MEŞE AĞACININ ALTINDA 2. KİTAP - 115. Bölüm (UNDER THE OAK TREE)


Riftan başını paramparça edecekmiş gibi ezdi ve ona bakıp tehlikeli bir ses tonuyla konuştu.

“VI. Heimdall’ın emri miydi?”

“Öyle görünüyor.”

Richt Bleston güldü, kırmızımsı gözbebekleriyle kışkırtıcı bir şekilde ona baktı. Riftan adamı saçlarından yakaladı, vahşice geri çekti, sonra acımasızca duvara fırlattı ve sözlerini yumuşak bir şekilde tükürdü.

“Sabrımı zorluyorsun.”

“Sen lanet bir piçsin...!

“Bu piçin boynuna bir hançer dayadığını unutma.” Riftan, hançerin ucuyla Adem elmasını hafifçe bastırırken yavaşça konuştu. Richt Bleston'ın kırmızı gözleri öfkeyle yandı. Sanki acımasız ve vahşi bir canavarı çıplak elleriyle bastırıyor gibiydi.

Adam öfkesini tehlikeli bir şekilde bastırıyordu ama biraz dikkatsiz olursa durumu tersine çevirmeye çalışacağı açıktı. Riftan, çılgınca saldırmadan hemen önce tüm vücudunun kaslarını bir aygır gibi geren adamı sertçe bastırırken alçak bir sesle konuştu.

"VI. Heimdall, Balto'yu kritik bir savaş durumundan daha derine sürüklemek mi istiyor? Diğer hükümdarların böyle bir ihanet eyleminin farkına varmamasını beklediğini sanmıyorum.”

"Aman Tanrım Calypse, düşündüğümden çok daha safsın.”

 Adamın dudaklarına bir timsahınki gibi kötü bir sırıtış yerleşti.

“Söylediklerinin doğru olduğunu varsaysak bile, diğer altı hükümdarın Kuzey Kralı'nı mahkemeye vermeyi kabul edeceklerini gerçekten düşünüyor musun? Heimdall Rhun Waldemar, Yedi Krallık Konseyi'nin başkanlarından biridir. Açık bir kanıt olmadan kimse onu sorgulamaya cesaret edemez. Ayrıca, kalan hükümdarları harekete geçirecek kanıtın olsaydı, senin gibi bir piçin beni böyle tehdit etmesi gerekmezdi, öyle değil mi?”

Riftan sessizce adamın kibirli yüzünü inceledikten sonra bakışlarını yavaşça indirdi. O kahrolası piçin yüzünün solduğunu görmek için tek hamlede hançerini acımasızca savurmak istedi ama aklı, mantıksız davranmasını engelledi.

Gözlerini kıstı. Richt Bleston'ı tam burada öldürseydi bir an için rahatlamış hissederdi ancak üç yıl sonra nihayet yapılacak olan Yedi Krallık Konferansı tam bir kaosa sürüklenirdi.
VI.Heimdall’ın adamlarından biri Büyük Sığınak’ın ortasında öldürülürse, katili bulmak için her yerde küstahça hareket edecekler ve Papa üzerinde baskı kurmaya çalışacaklardı. Büyük Osiria Tapınağı da boş boş oturmazdı.

Dişlerini sert bir şekilde gıcırdattı. Bu saçmalık yüzünden Barış Antlaşması'nı olduğundan daha fazla tehlikeye atamam. Kendi içinde vardığı sonucu fark eden Richt Bleston, cesaretle alay etti.

“Bu saçma tehditle hiçbir şey elde edemeyeceğini fark ettiysen, hançerini çek.”

Kendini zorla sakinleştiren Riftan, onu serbest bırakıp itince, adam hızla aralarındaki mesafeyi genişletip ona nefret dolu gözlerle baktı.

Riftan bir karşı saldırı beklentisiyle kılıcının kabzasını kavradı. Ancak, beklentisinin aksine, Richt Bleston hareketsiz kaldı ve tek bir söz söylemeden ona baktı. Bir süre sonra, kuzeylinin ağzından boğuk bir kahkaha çıktı.

“Bizim için mükemmel sahneyi hazırlıyorum. O zamana kadar dayanacağım. Şaşırtıcı derecede sabırlıyım.”

Adam dudaklarının kenarında uğursuz bir gülümsemeyle yavaşça yanından geçti. Riftan sessizce onu izledi, sonra merdivenlerden sola doğru indi.

