MEŞE AĞACININ ALTINDA 2. KİTAP - 110. Bölüm (UNDER THE OAK TREE)
"O kız, nefes alan ve hareket eden her şeye karışmaya bayılıyor, ona bağırıp azarladığımda bile alınmıyor. Bu gerçekten bir Sigru büyücüsünün mizacı."
'Görünüşe göre gerçekten yakınlaşmışlar.' diye mırıldandı Max biraz şaşkınlıkla.
Resmi olarak Dünya Kulesi büyücüsü olan genç bir kadının Calto ile formaliteler olmadan bu kadar rahat geçindiğini görmek çok mantıksız görünüyordu. Urd Kulesi'nin en iyi baş büyücülerinden biriydi. Ama şaşkın Max'in aksine, Calto sanki önemsiz bir şeymiş gibi omuzlarını silkti.
"Sizler keşif gezisindeyken, biz burada bütün gün karanlık büyücülerin kayıtlarını deşifre ederek kapana kısıldık. Biriyle gece gündüz takılırsan, doğal olarak arada daha az resmiyet oluyor. Ama arkadaşın biraz abartıyor." Hafifçe homurdandı, bir odun parçası aldı ve şömineye fırlattı.
Max ateşe daha yakın bir sandalye çekti ve meraklı gözlerle ona baktı.
"Benimle tam olarak ne hakkında konuşmak istiyorsunuz?" Söyleyeceği her kelimeyi düşünüyormuş gibi uzun bir süredir alevlere bakan Calto sonunda ağzını açtı.
Her şey bittiğinde., Sellic, Anton ve ben dahil büyücülerin çoğu Dünya Kulesi'ne geri dönecek. Öyleyse neden bizimle Nornui'ye dönmüyorsun? İleri düzey büyücüler kursuna katılmak istiyorsan, sana en iyi öğretmeni vereceğimden emin olabilirsin.
Max'in gözleri beklenmedik kelimelerle kocaman açıldı. Nornui'den çıkmak için can attığını bilmeyen biri var mıydı? Şaşkınlıkla ona baktı ve düşünecek bir şey yokmuş gibi hemen elini salladı.
"Ö-özür dilerim ama yükselmeyi düşünmüyorum..."
"Önce sana söyleyeceklerimi dikkatlice dinle." sözünü kararlılıkla kesti. "Seni sonsuza kadar Nornui'ye bağlamaya çalışmıyorum. Sadece bir yıl daha kulede okumanı öneriyorum. İleri düzey büyücü eğitim kursundan sonra, seni Anatol veya Drakium olsun, gitmek istediğin her yere göndereceğim. Tabii ki, aşırı derecede tehlikeli büyü öğrenmen imkansız olurdu. Ancak, dışarı sızsa da önemli olmayan istediğin büyüleri öğrenmene izin vereceğim."
Max, şok edici teklif karşısında şaşkın bir ifade takındı.
"Neden... bana böyle bir teklifte bulunuyorsunuz?"
"Sen yetenekli bir büyücüsün. Eğitimini sadece üç yılda bitirmenin, yeteneklerini boşa harcamak olacağını düşündüm."
Koltuğunun arkasına iyice yaslandı ve sakince konuşmaya devam etti.
"Şu anda, Dünya Kulesi'nde hem yetkin hem de gelişmiş büyücü sıkıntısı var. Üç yıl önce meydana gelen canavarlar savaşında birçok büyücü hayatını kaybetti ve o zamandan beri her ülkenin lordları, boşluklarını doldurması için güçlü bir büyücü talebiyle yaygara koparıp duruyor. Bununla birlikte, bir büyücüyü belirli bir seviyenin üzerinde eğitmek genellikle on yıldan fazla sürer."
"Tabu büyüsü üzerindeki kısıtlamalar gevşetilirse, bu şu anda gönderdiğimizden daha fazla büyücü göndermemizi mümkün kılacaktır."
Calto kararlı bir şekilde başını salladı.
"Nispeten düşük riskli büyüler üzerindeki kısıtlamaların gevşetilmesi konusu şimdiden tartışılıyor. Ancak doktrinden çok sapan büyüler dışarıya sızdırılamaz. Kulenin Efendisi buna müsamaha göstermez ve hepsinden öte, tabu büyüsünde ustalaşmış büyücülerin çoğu, araştırmacı olarak hayatlarından memnunlar. Kısıtlamalar kaldırılsa bile, pek çok kişi bu büyücülerin gönderilmesini desteklemeyecektir.
Derin bir nefes verdi.
"Sonuç olarak, onları göndermek sorun olmaz, ama aynı zamanda çok güçlü büyüler kullanabilen yeni büyücüler yetiştirmemiz gerekecek. Ve sen çok yetenekli bir çaylaksın. Kulede birkaç yıl daha eğitim gördükten sonra, bugün sahip olduğunla kıyaslanamaz bir güç elde edebilirsin."
