MEŞE AĞACININ ALTINDA 2. KİTAP - 72. Bölüm (UNDER THE OAK TREE)

meşe ağacının altında 2 - 72. bölüm

Max tereddütle durdu. Bir an için aralarından garip bir sessizlik aktı. Kıyafetlerinin üzerine bir kemer geçirip öksürdü.

“Bu kalenin hizmetkarları, Lord Calypse'in karısı olduğumu bilmiyorlar. Bu yüzden... diğer büyücülerle aynı odayı paylaşacağımı düşünmüşlerdir.

“O zaman, kocanla aynı odayı paylaşacağını söylemek için araya girmiş olman lazımdı.”

"H-her neyse, bu tür şeyler için havamda değilim. Ayrıca... dürüst olmak gerekirse, burada Lord Calypse'in karısı olarak değil, Dünya Kulesi büyücüsü olarak bulunuyorum... Ve diğer büyücülerle birlikte olmalıyım...”

Sidina uykulu gözlerini açınca, Max mırıldanarak ekledi.

Ayrıca Riftan da bir şey yapmadı, eğer ikimiz aynı odayı kullanalım diye önce ben söyleseydim, bu biraz şey olurdu... Bilirsin işte.

“Bu nasıl bir aptallık? Sidina küvete daldı ve sanki söylediği saçmalıkmış gibi başını salladı. İkiniz evlisiniz. Bir odayı paylaşmanız çok doğal değil miHazır konusu gelmişken, tüm keşif gezisinin neden ayrı kışlalarda geçirdiğinizi merak ediyordum.”

Max kızardı. Sidina üzerine su sıçrattı ve ekledi.

“Siz ikiniz gerçekten garip bir çiftsiniz. Birbirinize çok değer veriyorsunuz ama fazla mesafeli davranıyorsunuz. Çığlık çığlığa kavga etseniz de olay bittikten sonra birbirlerine karşı çok temkinli bir tavır sergiliyorsunuz...”

“B-biz üç yıldır ayrıyız… Sadece biraz garip. Ayrıca çok özel bir durum  altındayken tekrar karşılaştık.” sanki bir bahane uyduruyormuş gibi yüzünde mahcup bir ifadeyle mırıldandı.

Sidina banyo yapmaya çok odaklanmış gibi bir süre hiçbir şey söylemedi. Max tereddüt etti ve açıkça konuştu.

“Doğruyu söylemek gerekirse... Riftan, Dünya Kulesi'ne gitmeme itiraz etmişti. Bu yüzden... büyük bir kavgadan sonra yollarımız ayrıldı. Yani... birbirimize nasıl davranmamız gerektiğinden emin olmadığımız bir durumdayız.”

“Böyle bir şey olabileceğini düşünmüştüm.” dedi Sidina, perdeyi hafifçe yana kaydırarak.

“Max, kocanla barışmak istiyor musun?”

“Tabii ki.”

“O zaman aynı odayı kullanmak zorundasınız. İlerlemeden daha ne kadar yerinizde sayacaksınız? İster sohbet ediyor olun, ister 'beden diliniz' konuşsun, ikiniz yalnız olmalısınız.” Parmaklarını ona vaaz verir gibi iki yana sallayarak konuştu.

Max onun açık sözlülüğü karşısında kızardı.

Sonra birden aklına bekar bir kızdan evlilik tavsiyesi alıyor olduğu geldi. Kararsızca ona baktı ve sinirli bir şekilde mırıldandı.

“Ya ikimiz yalnız kalırsak ve... yine kavga edip durursak, o zaman ne olacak?”

Aslında yalnız kaldıklarında sadece kavga etmekle kalmıyorlardı, ama bu kadar samimi bir şeyden bahsetmeye hiç niyeti yoktu. Şöminenin önündeki bir sandalyeye dizlerini bükerek oturdu ve yüzünü kucağına gömdü. Sidina içini çekerek saçını sabunladı.

“Öyleyse, önce 'beden diliniz' ile konuşarak başlayın. Kadın ve erkeğin barışması için en iyi yoldur.”

“Sidina... bunu nereden biliyorsun?”

“Kitaplarda öyle diyor.” Kendinden emin bir şekilde haykırdı.

Max şüpheci görünüyordu.

