MEŞE AĞACININ ALTINDA 2. KİTAP - 74. Bölüm (UNDER THE OAK TREE)


Max tehditkar sözlerini alçak sesle tekrarladı, ancak Sidina gülmeyi bırakmadı. Max ona sinirli bir bakış atıp masanın altından çizmelerine bastı.

"Ay! Sadece konuşsan yeterli!"

"Ne zaman konuşsam beni duymuyormuş gibi yapıyorsun."

Max ona dik dik baktı, kalbi öfkeyle kaynarken hokkadan tüy kalemini çıkardı. Ancak on dakika geçtikten sonra bile tek bir cümleyi doğru yorumlayamamıştı.

Alnına dökülen saçlarını geriye doğru tararken, o sabah hissettiği utancı ve ıstırabı hatırladı.

O gece Riftan'ı beklerken rahatlamak için bir iki kadeh şarap içmişti ama anlaşılan o ki sarhoş olmuştu.

Uyandığında, sabah güneşinin vurduğu yatakta neredeyse çıplak bir şekilde yatıyordu ve Riftan da yüzünü yıkayıp dışarı çıkmaya hazırlanıyordu. Akşamdan kalmalığını yatıştırmak için ona bir bardak soğuk su doldurup, bir dahaki sefere ölçülü içmesi konusunda kısa bir demeç verdi ve sonra gitti.

Soğuk ve kayıtsız tavrı, Max için çok güçlü bir darbe oldu. Neredeyse üç yıldır ayrı olan bir çifttiler. İlk karşılaştıklarında içlerinde birikmiş çok fazla duygu vardı ve bulundukları koşullar da en iyisi değildi. Bu yüzden buna katlanmaktan başka seçeneği yoktu, ama şimdi, o güçlü gerilim bir nebze olsun rahatlamamış mıydı?

Max'in içindeki hayal kırıklığı tarif edilemezdi. Yolculuk bittiğinde sorunlarını çözmelerini dört gözle bekliyordu. Pişmanlık içinde, bir daha asla bu kadar çok içmeyeceğine yemin etti.

"Herkes bir dakika burada toplansın.”
Kendine işkence etmenin ortasındayken çalışma odasının kapısı açıldı ve Anton içeri girdi. Tüm büyücüler şaşkınlıkla ona baktılar ve hemen ellerindeki parşömenleri bırakıp önünde topladılar. Anton şöminenin yanındaki koltuğa otururken uzun bir iç çekti.

“Kutsal Şövalyelerle müzakereler nihayet sona erdi. Dünya Kulesi resmi olarak müttefik kuvvetlere katılacak.”

"Durum daha deneyimli büyücülere açıklandı mı?" Undaim'in ileri düzey büyücüsü Ben, ihtiyatlı kişiliğini ortaya koyuyormuş gibi temkinli bir şekilde sordu.

Anton başını salladı.

“Bu konuda Bay Calto'nun karar verme hakkı var. Keşif gezisine çıkarken, kulenin en üst düzey lideri tüm yetkiyi ona verdi. Kıdemli büyücüler de kabul ettiler.”

"Kuleden yardımcı büyücüler mi göndermeyi planlıyorlar?"
Miriam'ın sorusu üzerine Anton'un kaşları arasında kalın bir çizgi belirdi. Düzgünce kesilmiş kahverengi sakalına dokunarak yanıtladı.

"Bunun olmasını çok isterdim ama müttefik kuvvetlerin Dünya Kulesi’nin büyücüleri buraya gelene kadar bekleyip beklemeyeceğinden emin değilim. Şövalyeler, ordu toplanır toplanmaz Canavarlar Şehri’ne gitmeyi düşünüyor gibi görünüyor."

Max dudağını ısırdı. Anton büyücülerin ciddi yüzlerine bakıp konuşmaya devam etti.

“Elbette savaş hazırlıklarının tamamlanması bir iki haftadan fazla sürer. Öyle olsa bile, Dünya Kulesi'nden gelen büyücülerin Etilen Kalesi'ne ulaşmaları daha uzun sürecektir. Şimdilik, Lord Calto kuzeyde yaşayan özgür büyücüleri toplamaya karar verdi. Paralı asker loncası aracılığıyla büyücülere duyurular yapıldı. Mümkün olduğu kadar çok büyücünün desteğini bekliyoruz.”

