MEŞE AĞACININ ALTINDA 2. KİTAP - 108. Bölüm (UNDER THE OAK TREE)


Max’in tüm vücudu sallanırken boğuluyormuş gibi nefesi kesildi. Riftan, ince kaşkorsesinin üzerinden kadının göğüslerinden birini kavradı ve başparmağını şişmiş göğüs uçlarına bastırdı. Yıkılmak üzere olan büyük bir barajla karşı karşıyaymış gibi hissediyordu, tsunamiyi andıran tutku dalgası onları boğduğu için kendine gelemedi.

"Rif-Rift..."

Derin bir nefes alabilmek için dudaklarını ondan zar zor ayırabildi, ama daha nefesini alamadan Riftan dudaklarını tekrar kilitledi.

Onu sakinleştirmeye çalışmak için sırtını sıvazlamaya çalıştı, böylece kendini tutacaktı, ancak hiçbir girişimi fayda sağlamadı. Sanki en çok arzuladığı şeymiş gibi dilini emdi ve elini gömleğinin altına soktu.

Max yere düşmemek için boynuna asmak zorunda kaldı. Uzun ve sert parmakları, ıslak ormandaki hassas yumruyu bulup orayı okşamaya başladığında, vücudunda sanki bir elektrik şoku almış gibi belirsiz bir spazm hissetti.

‘Aman Tanrım’. Çok hızlıydı. Max bilinçsizce uyluklarını sıktı ve parmaklarının daha derine inmesi için belini kaldırdı.

Kısa bir süre sonra, karnının altından ayak uçlarına kadar dayanılmaz bir uyarılma duygusu yayılmaya başladı. Kendini kontrol etmek için elinden geleni yaptı, ama boşunaydı. Max'in dudaklarından yakarışlar dökülmeye başladı.

"L-lütfen. Lütfen, Riftan...”

Bir küfür mırıldandı ve ardından giysilerinin yırtılma sesini duydu. Max'in gözleri şaşkınlıkla büyüdü. Riftan yırtık kaşkorseyi yere attı ve ona sımsıkı sarıldı.

"Bana sormana gerek yok.”

Sertçe mırıldandı ve dudaklarını onun boynuna sürttü.

"Sana yalvarması gereken benim. Lanet olsun, ne zamandır...?”

Başka bir kelime söyleyemedi. İki eliyle yüzünü kavradı ve onun yaptığı gibi dilini ağzına soktu. Riftan'ın boğazından boğuk bir inilti kaçtı.

Elleri terden ıslanmış bronz boynunu sabırsızlıkla okşarken Max derin bir nefes aldı. Riftan titredi ve onu küvetin yanındaki rafa oturtup, vücudunun alt kısmını bacaklarının arasına bastırdı.

Baş dönmesi hissine karşı gözlerini sıkıca kapattı. ‘Çıldıracağım.’ Nemli iç çamaşırının altındaki sıcaklığı hissedebiliyordu. Vücuduna sürtündü ve cüppesinin eteklerini çekiştirdi.

"Ri-Riftan çıkar şunu."

Hafifçe titredi ve ona baktı. Max onu kabaca sökmeye çalıştı.

"Hadi!"

Anlaşılmaz bir şeyler mırıldanarak hemen cübbesini çıkarınca, Max göğsünün sıkıştığını hissetti. Zorlu sefer nedeniyle biraz kilo vermiş olsa da güzelliği nefesini kesti.

Titreyen elleriyle onun kalın göğüs kaslarını okşadı ve geniş, bronzlaşmış omuzlarını öptü. Sonra aceleyle pantolonunun kayışlarını çeken Riftan sert bir inilti çıkardı ve başını tekrar çekerek dudaklarını yuttu.

Onu sadece hafifçe okşayıp öpmüş olmasına rağmen heyecanını kontrol edemedi. Max titredi, parmaklarını Riftan'ın saten saçlarına daldırdı.

Birbirlerine o kadar dalmışlardı ki, kapının gergin bir şekilde çalınmasıyla onları tekrar kendilerine getirdi.

Riftan'ın ağzından hemen şiddetli bir küfür çıktı.

“Kaybol!”

Öpüşmeye devam etmek için yüzüne yaklaştı ancak misafirin ayrılmaya niyeti yok gibiydi.

Yükselen ses, Riftan'ın yüzünü çarpıttı. Kapıya baktı ve ayağa fırladı. Sonra battaniyeyi alıp vücuduna sıkıca sarıp kapıya yöneldi.

"Ne tür bir deli piç buna cüret eder...?"