Bahçeye açılan revire adım attığı anda, merdivenlerin yanına yaslanmış olan Hebaron Nirta derin bir iç çekerek konuşmaya başladı.

“Görünüşe göre kovanı karıştırmış ve sonuç alamamışsınız. Bu bir lidere yakışmıyor.”

“Doğrudan bir uyarı vermek daha iyidir. Bu adamlar artık hareketlerine dikkat edecekler ve bu bize araştırmamız için zaman verecek.”

Biraz savunmacı bir tavırla karşılık verip ileri doğru yürüyünce Hebaron peşine düştü ve onu karşı çıktı.

"Ama kuzeyli hainlere kanıtları örtbas etme fırsatı da verdiniz. Kuzeyden gelen o hainlerden birinin Balto'nun hükümdarı olduğunu unuttunuz mu?”

Bir grup rahibin bahçeden geçtiğini fark eden Riftan sesini alçalttı.

“Açık deliller olsa bile bu konuyu hiçbir şekilde gün yüzüne çıkaramam. Yedi Krallık Barış Antlaşması, yedi hükümdarın rızasıyla imzalandı. Hükümdarlardan sadece biri sırtını dönse bile, anlaşmanın kendisi tehlikeye girecek. Şimdilik, planlarını engellemek için resmi olmayan baskı uygulamak en iyisi.”

"Yine de daha dikkatli davranmalıydınız. O çok tehlikeli biri. Kalpsiz, kararlı ve insanları manipüle etme ve istediğini elde etme konusunda çok yetenekli bir adam. Düşmanlıklarını ateşlemenin nesi iyi?

Bahçenin hafif rüzgar esen bir köşesinde durdu ve yaverine döndü. Hebaron Nirta'nın sakin gözleriyle karşılaştığında, içini kabartan duygular yatıştı.

Richt Bleston'ı köşeye sıkıştırdığında havalı olduğunu düşünmüştü, ancak geriye dönüp baktığında öfkesine yenilip dikkatsiz davranmıştı. 

“Çatışma tohumlarını derhal ortadan kaldırmak için olan aceleci arzunuzu bastıramadınız.” dedi Hebaron, soğukkanlılığını neden kaybettiğini tahmin ederek.

"Eşinize durumu ayrıntılı bir şekilde açıklamaya çalışıp, anlayış göstermesini istemeniz daha iyi olur."
Riftan ona soğuk gözlerle baktı.

"Gereksiz yorumlarını kendine sakla."

"Karınız için endişelisiniz.”

 Dilini tıkladı.

"Hanımefendinin Lider'e olan sevgisi tamamen kaybolursa ne yapacaksınız? Bu durumda, artık tereddüt etmeyecek ve doğrudan Dünya Kulesi'ne gidecektir.”

Riftan ilgisizce ona baktı. Hebaron durup onu izledi.

“Gerçekten karınızın gitmesine izin vermeyi düşünüyor musunuz?”

“Bu onun için daha iyi.”

Hebaron, reddetmek ister gibi ağzını kocaman açtı. Ancak, Riftan onu görmezden geldi ve manastırdan aceleyle çıkıp şövalyelerin karargahına yöneldi.

Prenses Agnes, cömert soylu konutunda onun için bir oda hazırlamıştı ancak kibarca reddetti. Bunu alçakgönüllülüğünden yapmadı. Büyük, lüks bir yatakta tek başına yatmak onu perişan ederdi.

Kalbini kaplayan hüsranı bastırarak, rahiplerle dolu geniş avluyu geçti. Aniden, karısının kırgın bakışı zihninde belirdi. Görünüşünü hatırlayınca mahcup bir şekilde gülümsedi.

Gözlerini sıkıca kapattı. ‘Bana kızsa da sorun değil, onu kaostan ve tehlikeden uzak tutmak için elimden geleni yapacağım.’

Yağma müzakere toplantısı, beklenenden daha sıkıcı bir süreçti. Yeni seçilen Papa ve Kral Reuben dahil olmak üzere toplam beş hükümdar, komutanlar, yüksek rütbeli şövalyeler ve oy veren soylularla birlikte birkaç saat boyunca kilisede toplanmışlardı.

Max bitkin bir halde oturuyordu ve büyücülerin arka destek biriminde oynadıkları rolü açıklamak için sadece beş dakika fırsatı vardı.

Ancak, kimse ne dediğine dikkat etmedi. Her biri egolarını şişirmekle meşguldü ve Arex'in askerleri bile kimin en seçkin olduğunu tartışıyorlardı.