Beklenti dolu gözleri onlara yoğunlaştı. Büyücüler birbirlerine kuşkuyla baktılar. Sessizliklerindeki isteksizlik açıkça okunuyordu. Anton içini çekti ve ekledi. 

“Müttefik kuvvetlere katılan büyücüleri cömert bir şekilde ödüllendirmeyi düşünüyoruz. Kara büyücülerin kayıtlarını incelemeleri için öncelik verilecek ve Dünya Kulesi'ne döndüklerinde Urd kulesinin üst katında özel bir laboratuvarları olacak. Nornui dışında çalışmak isteyenler için, sekiz dinarlık temel bir ödül verilecek. Ayrıca görevin riskine bağlı olarak ek ödüller vermeyi planlıyoruz.”

Büyücüler mırıldanmaya başladı. Max şaşkınlıkla gözlerini devirdi, sonra Sidina'nın kulaklarına bir şeyler fısıldadı.

"Sekiz dinar çok para mı?"

"İşte bu yüzden zengin bir kadın olmak o kadar da özel değil.” Sidina gururlu bir şekilde başını kaldırdı. “Kıdemli büyücülerin ortalama yıllık geliri altı dinardır. Daha iyi olan büyücülerin bu miktarın birkaç katını kazandığını duydum, ancak çoğu durumda büyücülerin çoğu yılda dört dinar maaş bile almıyor. Tabii ki, bu yine de sıradan insanların gelirinin iki katından fazla.”

"Vasat becerilere sahip büyücüler bir bulut sürüsü gibi toplanacaklar." dedi Miriam sert bir ses tonuyla. "Çünkü mükemmel becerilere sahip büyücüler bu kadar para için gözlerini bile kırpmaz."

"Yine de karanlık büyücülerin geride bıraktığı kayıtları inceleyebilmek çok cezbedici.”

Sidina'nın dediği gibi, bazı meraklı büyücüler bu durumdan çok memnundu. Joel masanın üzerine yığılmış parşömen yığınına son derece düşünceli bir yüzle bakarken, elini kaldırdı ve sordu.

“Bir karar vermeden önce belirli bilgileri almak istiyorum. Ordunun büyüklüğü ve erzak gibi.”

Anton utanmış bir ifadeyle, "Bu ayrıntıları almadım." dedi. “Bunlar ancak tam olarak Yedi Krallık Konseyi toplandıktan sonra belli olacak, ancak geçmişteki müttefik kuvvetlerin büyüklüğü göz önüne alındığında, yirmi binden fazla olacaktır.”

“Görünüşe göre şövalyeler her gün buluşup toplantı yapıyorlar. Bununla ilgili bir şey duydun mu?” Annette, Max'e döndü ve sordu.

Max kaşlarını çatıp başını salladı.

"Sohbet etmek bir yana… yüzlerini görmek bile benim için zor."


"Haini sorgulamanın daha hızlı olacağını düşünüyorum.”

Lucaine birdenbire ayağa fırladı. Tüm gözler ona döndü. Kavala büyücüsü omuz silkti ve konuşmaya devam etti. "Toplantılara Remdragon Şövalyeleri'nin büyücüsü olarak katılıyor, bu yüzden detayları biliyordur."

Bir süre sessizlik oldu. Anton, isteksizce kaşlarını çatarak Max'e döndü.

“Tamam. Şövalyeler arasında neler olup bittiğini bilmekte yanlış bir şey yok. Onu buraya getir.”

Sanki ondan bir mahkumu getirmesini istiyormuş gibi çıkan sesine gözlerini devirdi. O hareketsiz dururken, büyücüler kendi aralarında fısıldaşmaya başladılar ve ona bakmaya devam ettiler.

Max sonunda içini çekti, koltuktan kalkıp paltosunu aldı ve kütüphaneden çıkıp aşağı indi. Kaleden ayrıldığında, soluk güneş ışığı gözlerini deldi.

Kaşlarını çatıp işçilerin çalıştığı büyük avluyu hızla geçti. Ardından düzinelerce savaş arabası ve at görüş alanını doldurdu. Gözleriyle etrafı tarayarak yürürken, arkasında tanıdık bir ses duydu.

"Merhaba Bayan Calypse.”