Max yutkundu. 'Güçlü büyü... Dünyada bu sözlerin cazibesine kapılmayan bir büyücü var mıdır?' Bu Daha fazlasını yapamamanın acizliğini ilk elden deneyimlediği iki savaştan geçmiş biri olduğu için, bu daha da cezbedici bir teklifti. Ancak, kararlı bir şekilde başını salladı. Hiçbir şey Riftan'la ayrılmanın acısına değmezdi.
"Yeteneklerim için gösterdiğiniz nazik ilgiye minnettarım. Ama çok uzun süredir evden uzaktayım. Bir daha asla kocamdan ayrılmak istemiyorum."
Onu ikna etme şansı olup olmadığını görmeye çalışıyormuş gibi gözlerinin içine baktı. Max doğrudan bakışlarına cevap verdi ve Calto'nun ağzından teslimiyet dolu bir iç çekiş çıktı.
"Seni tamamen anlıyorum. Ancak Yedi Krallık Anlaşması toplantısının bitimine daha çok zaman var. Bu süre içinde fikrini değiştirirsen, bana haber ver."
Max düşüncelerinin değişmeyeceğini söylemek istedi, ancak kibarca başını salladı.
Calto, söyleyecek başka bir şeyi yokmuş gibi masadan bir parşömen aldı ve kapıya doğru baktı.
"Bu arada, Sidina başka bir yere gitmiş gibi görünüyor. Gidip o kızı bulup yemeğime ne olduğunu sorarsan memnun olurum. Ya da geçerken bir hizmetçiden onu benim için getirmesini isteyerek bana bir iyilik yapabilirsen."
Açıkçası, bu bir davetsiz misafiri dışarı atma tavrıydı, ancak Max ayrılmak için bir bahanesi olduğu için minnettardı ve hemen odadan ayrıldı. Sonra merdivenlerden aşağı inip ek binadan çıktı.
İlginçtir ki, Calto'nun önerisinin karmaşık olan zihnini temizlediğini hissetti.
'Evet, benim için en önemli şey Riftan'la birlikte olmak. Bu gerçek asla değişmeyecek. Onunla buluşacağım, böylece tekrar konuşabileceğiz.'
Bir hizmetçiden Calto'nun yemeğini hazırlamasını istedikten sonra hemen Riftan'ı bulmaya gitti. Kaleye giden patikada bir süre yürüdükten sonra, sırtlarında odun ve su dolu variller taşıyan hizmetkarların binalar arasında hararetle hareket ettiğini gördü.
İşçilerin arasından geçti ve mutfağın bulunduğu ana binanın arkasına yaklaştı ve o anda Sidina'nın binadan çıktığını gördü.
"Hey, konuşmanız bitti mi?" Sidina elindeki ekmeği aceleyle cebine attı.
Max sanki dehşet içindeymiş gibi gözlerini kıstı.
"Calto'ya yiyecek almaya gelmiştin ama görüyorum ki onun yerine karnını doyuruyorsun."
"Sadece tadına baktım! Bak. Düzgünce hazırladım ve götürmek üzereydim." Elindeki paketi sanki kendisini haksızlık ediyormuş gibi kaldırdı. "Mutfağın şu anda ne kadar telaşlı olduğunu biliyor musun? Bu kalenin sekiz bin aç askerin istilasına uğradığı söyleniyor. Böyle biraz yiyecek almaya çalışmanın ne kadar çileden çıkarıcı olduğu hakkında bir fikrin var mı..."
"A-anladım. Ne demek istediğini anlıyorum, hadi gidelim.” Devam etmek üzere olan gevezeliğini kararlılıkla kesti ve sonra arkasını döndü.
Sidina her zaman konuşkan biriydi, ama şimdi eskisinden iki kat daha konuşkan görünüyordu.
"Birincisi, Calto ile ne hakkında konuştunuz?" diye sordu hızla yanına yürüdükten sonra.
Max bir an tereddüt etti ve sonra dürüstçe cevap verdi.
"Aslında... Dünya Kulesi'nde bir yıl daha okumak için bir teklif aldım."
"Sen de mi Max?"
Max, yemek odasına yapılan ani asker hücumundan kaçınarak binanın duvarına yaslandı ve ona baktı.
"Sidina da yükselmek için bir teklif aldı mı?"
“Önce terfi alma niyetimi ben açıkladım. Sefere katılan büyücülere, karanlık büyücülerin kayıtlarını inceleme konusunda öncelik tanınıyor. Böyle bir fırsatı kaçıramam." İşaret parmağını gururlu bir ifadeyle kaldırdı. "Ayrı bir teklif alan Miriam'dı. Dünkü karşılama yemeğinde Alben'in ona Kavala'nın en iyi büyücülerinden biri olmasını önerdiğini duydum. Ama Miriam açıkça reddetti. Sonra duydum ki, görünüşe göre Volose Şövalyeleri'ne katılmaya karar vermiş."