Tamamen bitkin düşmüştü. Bundan sonra iki müzakere toplantısına daha katılmak zorunda kaldı, ancak aynı konuşma tekrarlandığında Max artık kiliseye gitmeyeceğini açıkladı. Dürüst olmak gerekirse, Riftan'ı Prenses Agnes'in yanında otururken görmek, soyluların kavgasını duymaktan daha zordu.
Max pencereden mor gökyüzüne baktı ve zonklayan gözlerini ovuşturdu. Uzaktan Riftan'ın ifadesiz yüzüne bakmak bile kalbinin hızlanmasına ve bazen öfkeyle dolmasına neden oluyordu. Ona nasıl bu kadar kayıtsız olabildiğini sormak istiyordu.

Max artık Riftan'la olan ilişkisinde neredeyse tüm umudunu kaybediyordu.

"Gerçekten bizimle Dünya Kulesi'ne gelmek istemiyor musun?"

Karamsar düşünceler arasında kalan Max, hızla başını çevirdi. Oturmuş parşömene bir şeyler yazan Annette ona ciddi bir şekilde bakıyordu.

“Ben, Armin ve Sellic birkaç gün içinde Dünya Kulesi'ne gideceğiz. Sen de bizimle gelsen senin için daha iyi olmaz mı?”

Max ağzını boş boş açtı.

“A-ama ganimet görüşmeleri henüz bitmedi...”

"Lord Calto ve ileri düzey büyücüler burada kalacak. Sadece birkaç kişi, araştırdıklarını Dünya Kulesi'ne iletmek için sessizce gitmeye karar verdi.”

Kâğıdın üzerindeki mürekkebin kuruduğunu görünce, rulo yapıp mumla mühürledi. Sonra masanın yanına koydu ve derin bir nefes verdi.

“Dikkatlice düşün. Sana ilgi göstermeyen bir adam tarafından hayal kırıklığına uğramayı bırak ve becerilerini ve yeteneklerini geliştirme fırsatını boşa harcama.”

Max hızla ağzını açtı ama söylediklerini çürütecek bir kelime bulamayınca yüzü kıpkırmızı oldu. Başkalarının gözünde çok zavallı görünmesi kalbini acıttı. Dudağını ısırdı, kırık bir sesle kekeledi.

“A-Annette… Riftan'ın benim için ne kadar tutkulu ve sadık bir koca olduğunu bilemezsin. Bu şekilde davranması için… başka sebepleri var.”

"Peki bu lanet olası sebep ne olabilir?"

Ona zavallıymış gibi bakınca, Max kızgın bir ifade takındı.

"B-bana net bir şekilde açıklamadı, ama kesinlikle benim içindi...”

“Max, şuna bir bak!”

Tam devam edecekken kapı açıldı ve Sidina yatak odasına koştu. Max ona şaşkınlıkla baktı. Sidina kollarında güzel elbise yığını tutuyordu. Gözleri parlarken kıyafetleri tek tek yatağın üzerine serdi.

"Bugün ne olursa olsun, ne olursa olsun benimle ziyafet salonuna geleceksin.”

Yorumlar

  1. Meşhur elbise geldi sonunda 😁 Maxi al şu adamın aklını başından kızım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya siz nerden okudunuz da hep biliyosunuz bu yorumlari görünce daha da sabırsızlaniyorum bana da soyleyin bende onden okucam hep aksbsjsbsksndkdf

      Sil
    2. Bajo el roble libro 2 diye Google'dan artınca çıkıyor ispanyolca çevirisi. Oradan okuyorum ben şahsen çok aşırı merak edersem. Oradaki sayfaları görsel olarak indirip Yandex görsel çeviri kısmında ing-isp-tr arası çevirip okuyorum. Mükemmel çeviriyor elbet ama anlaşılıyor. Bölümler 165'e kadar orada ve maalesef birkaç aydır yeni bölümler gelmiyor:/ Bu arada herkes okumuyor sanırım ama farklı mecralardan spoiler takip ettiklerinden hakimler bazı olaylara dgfdfgdfgxfg

      Sil
    3. Mükemmel ÇEVİRMİYOR demek istemiştim jhbdfhjvdbfhv

      Sil
  2. Sonunda başlıyoruz lütfen malum bölümler arka arkaya gelsin cağğnım çevirmen 🥹

    YanıtlaSil
  3. Balo sahnesi için aşırı heyecanlıyım 😅😅😅

    YanıtlaSil
  4. Kızlar hazırlanın baloya gidiyoruz hdvcgdhvhd

    YanıtlaSil
  5. Çevirmeniiiiiiiimmm,,, özzzzgeeecccciiiimmmmm insaf et

    YanıtlaSil
  6. Sonunda riftanin bakış açısıyla okuyabildik. Yazar daha fazla riftanın bakış açısıyla yazsa daha iyi olur sanki.

