor kitabı uzattikca uzattı sona gelince ağzımıza bir parmak pal sürmekle yetiniyorlar ama biz yetinemiyoruz böylemi olacaktı böylesi güzel ve akıcı bir hikayenin bambaşka bir sonu olmalıydı (RANA). Bu arada çeviri için çok teşekkürler Gizemim ve Sebahatim

    YanıtlaSil
  22. Yorumları gördükçe kahroldum ne oluyor burda ya niye bu kadar spoiler paylaşılmış ki

    YanıtlaSil
  23. Ne günler çektik bu tatlı iki çift lafı duymak için be (≧□≦)

    YanıtlaSil
  24. Max'in yüzü kızardı. ‘O, 'kalbini çalan kişi' olmalı. Onu uzun zamandır aklında tuttuğunu ona hiç itiraf ettin mi?’ Aniden sırtında soğuk ter hisseden Max, sözlerini çabucak değiştirdi.

    Şu paragrafı bana açıklar mısınız bir türlü anlamlandıramıyorum neye atıf yaptığını

    YanıtlaSil

Yorum Gönder