“Ama bizim durumumuzda... birlikte uyumamız tüm sorunlarımızı çözmez, değil mi?”

“Ama eskisi gibi mesafeli olmaktan iyidir.”

Max cevap vermeyince Sidina hüsrana uğramış izlenimi verdi.

"Peki Lord Calypse'in bir ilişkisi olursa ne yapacaksın? Birçok soylunun gizli sevgilileri veya gayri meşru çocukları vardır.”

Max’in vücudu kaskatı kesildi. Bir an için, sanki bir balyoz ile vurulmuş gibi zihni boşaldı. Sidina'ya solgun ve yorgun bir yüzle bakan Max ayağa fırladı. "Ri-Riftan bu kadar utanç verici bir şey yapabilecek türden biri değil!"

"Lord Calypse'in böyle bir niyeti olmasa bile, etrafındakilerin onu rahat bırakacağını mı sanıyorsun? Ayrıca, ikiniz üç yıldır ayrısınız. Bu süre zarfında pek çok şey tarafından cezbedilmiş olmalı. Lord Calypse de insan, sence bir kez bile tökezlemiş olamaz mı?”

Öfkeli bir yüzle karşı çıkmak üzere olan Max, festival gününde onu taciz eden kadınların yüzlerini hatırlayarak aniden durdu. Kuyunun başında göğsünü ve karnını yıkarken onu gözetleyip gülümseyen hizmetçilerin görüntüleri de aklına geldi.

Evlenmeden önce de öyleydi. Ne zaman Croix Kalesi’nde kalsa, hizmetçiler her zamankinden daha fazla kavga edip, banyo suyunu veya kıyafetlerini odasına kimin götüreceğini tartışırlardı.

Ancak Riftan bir an olsun başka bir kadına dikkat etmemişti. Rosetta veya Prenses Agnes gibi güzellikleriyle ünlü kadınlara tamamen kayıtsız biriydi. O günaha düşmüş olamazdı. Ona çok güvense bile, Max aniden nefes alamaz oldu. Ona dokunan başka bir kadının görüntüsünü hayal etmek bile kalbini parçalıyor gibiydi.

Sidina sabun köpüğünü sildi ve hiçbir şey olmamış gibi konuşmaya devam etti.

“Babam çok hayat dolu bir insandı ama çok sadakatsizdi. Annemin bu yüzden ne kadar acı çektiğini bilemezsin. Elbette Lord Calypse babamdan tamamen farklı bir insan gibi görünüyor ama dikkatli olmakta fayda var. Çok samimi görünen bir adam başka yöne de bakabilir.”

Güğümden gelen temiz suyla vücudunu yıkadıktan sonra küvetten çıktı ve hızlıca giyindi.

“Ri-Riftan… kesinlikle öyle biri değil." dedi tamamen gergin bir sesle.

Max bunu söylerken bile Riftan’ın içinde barındırdığı yoğun tutkulu arzuyu hatırladı. Aniden içini güçlü bir endişe duygusu kapladı. Gerginliğini gizlemeye çalışarak sakince konuştu.

“A-ama… Sidina'nın dediği gibi, bir çiftin farklı odaları kullanması da nadirdir. Hizmetçiden beni Riftan'ın odasına götürmesini istemem gerekiyor.”

Sidina sevinçle ellerini çırptı.

“Yürü be!” Sonra Max'in ellerini tuttu ve gözleri parlayarak hızla konuştu. "Kitap kulübünde öğrendiklerini unutmadın, değil mi? Bu gece her şeyi uygulamaya koymalısın. Lord Calypse'i bir zevk kölesine çevir ki başkalarına bakmasın!”

"L-lütfen o tuhaf kitapları okumayı bırak!"

Max tiz bir sesle konuştu ve ellerini Sidina'nın ellerinden kurtardı. Yüzü alev gibi yanıyordu. Sidina'ya alaycı bir gülümsemeyle baktı, çabucak bornozunu değiştirdi ve odadan çıktı.

**********

Riftan küvetin arkasına yaslandı ve yüzünü nemli bir havluyla ovaladı. Sıcak, nemli hava tenine çarpıyordu. Tüm vücudunun gevşediğini hisseden Riftan bardağına uzandı.