Sejour Aren'e bakmak için başını çevirdi ve beceriksizce gülümsedi. Siyah zırhın üzerine koyu kırmızı bir pelerin giyiyordu ve ağırbaşlı kıyafetine rağmen rahat, neşeli tavrı nedeniyle gülünç derecede keyifli görünüyordu. Yanına yaklaştı ve kısık sesle konuştu.

"Böyle bir yerde ne yapıyorsunuz? Riftan'ı görmeye mi geldiniz?

“H-hayır. Ben... Remdragon Şövalyeleri’nin büyücüsü Ruth'u arıyorum.”

“O arkadaş eğitim kampının toplantı odasında. Şöminenin yanına oturdu ve yerinden hiç kıpırdamadı.”

Max ona minnetle hafifçe gülümsedi, sonra eğitim alanına doğru yöneldi. Sejour çabucak takip etti.

"Size toplantı odasına kadar rehberlik edeceğim.”

"H-hayır hiç gerek yok. Zamanınızı boşa harcamak istemiyorum.”

“Böyle söylemeyin. Leydime hizmet etmekten daha önemli ne olabilir?” Tek bir akıcı hareketle elini kaldırıp öptü.

Bu tür davranışlara aşina olmayan Max, garip bir ifade takındı. Ama uzaktan, Riftan'ın ileriye doğru adım attığını görünce ifadesini düzeltti. Riftan çabucak yanlarına ulaştı, Sejour'un elini elinden çekti ve onu tehdit edercesine hırladı.

“Karımla ben ilgileneceğim, o yüzden git malzemeleri kontrol et. Tüccarlar imzalamanı bekliyor.”

 "Endişelenmene gerek yok, asistanlarım halleder. Senin temsili bir strateji toplantısına gitmen gerekmiyor mu?” dedi Sejour gülümseyerek.

Riftan, onu dişleriyle vahşice ezmek ve tükürmek istiyormuş gibi ona baktı.

“Biraz zaman ayırabilirim.”

“H-harika. Benimle konuşmak için bir dakika bile ayıramadığın için çok meşgul olduğunu düşünmüştüm." dedi öfkeyle elini çektikten sonra.

Riftan başını çevirip ona baktı. Arkadan gelen ışıkla çevrili yüzünü gördüğünde, kalbi anında yumuşadı.

Geçmişte şaşırtıcı derecede yakışıklı bir adamdı, ancak yaşlandıkça, kaba ve sabırsız tarafı ölçülü bir öfkenin arkasına saklanmış ve olgun bir çekicilik yaymaya başlamıştı.

Ancak, onun kendini kontrol etmesinden hoşlanmıyordu. Daha önce şehvetle yanan kocasının bir keşiş gibi olmasından tiksiniyordu. Kalbinin bir köşesinde, eskisi gibi çekici olduğunu düşünmediğini hissedip acı çekiyordu. Onun kontrolünden kurtulmak isteyen Max, soğuk bir şekilde çıkıştı.

"Lord Aren bana rehberlik edeceğini söyledi, bu yüzden benim için endişelenmene gerek yok.”

"Şimdi... bu adamla yalnız kalmak mı istiyorsun?" Riftan ona doğru eğilirken tehlikeli bir şekilde fısıldadı.

Sejour sersemlemiş gibi elini kaldırdı.

“Burada yaklaşık dört yüz asker var. Nasıl yalnız kalacağız? Ve sana defalarca söyledim, ben namus bilen bir insanım. Cazibemi takdir ettiğin için teşekkür ederim ama bence biraz abartıyorsun.”

“Sen çeneni kapa!” Riftan ona tehditkar bir şekilde bağırdı.

Max kaşlarını kaldırdı.

"Bu kadar kaba olma! Lord Aren sadece kibar olmaya çalışıyordu.

"Evet, sadece bu güzel bayana iyi davranmak istedim.” Sejour ikiyüzlü bir açıklama yaptı.
Riftan ona onu öldürecekmiş gibi baktı.

"Seni paramparça etmeden önce sussan daha iyi olmaz mı?"

“Riftan!” Max onu azarlıyormuş gibi bağırdı.

Riftan öfkeden kıpkırmızı oldu ve bakışlarını onunla Sejour arasında bir ileri bir geri gezdirdi. Sonra saçlarını sertçe karıştırarak bağırdı.

