MEŞE AĞACININ ALTINDA 2. KİTAP - 34. Bölüm (UNDER THE OAK TREE)


Keşif Birliği durmadan kuzeye ilerledi. Günler geçtikçe yol daha engebeli bir hal aldı ve sıcaklık daha da düştü, ancak keşif seferi tahmin ettiklerinden daha sakindi.

Riftan ve Kuahel'in düşmanca ilişkisi netlik kazanmıştı, yavaş yavaş birbirlerinin elleri ve ayakları oldular. Bazen düşmanca bir ortama neden olan acımasız psikolojik savaşlar meydana gelse de, ikisi de aramayı verimli hale getirmeye çalışıyordu, bu nedenle diğerinin kararının doğru olduğunu düşündüklerinde gururlarını bir kenara koymaktan çekinmediler. Bu sayede birlik, Balto'nun İskandinav bölgesine güvenli bir şekilde ulaşabildi.

Ancak Max zaman geçtikçe daha da gerginleşti. Rem'in yelesini okşadı ve endişeyle Riftan'ın sırtına baktı.

Yol boyunca onun varlığını tamamen görmezden gelmişti. Bir şey hakkında konuştuğunda bile resmiydi, gereğinden fazla cevap vermiyordu ve en ufak bir yakınlaşmadan bile hoşlanmıyor gibiydi. Max giderek daha fazla depresyona giriyordu.

Mektuplarını sakladığını ve sırf onu kurtarmak için uzun bir yol kat ettiğini hatırlayarak rahatlamıştı, ancak Riftan'ın devam eden kayıtsızlığıyla, kendine olan güveni yavaş yavaş azaldı.

Atının üzerineyken arama büyüsü yapan Nevin aniden başını eğdi ve şöyle dedi.

"Ön cephede bir şey algıladım.”

Rüzgara yakın büyücüler hareket halindeyken çevrelerini tarayabiliyorlardı, bu yüzden sırayla onları takip eden canavarların olup olmadığını kontrol ediyorlardı.

Nevin'in sözleri ağzından çıkar çıkmaz Riftan şövalyeleri durdurdu. Max, Rem'in dizginlerini çekerek etrafına baktı. Yeşilimsi çam ağaçlarından oluşan kalın, kasvetli bir orman onları çevrelemişti, üstlerindeki gökyüzü tamamen grimsi bulutlarla kaplanmıştı ve çevrede yalnızca karanlık görülebiliyordu.

Gri gölgelerin inmeye başladığı karla kaplı ormana bakarken Riftan ciddi bir sesle konuştu.

"Onların ne tür canavarlar olduğunu söyleyebilir misin?" Nevin hemen rahatsız bir ifadeyle başını salladı.

“Bir şey var, ama sis kadar bulanık. Güçlü bir sihir karşıtı güce sahip bir canavar olabilir."

Kuahel hemen uzun ve belirgin kılıcını kınından çıkardı.

"Güney yönünde, bir sradion'den (yaklaşık 185 metre) biraz daha yakında. Hareket etmiyor, ancak oldukça fazla büyü gücü hissediyorum."

"Büyük ihtimalle kış uykusuna yatan bir ejderha alt türüdür."

Riftan'ın mırıltıları üzerine şövalyeler hemen bir boyun eğdirme için silahlarını çektiler ve savaş pozisyonu aldılar. Bir sradion, Ejderhalar ve basiliskler gibi yüksek rütbeli canavarlar için göz açıp kapayıncaya kadar ulaşabilecekleri bir mesafeydi. Eğer uyanık olmazlarsa, anında vurulabilirlerdi.

Max de büyü gücünü istediği zaman kullanabilmek için maksimuma çıkardı. O anda Riftan, gökyüzüne bakarak atının başını çevirdi.

"Dağdan aşağı inelim. Biraz daha uzun sürse bile, dönüp gitmekten iyidir."

"Bu tarafa gitmemiz gerektiğine emin misin? Eğer kış uykusundaysa, hareketi uyuşuk olur ve onu alt edebiliriz." diye itiraz etti Hebaron sakallı çenesini kaşıyarak.

Riftan ona soğuk bir bakış attı.

"Hangi tür canavar olduğu ve kaç tane oldukları belli değilken bundan kaçınmak daha iyi olur."

"Geri dönmek için zaman yok. Yakında kar yağmaya başlayacak. Bugün bu dağı aşamazsak, yol birkaç gün daha uzar. Zaman kaybetmeye devam edecek gücümüz yok" Kuahel arabayı işaret ederek ona itiraz etti.