    YanıtlaSil
  7. Çevirmenimiz acı bize merhamet et nolur şu tutkulu bölümleri tek seferde yayınla nolur 🙏🏻🙏🏻

    YanıtlaSil
  8. Olayları Maxi'nin gözünden okuduğumuz için ve bir kadın olduğum için kendimi onun yerine koyuyorum ve bu yaşadığı çok kötü. Gidebileceği tek yer Anatol. Babası ya da gidebileceği başka bir yer yok ama kocası yüzüne karşı Dünya kulesine git dedi.( Ne sebeple olursa olsun)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen ya, max in açısından okuyunca çok üzülüyorum. Sebebi ne olursa olsun bir insanı böyle belirsizlik içinde bırakmak çok yanlış. Bir de dışarıdan istenmeyen eş gibi görünüyor garibim. Riftan ın Agnes ın yanında oturduğunu her gördüğünde max ile beraber benim de içim sıkılıyor. Manyak mıyım acaba?


      Sil
    2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
  9. Şu kızın sürekli, "Bizimle gel." ısrarından nefret ediyorum. Karşında çocuk yok. Eğer bir karar veriyorsa, aptal gibi ısrar etmeyi bırak.

    YanıtlaSil
  10. maxi boşanma konusunu gündeme getir bak bakalım riffy nasıl köpüş gibi her dediğini yapıyor hefkekfmme

    YanıtlaSil
  11. Nolur bir bölüm dahaaa

    YanıtlaSil
  12. Lütfen birkaç bölüm birden gelsin böyle kalmamalıı

    YanıtlaSil
  13. Ellerine sağlık

    YanıtlaSil
  14. Ellerine sağlık

    YanıtlaSil
  15. Lütfen bak lütfeeen bize acı bu minik okuyucularına acı ve arka arkaya at bak vize haftam geliyor ve hepsinden kalacak gibiyim birazcık da olsa umuda ihtiyacım var plizzzzzzzz

    YanıtlaSil
  16. çeviri için teşekkürlerrr

    YanıtlaSil
  17. özgeeee ben biliyorum sen bizi kırmazsın ve o bölümleri tekte atarsınnn dimii amaaa mcmscmkmsc

    YanıtlaSil
  18. Ellerine sağlık 🥰🥰

    YanıtlaSil
  19. "Max artık Riftan'la olan ilişkisinde neredeyse tüm umudunu kaybediyordu"

    Ulan çok üzüldüm be...

    YanıtlaSil
  20. Şunları yorumlayanların %90'ı bayan sanırsam.
    Farklı yollarla değer verilen insanın dikkatini onun canını acıtarak çekmeye çalışmak iki tarafı keskin bir kılıca benzer.
    Bunu yapacağım diye o kişinin güvenini alt üst edebilirsiniz. Bu da önüne geçilemeyecek sonuçlar doğurabilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elbette bu konu da haklısın. Öte yandan bir insanı korumak adı altında inatla kendinden uzaklaştırıp(daha önce de yaptı ve bir sonuç alamadı) kırmak yine aynı şekilde o kişinin güvenini alt üst edebilir ve kendini ilişkide dışlanmış hissettirebilir. İleri de benzer bir durum yaşandığında soru işaretleri havada uçuşur ve bu bir ilişkideki en zor durumlardan biridir. Bu hikaye özelinde bakarsak maalesef Riftan Max'e onu sinirlendirip dikkatini çekmekten başka yol bırakmıyor. Alıp karşısına konuşamıyor, nedenini sorduğunda lafı evirip çeviriyor. Max'in kaybetme korkusuyla kocasının sinirine oynaması pek anlaşılamayacak bir şey değil.