"Tamam, istediğini yap!" Döndü ve uzaklaştı.

Sejour tepkisini görünce başını salladı.

"Çok kızgın görünüyor. Ne yapsak?”

Bir an tereddüt eden Max, başını sertçe kaldırdı. Endişeyle peşinden koşmaktan bıkmıştı. Kasıtlı olarak kibirli bir tutum benimsedi.

"Y-yapacak bir şeyim yok. Gidip Ruth'u görmeliyim. Beni toplantı odasına götürür müsünüz?”

"Leydime hizmet etmek benim için bir zevk." Gülümseyerek kolundan tuttu ve yavaş yavaş yürümeye başladı.

Yorumlar

  1. "Tamam, istediğini yap!"

    Riftan Calypse

    YanıtlaSil
  2. Ellerinize sağlık 🥰

    YanıtlaSil
  3. :) böyle okudum ahaha

    YanıtlaSil
  4. hahahah Aren'a bayıldım bayıldım. onu daha çok göreceğimiz için çok mutluyum

    YanıtlaSil
  5. Okuyorum okuyorum hep aynı. İlerlemiyor asla. Bölümler kısa olduğu için sanırım. Bir hikaye okuyucuyu ancak bu kadar yorabilirdi.

    YanıtlaSil
  6. Ömrüm bitti bu konular bitmedi her gün bölüm için bekliyorum ama elde var 0 bölümlerde zaten kısa 2 3 diyologla bitiyor

    YanıtlaSil
  7. Bir Riftan atasözü der ki "Ne istiyorsan yap!" uyuz Riftan uyuz kıskanç müthiş yakışıklı Riftan pis eşek Riftan 🤦🏻‍♀️

    YanıtlaSil
  8. Ağzımda pis bir sırıtış ile izledim resmen

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu arada şu keşiş kısmında kahkahalara boğuldum 😂

      Sil
  9. Çevirmek sisterım bir şey yap noğlur. Nerede insan gibi konuşacaklar bari onu söyle. Spoiler a boğ bizi. Yani en azından beni. Öpüyorum ❤

    YanıtlaSil
  10. Ben galiba Sejour'a asik oluyorum dostlar

    YanıtlaSil
  11. şimdi spoiler veriyorum istemeyen okumasın
    ....................
    şaka şaka vermiyorum kızıyorsunuz sonra :)) hikayenin en boğucu kısımları buralar ne yazık ki.. yan karakterlere takılarak devam başka türlü geçmez :) Allahtan Sejour var da azıcık keyfimiz yerine geliyor..
    ....................
    -Sahra..

    YanıtlaSil
  12. Spoiler
    117. Bölüme kadar sex yokmuş taa 37. Bölumde bı arkadaş yazmıştı bu yorumu
    Bekliyorum bekliyorum bekliyorum hadi gelin üstüme korkmuyorum.

    YanıtlaSil
  13. Spoiler
    Sevgili UTOT aşkı ile yanan kardeslerim 117 de başlıyor 120de sevisme son buluyor. . . Sabırsızlar için önerim 116 yi okuyun 120 gelene kadar başlamayın .

    Sevgili cevrmenim iyiki varsın 🥰🥰🤗🥰 UTOT u sevdiğim kadar seni de seviyorum 💚💙🤎💛

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nerden okuyabiliriz peki onu da diyiverin gaarriii 😂

      Sil
    2. Evet ya nereden okuyabiliriz?

      Sil
    3. https://www.yyzzbaby.com/statuses/10585399.html

      Burdan ekran kaydı alıp çeviri sitesinden çeviriyorum ama CEVİRMENİM canım o daha güzel ceviriyo onu bekliyorum çoğunlukla . . .

      Sil
    4. Link başka bir siteye yönlendiriyor. Linki bir kontrol etme şansınız var mı

      Sil
    5. Neslihan kardeş üç bölüm boyunca sevişiyorlar mı anlamadım djdndndndn

      Sil
    6. Link hatali sanirim

      Sil
  14. Admin soluksuz okudum, çeviri çok kaliteliydi, çok teşekkürler. Sıkılanları da anlamıyorum gerçekten, bence olay örgüsü çok iyi ve anlatım da sürükleyici.