Dağ gibi yığdıkları erzak üçte bire inmişti. Bunun nedeni, yarı yolda durdukları şehrin onlara yeterli yiyecek sağlamamasıydı. Kuzey bölgelerinin çoğu, erken bastıran soğuklar nedeniyle gıda kıtlığı yaşıyordu.

"Doğuya gidip bir şehirde dursak nasıl olur?" Tamamen cübbesinin içine sokulmuş ve soğuktan inleyen Ruth konuşmaya girdi.

Tüm büyücüler aynı anda ona baktı. Ama Ruth umursamayıp sakince konuşmaya devam etti. Bu tepkilerine çoktan alışmıştı.

"Oraya ulaşmak için aşırıya kaçmanıza gerek yok. Kar fırtınası geçene kadar şehirde kalalım."

"Bu civardaki hiçbir şehir iki yüz askeri haftalarca besleyemez. Beslese bile döndüğünüzde aynı sorunlarla karşılaşacaksınız. O zamanı boşa harcamaktan kaçınmak istiyorum."

Kuahel'in kararlı tavrı, Riftan'ın yüzünü soğuk bir şekilde sertleştirdi.

"Bu, Kutsal Şövalyelerin görevinin, keşif birliğinin güvenliğinden üstün olduğu anlamına mı geliyor? Kıtanın savunucularının adını lekeleyebilecek muazzam bir şey bu. Sızlanıp durma konusunda kötü bir üne sahip olacaksınız." 

Kuahel onları taklit ederek sert bir tavırla karşılık verdi. 

"Kış uykusuna yatan canavardan korkuyorum, o yüzden kıçımızı kurtarıp kaçalım... Onları görmeden bile kalbim acınası bir şekilde daraldı."

Büyücüler, 'İşte yine başlıyoruz' der gibi ifadelerle birbirlerine baktılar. Düşmanlık havası yeniden kabardı. Sabırsızlıkla onları izleyen Max bir adım öne çıktı.

"B-ben... arama büyüsü yapmalı mıyım? Toprağa ait keşif büyüsü, rüzgardan daha spesifik bilgiler toplayabilir. Şanslıysak...canavarın kimliğini tespit edebilirim."

Riftan kaşlarını çattı ve ona baktı. Ama sözlerine karşı çıkmadan önce Kuahel konuştu.

"Bu iyi bir fikir, yap lütfen."

Hızla atından indi. Kalbi göğsünde güçlü bir şekilde atıyordu ve çok gergindi. Bir süreliğine büyü yeteneklerini Riftan'a göstermek istese de, büyüyü yapmaya çalıştığında biraz gergindi.
'Yüksek rütbeli bir büyücü bile kesin bir sonuç getirememişken, büyülü formülünü yeni almış bir çaylak daha iyisini yapabilir miydi? Fazla mı küstah davranıyordu?'

İçinde yükselen kaygıdan kurtulmak için derin bir nefes aldı ve ardından büyü gücünü sihirli formüle göre yönlendirdi. Sonunda manası, toprağın ruhuyla anlaşma yaptı ve duyuları genişlemeye başladı.

Arama ağını Nevin'in gösterdiği yöne çevirdi. Kısa bir süre sonra, örümcek ağı gibi yayılan büyünün ucuna bir şey takıldı. Dondu ve tüm vücudu gerildi. Nevin'in söylediğinden daha yakındı. Max büyük bir şeyin korkunç bir hızla aşağı doğru fırladığını hissettiğinde, hızla büyü gücünü geri topladı ve acilen bağırdı. 

"O-o şey bize doğru geliyor! Çabuk, kalkan... !"

Annette ve Armin hızla arabayı bir savunma duvarı ile çevrelediler. Neredeyse aynı anda, zemin şiddetle titredi, kar alanı çatladı ve bir şey ortaya çıktı. Şiddetli rüzgar arabalardan birini devirdi. Kaosun başlamasıyla birlikte atların kişneme sesleri yankılandı, ve Rem huzursuzca ayaklarının üzerinde yükseldi.

Max, Rem'i sakinleştirmek için aceleyle atın dizginlerini çekip kendisinin ve büyücülerin etrafına bir kalkan kurdu. Anında yüksek bir gümbürtü duyuldu, canavarın vücudu ve maddi olmayan savunma duvarı şiddetli bir şekilde çarpışmıştı.
Kalkanda bir çatlak gördü ve onu güçlendirmek için büyü gücünü hızla arttırdı. Canavar, bütün bir arabayı tek lokmada kolayca yutabilecek kadar devasaydı. Kalın, pullu kuyruğunu büyük bir kamçı gibi sallarken yerde sürünüyordu.