      Sil
    2. Kaybetme korkusu ile güven sorunu arasında ince bir çizgi vardır. Bunu,
      Max'in Riftan ve Agnes'i konuşurken izleyip yakalandığında uydurduğu yalanlar gibi örnekler ve bunun gibi nicelerine bakarak anlayabiliriz.
      Tarafların herhangi birinde kusur aramıyorum yanlış anlaşılmasın yaşanan olaylar ve bulunan çevre faktörleri içerisinde ikisinin de mantıklı kalabilmesi dahi inanılmaz bir şey.
      Ancak x bir kişiyi buna dahil edip belirli faktörler de ekleyip bunu istediklerini öğrenmek için kullanmak kesinlikle çok çirkince. Bu kesinlikle ileri gitmektir.Zira kendisi de kendisinden bir şeyler sakladığının ve bunu kendisi için yaptıığının farkında.Ne kadar anlasam da kaybetme korkusu adı altında kıskandırmak tamamiyle aciz ve çirkince bir davranış. Erkek veya kadın farketmeksizin.

      Sil
    3. Fakat görüldüğü üzere ikisi de pek mantıklı kalabiliyor diyemem açıkçası. Bu tarz davranışlarının temelinde geçmişteki travmaları yatıyor ne yazık ki. Bunu göz önünde bulundurarak Riftan’ı yeremem ama söylemek istediğim şey şu; geçmişte yaptığı ve hiçbir sonuç alamadığı tedbirleri yeniden almaya çalışıp olumlu bir sonuç beklemesi anlamsız. (Ki kendisi de kabul etmişti bunu.) Bu da karşısındakini de anlamsız davranışlarda bulunmaya sürüklüyor. Çünkü çaresizlik. Anlayacağın üzere kızın davranışını yüceltmek değil amacım. Dediğim gibi bu hikaye özelinde, ne kadar da hoş görünmese de, acizce de olsa, anlaşılmayacak bir şey değil. Agnes olayına gelince, burada Riftan’a güvenmiyor gibi görünse de aslında bence kendine güvenmiyor temelde. Zaten ikisinin de defolu davranışlarının sebebi bu değil mi? Travmalar öylece çıkıp gitmiyor maalesef.

      Sil
    4. İki yorumu da çok haklı buldum gerçekten
      Maxinin Riftan’ı kıskandırma amacı kesinlikle çaresizlikten kaynaklı çünkü ikisi arasındaki bu duvarın yıkılacağına dair umutları yavaş yavaş sönüyor…
      Riftan ne kadar haklı olsa da Max’i de anlamak lazım çünkü hiçbir şeyden henüz haberi yokken gerçekten zor bir durum onun için çünkü Riftanın neden ondan neyi sakladığını bilmiyor ve onun hayal kırıklığı var… Tamam Riftan haklı olabilir belki de gitmek istemesinin asıl nedenini söylese Max tutturacak ben de geleceğim senden ayrılmayacağım diye.. Fakat nedense Max’i olayı öğrendiğinde daha çok kırgınlıklar yaşanacağını hissediyorum içimden bakalım bakalım…
      -phoebe
      (Ne zamandır yorum atıyorum ama hiç ad kullanmadığımı farkettim geç olsa da hahsnsns)

      Sil
  21. Şu balo bı gelsin de rahatlayalim Allah rızası için

    YanıtlaSil
  22. Yorumlardan 115 diye şartlamışım kendimi ya 115 de olmadı,daha 3-4 günümüz var anlaşılan,admine teşekkürler,yazar şu son üç bölümdeki gereksiz uzatma için ne desem bilemedim off yıkıl…

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bölümler kısaldı mı bana mı öyle geliyor? Riftan nasıl dayanacaksın 1 yıl daha? Adamdaki irade çelik valla ne diyim? 3 yıl kadınsız kal, karşında çok güzel bir kadın var üstelik karın, sana da aşık….ama sen Agnesin peşinde gez🤪 artık irade mi dersin salaklık bilmem😂 (EV)

      Sil
    2. He valla bu neyin kafasi yaa? Lan olumlu dunya olumlu insan giden gunler geri gelmez neye bu kasmalar yaav! SOZ

      Sil
  23. Sanki bir arpa boyu yol alamadık bu yazar bizi öldürecek ya 😓

    YanıtlaSil
  24. Bu haftasonu okucakmiyiz bu bölümleri nolur soyleyin beklemek cok zor

    YanıtlaSil
  25. Sidina ve Annette olmasa bu kız napıcak

    YanıtlaSil
  26. Evli insanlar size ne mq, "bizimle büyü kulesine gel de gel" size ne ya, kadın evli bırakın o karar versin, fikrinizi duymak isterse sorar mallar

    YanıtlaSil

Yorum Gönder