Küvetin ortasına sade ahşap bir masa serilmiş, üzerine likörle birlikte kurutulmuş et ve bal turşusu da konmuştu. Livadon'un asil kalelerinde, bu tür lüks banyolar nadir değildi. Zengin lordlar misafirlerine lüks içinde davranmaya hevesliydi.

“Yani böyle bir tesis inşa ettin. Biz ayrıldığımızda, Etilen Kalesi harabeden başka bir şey değildi.” diye mırıldandı Hebaron içini çekerek.

Küvete yaslanmış olan Sejour gülerek konuştu.

“Kaleyi yeniden inşa etmeye başladığımızda beni en çok endişelendiren kısım buydu. Bir sauna inşa etmek için, bir şapelden daha fazla para harcadığım için rahip beni kaç kez azarladı bilmiyorum.”

"Bu arada, tüm paladinler nereye gitti?" Yemeği ağzına götüren Yurixion zamansız bir soru sordu.

Sejour omuz silkti.

"Hepsi rahibi görmeye gittiler. Bu arkadaşlar bir an bile dinlenmeye ve rahatlamaya vakit ayırmıyorlar.”

Riftan ona baktı ve göz kapaklarını havluyla sildi.

"Hemen Osiria ile bağlantı kurmayı düşünüyor musun?"

“Daha önce gelen paladinler Balbon ile çoktan temasa geçti. Papa seçimi hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyebilirsiniz.”

Riftan düşünceli düşünceli buhardan gelen su damlacıklarıyla kaplı tavana baktı, öne eğildi ve dirseklerini dizlerine dayadı. Sonra bir eliyle suyu alıp ensesini ve omuzlarını ovuşturdu. Bu süre boyunca biriktirdiği yorgunluk, tüm vücuduna ağır bir şekilde çökmüştü. Göz kapaklarındaki damlaları silerek boğuk bir sesle sordu.

"Ghoulları araştırdın mı?"

"Telgrafı alır almaz araştırmaya başladım. Dediğin gibi, birileri Ghouls'u kasıtlı olarak yaratıyor gibi görünüyor. Ama kimliğini öğrenemedim. Hiçbir iz bırakmamışlar.” Sejour'un ifadesi biraz ciddileşti. “Kalan canavar ittifak güçlerinin yerleşmek için kıtanın dört bir yanına dağıldığına dair hipotezim sanırım yanlış değil. Birkaçının çok ihtiyatlı hareket ettiği açık.”

“Kaç kişi böyle bir şehri yok edebilir?” Yurixion hemen karşı çıktı.

Sejour şakağını ovuşturdu ve kaşlarını çattı.

“Saldırıya uğrayan kasabalar küçüktü, düzgün bir duvarları bile yoktu. Ayrıca rakip güçlü büyü kullanmayı bilen bir canavar olduğu için ona engel olamıyorlardı. Onunla düzgün bir şekilde bile savaşamadan yenildiler.”

Riftan kaşlarını çattı. Sejour Aren'in sözleri doğruysa bu, kara büyücülerin batı kıtasında dolaşıp gulyabaniler yarattığı anlamına geliyordu. Aynı zamanda insanların arasına karışarak bilgi toplayabildiklerini de açıklıyordu. Böylece her ülkenin iç durumunu net bir şekilde bilebiliyorlardı.

Tüccar veya saraya mal getiren hizmetli kılığına girseler, bilgi toplamaları hiç zor olmazdı. Eğer durum böyleyse, ne kadar dikkatli hareket ederlerse etsinler, bir müttefik kuvvet oluşturur oluşturmaz bu bilgi canavar ittifakına iletilecekti.

“…Fiziki mesafenin ne kadar olacağını merak ediyorum.”

Sejour Aren, Riftan'ın istemsizce mırıldandığı sözler karşısında şaşkın bir ifade takındı.

"Hangi mesafeden bahsediyorsun?"

“Batı Kıtasında dolaşırken insanları hortlaklara çeviren bu adamların bulundukları yer ile canavarların üssü arasındaki mesafeyi kastediyorum. İstila haberi Pamela Platosu'a yayılmadan önce sürpriz bir saldırı yapabilirsek, zafer şansımız çok daha fazla olur.

"Kesinlikle öyle.” Sejour anlamış gibi başını salladı. “Ghoulların ortaya çıktığı bölgenin yerini belirledik. Analiz edersek kabaca bir tahminde bulunabiliriz.”