Büyü gücünü daha da artırdı. Canavarın kuyruğu tekrar savunma kalkanına çarptığında, ayaklarının altındaki zemin yeniden sarsıldı. Büyü gücü tek başına kontrol altına alınamayacak kadar ezici olduğundan yardım çağırmak için döndü. O anda Calto, yükselttiği kalkanın üzerine ikinci bir kalkan kaldırarak bağırdı.

"Bu bir lindworm! Saldırı büyüsünü kullanabilen herkes şövalyelerle işbirliği yapsın!"

Ağır darbelerin zorluklarına rağmen, savunma duvarı canavarın saldırısını engelliyordu. Max rahat bir nefes aldı ve kalkanını güçlendirdi. Şövalyeler çoktan canavarın etrafını sarmıştı. Bir mızrak attıp canavarın derisine sapladılar ve kalın gövdesine bir zincir sardılar. Canavarın hareketleri uyuşuklaştıkça, görünüşünü açıkça inceleyebildi.

Ejderha başlı ve yılan gövdeliydi... Ejderha alt türlerinin en tepesindeki bir canavardı.

"Uzaklaşın! Onu bir ateş topu ile vuracağım!"

Şövalyeler, büyücülerin çığlıklarını duyunca biraz uzaklaştı. Ardından Kavala'nın büyücüleri, canavarın başına ve gövdesine alev topları attı.

Büyü, ejderhanın bu alt türü için pek işe yaramazdı ancak yılanlar ateşten nefret ettiğinden, hareketlerini engellemek için doğrudan saldırmak yerine bu zayıflığı kullandılar.

Her taraftan alevler yükselirken, lindworm ısıdan kaçınmak için daireler çizdi ve şövalyeler de hep birlikte mızraklarını fırlatma şansını kaçırmadı.

Vücuduna düzinelerce mızrak saplanan canavar, başını kaldırıp ağzını açınca, canavarın ağzında mavi alevler titremeye başladı. Lidworm'un boğazı sanki her an alevler saçacakmış gibi şişti. 

Max tüylerinin diken diken olduğunu hissetti. Hemen savunma kalkanından fırladı ve başka bir engel oluşturmak için çabalarken, Riftan onun önüne geçti. Max onun heybetli duruşuna boş boş baktı. Kılıcını kınından çıkardı ve Talon'un böğrünü sert bir şekilde tekmeledi. Sonra abanoz siyahı at canavara doğru bir ok gibi fırladı.

Hiç bu kadar korkunç bir sahne görmemişti. Adını seslendi. Riftan'ı neden kimsenin durdurmadığını anlayamıyordu. Peşinden gitmek için acele ediyordu ama onu takip eden Yurixion yolunu tamamen engelleyince hiçbir şey yapamadı.

Max, öfkeden delirmiş gibi canavarın boğazına saldıran Riftan'a bakmak için döndü. Eğik başlı canavar devasa çenesini açtı ve ona mavi alevler püskürttü.

O anda inanılmaz bir manzara ortaya çıktı. Kılıcı koyu kırmızı bir parıltıyla dalgalandı ve alevler hızla kayboldu. Neredeyse aynı anda kılıcını savurdu ve canavarın kafası havaya uçtu. O ana kendi gözleriyle tanık olsa bile, ne olduğunu anlayamadı. Ona şaşkın şaşkın baktı.

Sonunda lindworm'un ağır gövdesi bir gümbürtüyle birlikte kar alanında yavaşça kaydı. Bu yüksek ses Max'i kendine getirdi. Şok olmuş Rem'i sakinleştirdi ve aceleyle onu Riftan'a doğru sürdü. Lindworm'un kopmuş kafasına elini uzatmış olan Kuahel, kaşlarını çatarken ilahi büyüyü serbest bıraktı.

“Lindworm'un kanında zehir vardır. Arındırma büyüsü bitene kadar yaklaşmamak en iyisidir."

"B-iyiyim. Ayrıca arındırma büyüsü yapmayı da biliyorum."

Başka bir şey söylemeye çalışıyor gibiydi ama Max onu görmezden geldi ve Rem'i Riftan'ın önüne geçirdi. Kılıcındaki kanı silerken, kaşlarını çatarak ona baktı.

"Yaklaşmama emrini duymadın mı?"

"Yaralamadın mı? İyi misin?"