Kapıyı sökercesine hızla açtı ve o anda aniden konuşmayı bıraktı. Max onu şaşkın şaşkın izledi ve temkinli bir şekilde arkasına geçti. Kapıda meydan okuyan bir duruşa sahip ince bir adama duruyordu. Max onun yüzünü tanıdığında gözleri büyüdü.

“Sör Ri-Rikaido...”

Riftan'a bakan şövalye, bakışlarını ona çevirdi ve soğuk yüzünde bir rahatlama parladı.

"Uzun zaman oldu hanımefendi.”

Ona kuru bir şekilde selam verdi ve başını Riftan'a çevirdi.

"İkinizin de hayatta olduğunu görmekten çok mutluyum.”

“Peki ya Anatol? Neden buradasın?”

Riftan onu sert bir şekilde sorgularken geniş omuzlarıyla bakışlarını tamamen engelledi. Uslin inanamıyormuş gibi sesini yükseltti.

"Yarım yıl sonra gördüğün teğmenine söylemen gereken tek şey bu mu?"

Duyguları arttıkça sesi daha da sertleşti.

"Yani o kahrolası telgrafı aldıktan sonra, 80 yaşındaki bir gazi gibi Anatol'da kapana kısılıp, komutanın iyiliği için dua edeceğini mi sandın?" Sör Obaron ve Sör Sebrick, o lanet olası lord görevinde bana destek oluyorlar, bu yüzden boşuna endişelenme!”

"Bunca yolu sadece bana şikayette bulunmak için geldiğini sanmıyorum...”

Riftan sabrını geri kazanmaya çalışıyormuş gibi derin bir nefes aldı ve yavaşça devam etti.

"Yarın seni dinleyeceğim, o yüzden şimdi kaybol."

Sonra tekrar kapı koluna uzandı ama Uslin ondan bir adım daha hızlıydı. Hızla ayağını kapı aralığından içeri kaydırdı ve omzunu iterek tekrar açtı. Ve öfkeden gerilmiş kaslarıyla itiraz etti.

"Cidden bunu yapacak mısın? Bir aydan fazladır bu lanet olası şatoda komutanın geri dönmesini bekliyorum!”

"Bir gün daha beklersen ölmezsin?"

Riftan onu acımasızca dışarı doğru iterken şiddetle homurdandı. Ancak bu süre zarfında sanki çok şey biriktirmiş gibi Uslin geri adım atmadı. Zar zor tutunurken sözlerini hızlı ateş eden bir top gibi ağzından çıkardı.

“Lanet olsun! Kendinize gelin! Şu anda rapor edilmesi gereken bir iki şey var! Komutan bana telgrafla gönderdiği özel talimatları unuttu mu?"

Bu sözleri duyan Riftan'ın eli dondu. Max ona şaşkın şaşkın baktı. ‘Özel bir talimat mı?’ Tam bunu soracakken Uslin'in kızgın yüzüne bakan Riftan derin bir iç çekti ve elini kapıdan çekti.

“Tamam. Hemen geliyorum, o yüzden bir dakika bekle.”

Max şaşkınlıkla kaskatı kesildi. Riftan'ın onu böyle geride bırakmak istemesi beklenmedik bir şeydi. Neler olup bittiğinden emin olmasa da hâlâ kafası karışmış durumda olan Riftan, gelişigüzel bir cübbe giydi ve masadan kılıcını aldı.

"Sen de duydun mu? Gidip onunla biraz konuşacağım, o yüzden önce dinlenmelisin.”

Sonra cevabını dinlemeden gitti. Max sıkıca kapalı kapıya baktı ve boş gözlerle gözlerini kırpıştırdı. Buzlu suyla kaplanmış gibi vücudundan bir ürperti geçti. Battaniyeyi sıkıca kavradı ve dudağını ısırdı.

Uslin'in böyle gelmesini gerektirecek büyük bir şey olmuş olabileceğinden endişeleniyordu ama aynı zamanda, bir gece bekleyemeyerek her şeyi alt üst ettiği için ona kırgınlık duyuyordu.

‘Aramızdaki mesafenin sonunda kapanacağını düşünmüştüm...’

Alnını gergin bir şekilde ovuşturan Max, çabucak sakinliğini geri kazandı ve küvete doğru yürüdü.

‘Elbette Rifan da arzularını tatmin edemediği için zor zamanlar geçiriyordur. Eminim konuşma biter bitmez odaya geri dönecektir.’