    YanıtlaSil
  15. Sör Aren’i daha çok göreceğiz 😊 Sayesinde Riftan’ın kıskançlıktan kudurduğu ve her şeyin istediğimiz hale geldiği bölümler yakındır.

    Bu arada sevgili çevirmen; çevirilerdeki cümle kurulumun gerçekten çok iyi 👏👏

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayy çok teşekkür ederim İspanyolcadan çevirmeye çalıştığım için 564845 farklı sözlük kullanıyorum sonucunda güzel bi şeyler ortaya çıktığını bilmek çok güzel <3 :)

      Sil
  16. Tesekkurler ceviri icin

    YanıtlaSil
  17. Bir ay sonra görüşürüz kızlar 15 kasımda döneceğim ben gidiyorum 😢🙃

    YanıtlaSil
  18. yürü be kızım max

    YanıtlaSil
  19. Abi yani sevisme istiyorsanız başka şeylerde bulabilirsiniz yani ne diyim size
    Ben sadece şeyi çok merak ediyorum, mese ağıcina yani romanın ismine nasil bağlanacak

    YanıtlaSil
  20. Riftani anlıyorum, çok iyi anlıyorum ama cidden oturup konuşmaya ihtiyaçları var

    YanıtlaSil
  21. Maxinin gerizekalılığı devam ediyor… yaptığını iyi bulanlara da inanamıyorum. Problemleriniz olan sevgilinizin, sizden başka bir hemcinsinizden yardım almayı tercih ettiğini düşünün bir. Kafayı sıyırır, bunu nasıl yapar saygısızlık bu diye böğürür, şerefsiz aşağılık ya da kaltak gibi küfürler savururdunuz. Bunları çok sevdiğiniz bir ilişki olarak okuduğunuz maxi-riftanda güldüğünüz eğlendiğiniz şeyler olarak görmeniz çok mantıksız.

    Maxinin yaptığı kocasının kontrolünden kurtulmak olmuyor baya aşiftelik oluyor şu an. Kıskançlıkta baya üst olan adama yapıyor bir de bunu. Ulan gece konuşmak için kocanı beklerken içip sızıyorsun. Kıskandığını bildiğin halde bilerek saygısız bir davranış yapıyorsun. Baya bokunu çıkardın salaklığın be kızım. Riftancı da değilim bu arada. Kaba davranışlarına baya sinirleniyorum ama burada maxinin yaptığı da baya aşağılık bir davranış. Zamanında riftan agnes üstün gibi konuşup maxiyi eziklediğinde de riftana çok kızmıştım. Bunlar büyümüyor ha. Onca canavar kestiler yazar bunların akıl yaşını büyütememiş bilmem kaç bölüm. Yani şimdi okuduğun kadarıyla bakınca hikayenin sanıldığı kadar iyi yazılmadığını da anladım…

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. son sözlere özellikle katılıyorum...

      Sil
    2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
  22. yani cidden aralarındaki iliskiyi artık doğru yola ne zaman sokacağız? tak diye sadece finale getirmese bari yazar... çünkü hani cidden bir noktadan sonra aralarindaki durum liselilerin ergenlik ilişkilerine benzer bir hal almaya basliyor. karı koca olarak bence seviyelerini herkese karşı korumalarî çok önemli yani riftanı Allahtan hepimiz biliyoruz da maxi biraz daha hareketlerine dikkat etmeli kıskandirmak icin böyle davranıyorsa bu hoş değil sen evlisin max kendine gel, aynı şeyi riftan üzerinden düşunduğunde ne kadar kırıldığını ic geçiriyorsun ama yaptigina bir bak.

    YanıtlaSil
  23. Sejour Aren de aşırı fena ve tatlı görünümünün aksine sinsi biri, belli, bilerek inatlaşıyor ve bu hoş değil, şansını daha da zorlarsa birkaç dişini kaybedecek.

    YanıtlaSil
  24. Yani neredeyse 300 bölümdür okuyoruz şu noveli maxinin karakter gelişimi iyi hoş da ilişkilerinin gelişimi bir arpa kadar değil be kardeşim... romantik bi hikaye gibi gelmişti bana bi başladım yaşlandım yemşnle okurken ya. Riftan da şu öküzlüğüne ni son vermezse artık kapıcaklar kızı az kaldı

    YanıtlaSil

Yorum Gönder