Max'in gözleri büyüdü. İnsanlarla sosyalleşmeyi sevmeyen Miriam ile her zaman gürültülü ve hareketli bir atmosfere sahip olan Volose Şövalyeleri, uyumsuz bir kombinasyondu. 'Canavarlar Şehri'ne sızdıklarında arkadaş mı oldular?'
"Beklenmedik bir durum. Miriam araştırmayla ilgileniyor gibiydi..."
"Livadon Kraliyet Şövalyeleri'ne katılma fırsatı nadirdir. İşini iyi yaparsa saray büyücüsü olabilir... Duyduğuma göre maaşı fahişmiş" Sanki ona büyük bir sır veriyormuş gibi kulağına fısıldadı.
Max bir kez omuz silkti ve artan kalabalıktan kaçınarak binanın kenarı boyunca yürümeye başladı. Ellerinde çömleklerle mutfaktan çıkan aşçılar korkunç bir alkol kokusu yayıyorlardı, bütün gece içmiş olmalılar.
'Riftan şövalyelerle bir gece geçirmek için mi beni yalnız bıraktı? Eğer öyleyse, yakında dünyanın en vahşi kadınıyla evlenen adam olarak tarihe geçecek.'
Dişlerini sıktı ve bir adım öne çıktı. Bu sırada yan tarafa yürüyen Sidina ona şöyle dedi:
"Max, ne yapacaksın?"
Düşüncelere dalmış olan Max, sorusunu hemen anlamadı ve sadece gözlerini kırptı. Sidina ilgisiz görünmeye çalışıyormuş gibi başka tarafa baktı.
"Calto'nun teklifi! Gerçekten Dünya Kulesi'ne geri dönüp tekrar ders çalışmak istemiyor musun?"
Max biraz iç geçirdi.
"Sidina, adadan ayrılmayı ne kadar çok istediğimi çok iyi biliyorsun."
"Ama... bu israf olmaz mıydı? Bu keşif gezisi bittiğinde, Pamela Platosu'nda bulunan birçok verinin keyfini çıkarabileceksiniz..."
"Karanlık büyücü kayıtlarını çözmeye çalışırken bir avuç saç kaybettiğini söylemiştin. Bu kıvırcık saçtan çok nefret ediyorum ama onu kafa derimden koparmak isteyecek kadar değil."
Max içini çekti ve ek binaya doğru bir adım attı.
Sonra Sidina yolunu kesti..
"Şaka yapma ve ciddi düşün. Büyülü formülümüzü alır almaz adadan ayrıldık, bu yüzden temel büyüde ustalaşmak için uygun eğitimi alamadık. En iyisi şimdiye kadar öğrendiklerimizi kullanıp birkaç yıl daha pratik yapmak." .
"Ada dışında da eğitim yapılabilir."
"Dünya Kulesi'nde sadece bir yılda elde edeceğin başarıyı dışarıda kazanman en az beş yılını alacak!"
Sidina ona üzgün bir yüzle bakarken koluna sarıldı.
"Böyle olma, kuleye geri dön ve benimle sadece bir yıl çalış. Sonsuza kadar en iyi arkadaş olacağımızı söylemiştik! Eğitimimi bitirdikten sonra, kuzeyde görevlendirilmem için de başvurmayı planlıyorum. Birlikte mezun olduğumuzda..."
Bir çocuk gibi sızlanan Sidina aniden konuşmayı kesti. Max ona şaşkın bir ifadeyle baktı ve Sidina'nın bakışlarını takip etmek için arkasını döndü. Sonra Riftan, Uslin ve Elliot'ın bir ellerinde atlarının dizginlerini tutarak durduklarını gördü.
Max farkında olmadan mutlu bir şekilde gülümsedi. Parlak güneş ışığındaki fiziği o kadar göz kamaştırıcıydı ki ona neden kızdığını bile hatırlayamıyordu. Sidina'yı yalnız bıraktı ve hızla ona doğru koştu.
Ç.N: Kararlılıkta Max gibi olun. Vahşi olucam gününü görecek o derken iki saniyede eridi gitti enayi kadın :)
115'e kadar dayanın aşklar biliyorum yoruldunuz ama az kaldı pes etmeyin ahaksnekdkr
YanıtlaSilSir sejour le dans ettiği kısımda yaşananlar,riftan çıldırdı 🔥
SilAh Uslin ah. Neyse geldi sonunda. İnşallah gitmez bir daha.