O geri gelmeden önce biraz serinlemek için sıcak suya daldı. Sonra sert bir havluyla vücudunun tüm kuytu köşelerini yıkadı ve pürüzlü derisinin üzerine dikkatlice kokulu yağ sürdü. Daha sonra hizmetçilerin kendisi için hazırladığı yeni kıyafetleri giydi ve aynanın önünde durarak kendini dikkatle inceledi.

Göz kamaştıracak kadar güzel olduğu söylenemezdi ama pembe renkli teni ve nemli saçlarıyla çekici olmayı başarmış gibiydi.

Parlayan gri gözlerine bakarak, biraz daha kızarmak için yanaklarını sertçe çimdikledi. Kapının tıklatıldığını duyduğunda ne kadar zamandır böyle olduğundan emin değildi.

"Size akşam yemeği getirdim Bayan Calypse."

"G-gel”.

Biraz sonra genç hizmetçi elinde büyük bir tepsiyle odaya girdi.

"Çok aç mısınız? Bugün geleceğinize dair bir telgraf aldık ve şef sabahın erken saatlerinden beri sıkı çalışıyor, bu yüzden umarım hoşunuza gider.”

Hizmetçi mutlu bir şekilde mırıldandı ve iştah açıcı yemek tabaklarını birbiri ardına masaya koydu. Dilim çıtır jambon, altın tart, levrek çorbası, bezelye püresi, ballı meyve turşusu...

Max hülyalı gözlerle masaya baktı ve aniden şaşkın bir ifade takındı. Tek başına yemesi çok fazlaydı ama bir şövalyenin midesini doldurmaya yetmez gibiydi.

"A-akşam yemeğinin hepsi bu kadar mı? Kocam yakında dönecek, bu yüzden...”

Hizmetçi nazikçe cevap verdi.

"Lord Calypse şövalyelerle yemek yiyeceğini ve geç döneceği için önce Leydi'ye yemeğinin götürülmesini istedi...”

Hizmetçinin sert ifadesini görünce konuşmayı kestiğini fark edince, çabucak yüz ifadesini düzeltti ve cevap verdi. "U-uzun süre uzak kaldığı için... eminim bilgilendirilmesi gereken çok şey vardır."

"Burada da çok şeyler oldu.”

Rahatlamış hizmetçinin ışıldayan yüzü geri döndü ve sohbet etmeye başladı.

“Bir ay boyunca sadece Remdragon Şövalyeleri değil, Balto ve Osiria askerleri de herhangi bir yardım talebi olması durumuna karşı buraya yerleştirildiler. Askerlere göre, birkaç gün içinde temasa geçmemiş olsaydınız, kalan askerler Pamela Platosu’na gitmek için yola çıkacaklardı. Hepimizin ne kadar endişeli bir şekilde haber beklediğini bilemezsiniz.”

"Ben... anlıyorum."

‘Uslin onca yolu yardım etmek için mi geldi? Öyle olsaydı şaşırmazdım. Bunun gibi büyük çaplı bir sefer başarısız olursa, yeni atanan papa ve seferi destekleyen diğer liderler maddi olarak zarar görecekti. Yedi Krallık Konseyi'nin, keşif gezisinin geri dönmesini sonsuza kadar boş boş beklemesi mümkün değildi.’

“Özür dilerim, sanırım çok konuştum.”

Yüzünün karardığını gören hizmetçi şaşkın bir ifadeyle ekledi.

"Sizi yalnız bırakacağım. Başka bir şeye ihtiyacınız olursa, istediğiniz zaman zili çalabilirsiniz.”

Hizmetçi boş tepsiyle çıkınca masaya oturdu ve yemeye başladı. Çok aç olmasına rağmen kafası düşüncelerle doluydu ve yemeği ağzıyla mı burnuyla mı yediğini anlayamadı. Bir parça ekmek koparıp çorbaya batıran Max, kısa sürede iştahını kaybetti ve ayağa kalktı.

Tam olarak neler olduğunu anlamadan orada oturmaktansa Riftan'ı aramak daha iyi gibi görünüyordu. Ama bundan pek memnun olmayacağını düşünerek tereddüt etti.

Kapının yanında bir süre dolaştıktan sonra sonunda yatağına döndü. Yalnızken zaman geçirmek için Canavarlar Şehri’nde bulduğu bazı kayıtları çıkarıp analiz etmeye başladı. Ancak biriken yorgunluk ve hafif tokluk hissi nedeniyle karmaşık kodlar ve eski kelimeler aklına bir türlü girmiyordu.