“Peki ne yapacağız?” Hebaron, bira bardağını kaldırarak cesurca, "Yedi Krallık İttifakı’nın düzenlenmesi haftalar alır." diye çıkıştı. “Dünyada kraliyet aileleri kadar uyuşuk götlü olan başka insanlar var mı? Tatilleri bitene kadar bunu görmezden geleceklerine eminim.”

Sejour acı acı gülümsedi.

"Yeni bir papanın seçildiğini unuttun mu?" Her ülkenin liderleri zaten bir araya geliyor. Osiria "Papa Taç Giyme Töreni"ne katılacak. Telgraflar teslim edilir edilmez, milletler bir araya gelecektir.”

Riftan kaşlarını çattı. Her şeyin titizlikle öngörüldüğünü düşündü.

Yorumlar

  1. Ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  2. Yaw bu ne yaw ben ne istiyorum yazar bana ne yazıyor. Canavarın c'sini duymak istemiyorum artık .

    YanıtlaSil
  3. Ya nolur yeni bölüm nolurrrrr

    YanıtlaSil
  4. Günde 2 bölüm atsanız zor mu olur ?
    Lütfennnn 2 bölüm atın 🙏

    YanıtlaSil
  5. Elinize sağlık çeviri için teşekkürler

    YanıtlaSil
  6. Öff Maxi odaya dalacak diye bekledim nalettt de hayde ya (çeviri için teşekkürler ❤️)

    YanıtlaSil
  7. 2 bölüm çok güzel olmaz mi haftayi kapatirken

    YanıtlaSil
  8. Tesekkurler çeviri icin :)

    YanıtlaSil
  9. Sonunda biri harekete geçti. İnsan birini bu kadar severken nasıl etkileşime girmeden durabilir aklım almıyor. Riftan dedik Best of Best dedik iyice azıttı ne inatmışsın mübarek. Veee çeviri için çok teşekkürler ❤❤ Sonraki bölümü sabırsızlıkla bekliyorum.

    YanıtlaSil
  10. Bir bölüm daha gelse ne güzel olurdu ya çevirmenim müsaitsen bize bir güzellik yap lütfeeen 🙃💕

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mısırpatlağıkardeşimm ben de çok isterdim fazladan bölüm paylaşmak ama hayatımın en yoğun zamanlarına denk geldik şansa :/ Bugünün bölümünü yetiştirmeye çalışıyorum şimdi :) İlerde bol bol sürpriz paylaşımlar yaparım inşşş :))

      Sil
    2. Canımsın çevirmenimm her gün bölüm yayınlaman bile çok güzel eminim çok zamanını alıyordur emeğin için teşekkürler ❤️

      Sil
  11. Her gün heyecanla geliyorum, okuyorum ve sonuç ne canavarlar aşağı canavarlar yukarı

    YanıtlaSil
  12. Sidina seni çok seviyorum yemin ederim novelin başından beri oturun konuşun dedigimin manifesti bir sekilde maxiye ulaştı ve ve ve nedense maxinin birden saunayı basıp riftana konuşmamız gerek dediğini hayal ettim dmdndkdnskmdkd

    YanıtlaSil
  13. Herkes heycanla yeni bölümü bekliyor riftan ❤️maxi 🍎💋

    YanıtlaSil
  14. Sevgili çevirmen, ellerine sağlık
    Haftasonu ya da hafta başı şerefine bir güzellik yapıp bir bölüm daha atsan, ne çok insan sevinecek, ne çok hayır duası alacaksın, bir bilsen😇🙏🤍

    YanıtlaSil
  15. 1 bölüm daha ne güzel olurdu tesekkurler ceviri icin

    YanıtlaSil
  16. Yeni bölüm için sabırsızlanıyorum

    YanıtlaSil
  17. Cidden her şey kurulmuş bir plan gibi sürüyor kara büyücüler sanki onları istedikleri gibi yönlendiriyor ama üstlerine dikkat çekmemek için de onları sağ bırakıyor gibi... işler gittikçe garipleşiyor

    YanıtlaSil
  18. sidina bi kere de sus be

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gayet haklı, ara ara istemeden kötü düüşüncelerde boğuluyorlar. Ya konuşacaklar ya sevişecekler 🤭

      Sil

Yorum Gönder