YanıtlaSilArtık temel şeyleri öğrendiğine göre geri kalanını ruth tanda öğrenebilir bi yıl daha max katlansa bile biz katlanamayız maalesef..
YanıtlaSilYa nolur biraz fazla bölüm gelsin ilerlemiyor artık lütfen
YanıtlaSilKatılıyorum..
SilÇevirmencim canım benim eline emeğine sağlık. Ya gerçekten sıkıldım ben bu durumdan. Riftana azcık tavır koy Allah aşkına ya adamı gördüğü gibi gülüp ona koşuyor. Aptallık bu bana göre siz nasıl yorumlarsınız bilmiyorum. Riftanın sürekli max için mantığında hareket edip ama yaptığı eylemleri aslaa ona danışmamasından da ikrah geldi. İkinvi kitabın patlaması şu son sahnede yaşadım. Ya adam sana koştu mu o sana gülümsedi mi yahu giderken bi gidiyorum bile demedi. Sen napıyosun gördüğün gibi eridin gittin. Başlıycam zaten bu Riftanın da üç yıllık azap çektim olayına da ördüğü duvarlara da yeter be. Kız sanki keyfine bıraktı gitti haspam triplerinin sonu gelmiyor. Ama işte aptallık maxide gerçekten de onda. Devam etsin bu şekilde riftanın peşinde koşmaya o da bi gülsün bi surat assın keyfine göre. Kusura bakmasın kimse de riftanın bu yaptıkları yüzünden maxin kendine saygısı kalmıyor. Ayrıca ilk kitapta hani şu riftanın hrrkesi kenara çekip ona karşı dikkatli olacaksınız emirlerine de riftan uymuyor. Yok uzaktan izliyor yok takibinde yok neşer yaşadığını biliyor bırakın bu işleri artık. Seviyorsa ona göre hareket edecek bıktım bu salak saçma tavırlardan ama görünüşe göre bi ben bıktım max hala riftana koşsun.
YanıtlaSilİç sesimi yazıya dökmüşaün resmen👍
Sil👍
SilKizzz ne yapsınlar,bosansinlar mi istiyonuz.
SilMax sizce gitmeli mi kalmalı mı
YanıtlaSilkocası biraz daha böyle yaparsa gitmeli. ya da gidicem falan diye rest çekmeli en azından
SilRiftan bu tavırlarında ısrar ederse yüksek rütbeli bile olur
SilNolur yeni bölüm ya çevirmen lütfen
YanıtlaSil1 bölüm daha nolur hic ilerlemiyo hikaye
YanıtlaSiladaya dön büyücü ol calto mutfaktan ekmek almislar koca bölüm hic
Umutla gelip yıkılanlar burda mi 😆😆
YanıtlaSilBölüm caltoyla geçti zaten nolur 1 bölüm daha bakıyorum bölüme toplasan 10 dakikalık olay anlatılmış nolur 1 bölüm daha
YanıtlaSilKoca 1 günümü calto okumak için mi bekleyerek geçirdim
YanıtlaSilMax pijamayla günü geçirdin hadi yine iyisin shshsh
YanıtlaSilYETO KERE YETO YAAA... NEYYYSE. Birkaç bölüm sonraki bölümler bize iyi gelecek yaralarımızı saracak.🤝🏻
YanıtlaSilBu bölüm kitapta olmasa hic birsey eksilmezmiş 1 bölüm daha lütfen
YanıtlaSilya nolur 1 bölüm daha hiçbir şey yoktu ki bölümde
YanıtlaSilBende bir enayiyim sanırım Maxi'nin yerinde olsam salyamı silmem gerekirdi höfff (haftaya pazara kadar 117.bölüme gelcez aman tanrım) eline sağlık çevirmenim 💋
YanıtlaSilYeni bölüm çevirmenciğim yap bi güzellik
YanıtlaSilÇeviri notuna kahkaha attım 🤣🤣🤣
YanıtlaSilÇevirmen kuzum emeğine sağlık, yine yeni ve yeniden söylücem ki senin her gün bölüm atman bu dünyaya katlanmamı sağlayan en önemli şeylerden biri :)) accuk da akıcı olaydı, artık rüyalarımda riftan ve max kavuşuyor o derece daraldım yani
YanıtlaSilÇeviri için teşekkürler ama yazar kesinlikle bu bölümü okurlarının vaktini çalmak için yazmış bence boş bi bölümdü...olmasada olurdu 😑
YanıtlaSilMiriam ın kuleye dönmek istememesi şüpheli göründü. Spoiler bölümünde dragonian diye bir şeyden bahsstmişlerdi. Onlardan biri olabilir mi acaba? Bilen Spoiler bölümüne yazabilir mi?
YanıtlaSilEllerine sağlık 🥰🥰
YanıtlaSil