Parşömen üzerindeki karmaşık harflere bakan Max, uyuşukluğunu yenemedi ve kendinden geçmiş gibi uykuya daldı.

Yorumlar

  1. Ulan uslin inşallah anatolün başına büyük bir şey gelmiştir yoksa dördüncü duvarı yerle bir edip içeriye girip senin ağzını burnunu kırıcam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ĞAŞWLSKDLFLLF
      İç sesimi buraya yazman hiç hoş değil

      Sil
  2. Biri bu koza uyku büyüsü mü yapıyor? Uyuyacak zaman mı şimdi? 🙁☹️

    YanıtlaSil
  3. Ellerine sağlık 🥰🥰

    YanıtlaSil
  4. Umarım yine savas yada birbirlerinden ayri kalmalarını gerektirecek bisey değildir bunun dışında ne olursa tahammül edebilirim bu ani bölmesinede katlanabilirim

    YanıtlaSil
  5. Uslin seninle konuşmamız gereken konular var

    YanıtlaSil
  6. Bir kova buzlu su bizede atildi bu neydi simdi 🙃

    YanıtlaSil
  7. Yurixion‘ten daha Riftancı çıktı bu Uslin..bide trip atıyor başına ne işler aldı farkında değil

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ruth bile ahırda yanlışlıkla öpüşmelerini böldüğü için ne kara bahtım varmış demişti afhfh

      Sil
  8. Uslin seni dövmek istiyorum, ne görev adamı çıktın ama ya. İki oldu bu. İnşallah riftan evlendiğin gece acil olay var diye kapına dayanır. Hakettin.

    YanıtlaSil
  9. Uslin yaa 🤦‍♀️ Abi görüyorsun ikisinde yarı çıplak dön git ya deki acil bekliyorum bitince gelin felan de ne bilim ya offff tekrar basa sarıcaz anlaşılan

    YanıtlaSil
  10. Max'in kızarması için yanaklarını çimdiklemesi kadar bomboş bir bölüm daha... Zaten gak dense kızarıyor guk dense kızarıyor. Neyyyyse heyecanlı bölümler yakındır dostlar, az daha sabır...

    YanıtlaSil
  11. Ne görevi vermiş acaba?
    O değil de bir araya gelseler de gergin bir bölümdü nedense

    YanıtlaSil
  12. uslin be off azıcık durumu okumayı öğrensen senin yerine hebaron yada diğerleri gelseydi tamam diyip giderlerdi he ruth hariç o da laf atıp giderdi en fazla ĞAAAAAAAA uslin yemin ediyorum kaynana gibi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kaynana gibi, buna çok güldüm😂

      Sil
  13. Gerçekten Allah razı olsun Özge, Google translate'le hiçbişey anlamamışız kitabın yarısı kayıp gibi bir şey okudukça anlıyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya çok teşekkür ederim yorumun için <3 Düzenlemelerin gerçekten işe yaradığını bilmek çok mutlu ediyor beni🙏

      Sil
  14. Çevirmeniz, bi güzellik yapıp bugün iki bölüm göndersen 🙏🙏🙏

    YanıtlaSil
  15. Bütün anatol anlaşmis gibi sırayla böldüler bi sen eksiktin uslin teşekkurler 😆😆

    YanıtlaSil
  16. Şavastan sonra düello yapicaklardi acaba onunla mi ilgili 🤨

    YanıtlaSil
  17. Saat 12:00’den beri sayfa güncelliyorum yeni bölüm geldi mi diye😜 gözümüz yollarda kaldı çevirmenimiz😍

    YanıtlaSil
  18. Bende bekliyorum yüklenir mi acaba bugun

    YanıtlaSil
  19. Under the aok tree delisi 🐓12 Kasım 2022 17:38

    Admin yeni bölüm nerdeeey beklioruzzz

    YanıtlaSil
  20. Yeni bölüm gelicek mi ❤️❤️❤️

    YanıtlaSil
  21. uslin hayallerimin katilisin

    YanıtlaSil
  22. Ayyy biri bitiyor biri çıkıyor
    Yuri ruht şimdi de USLİN

    YanıtlaSil
  23. OFFFF BU NE YA YAZAR RESMEN IŞKENCE EDIYOR WDKHCCWHLHSVZLUGW

    YanıtlaSil
  24. Uslini gördugume aşırı sevindim ama hiç doğru bir zamanlamada gelmediği için burun çekiyorum... Gelmeseydi en ateşli gecelerden birini yaşayacaklardi bwocnwkdnwkx

    YanıtlaSil

Yorum Gönder