Sözlerini duymazdan gelerek attan atladı. Sonra Talon'un yanında durdu ve ona tepeden tırnağa baktı. Hala lindworm'un nefesine atladığına inanamıyordu. Kızıl ejderin nefesiyle yüzleşmek zorunda kaldığı zamanın hikayesini birkaç kez duymuştu ama kafasında hayal ettiği şey gerçeklikten tamamen farklıydı, çok fazlaydı.

Hala şoktan yarı sersemlemiş halde, bilinçsizce zırhının kollarına dokundu. Onun dokunuşuyla tüm vücudu gerilen Riftan, küçük bir küfür mırıldanarak attan aşağı indi. Sonra kolundan tuttu ve onu canavardan uzaklaştırdı. Max sendeleyerek ve huzursuzca bağırarak onu takip etti.

"Ri-Riftan! Ejderhanın nefesinden doğrudan bir saldırı aldın. Vücudunda bir sorun olabilir. Seni tedavi etmek için acele edelim..."

“Büyü gücünü iyi emen bir bünyem olduğunu söylemiştim. Anlık olarak ejderhanın nefesini emdiğim zamanlar oluyor. Önceki durumlarla karşılaştırıldığında bu hiçbir şey değil."

Elini bırakarak onu lindworm'un vücudundan yeterince uzaklaştırıp uzaklaştırmadığını görmek için durakladı. Riftan ateşli bir bakışla onun vücudunu taradı. Normalde olsa neşeyle onun bakışlarının tadını çıkarırdı ama şu anda buna dikkat edemeyecek kadar endişeliydi. Max sabırsızca kapüşonunu çekti.

"O-o-o kadar emin olamayız ki. Sana iyileştirme büyüsü yapacağım, o yüzden bir süreliğine zırhını çıkar. Vücudunun aynı anda bu kadar çok büyülü enerjiyi emmesi zor olabilir. Şimdilik teyit edelim..."

"Buna ihtiyacım yok."

"Tamam o zaman eldivenlerini çıkar. Cilde en ufak bir temasla şifa büyüsü kullanılabilir."

"Sana gerek olmadığını söyledim!" Acımasızca elini itti.

Max tamamen şok içinde dondu. Sanki kalbi kırılmış gibi acılı bir ifadeyle ona baktığında, Riftan'ın yüzü, kan yüzünden çekilmiş gibi solmuştu. Ancak duygularını bastırıyormuş gibi dişlerini sıktı ve sertleşmiş ifadesine geri döndü.

"Mananı gereksiz şeylere harcama, sonra senin iyileşmen daha uzun zaman alır."

Sonra arkasını döndü ve diğer şövalyelerin toplandığı yere doğru yürüdü. Ona arkadan bakıp uzaklaşmasını izlerken yüzü yavaş yavaş çarpıldı. Son birkaç hafta içinde kaç kez ona sırt çevirdiğini görmüştü?

Ona kayıtsız bir şekilde sırtını döndükten sonra, son üç yılda biriken duyguları, aktif bir yanardağ gibi şiddetle patladı.

Max, bastırılmış öfkesini yansıtan bir yüzle etrafına bakındı. Bir ağacın altında çam kozalağı gördü, onu aldı ve fırlattı. Riftan, sanki gözleri sırtındaymış gibi tek eliyle onu tuttu. Elindeki kozalağa bakarken, bunun ne anlama geldiğini merak ediyormuş gibi kaşlarını çattı. Max umursamadı, birkaç kozalak daha aldı ve tüm gücüyle fırlattı. Bu sefer kozalak alnına isabet etti. Riftan'ın alnında çizgiler oluştu.

"Bu da ne..?"

"Bu-bu inatçı..." Ona yüksek sesle bağırdı ve gözleri daha büyük bir kozalak aramak için parladı.
 
Max pes etmedi ve birkaç kozalak daha toplayıp hepsini sağa sola fırlattı. Acımasız kozalak saldırısı sonunda Riftan'ın soğukkanlılığı bozuldu. Başını kaşıdı, bakışlarını ondan kaçırdı ve birkaç adım öne çıktı. Sonra hızla kolunu çekti ve vahşice bağırdı.

"Ne halt ediyorsun!?"

"S-saçmalamayı kes. Da-daha ne kadar beni görmezden gelmeye devam edeceksin!? Benim hakkımda bir şikayetin varsa... konuş benimle! Aptal! Aptal! Geri zekalı!"

Kollarını sallayıp tekmeler atarken, Riftan dişlerini gıcırdatıp başını çevirdi ve onlara büyük bir ilgiyle bakan insanlara keskin bir bakış attı. Sonra bir koluyla onu kaldırdı ve ormana doğru yürüdü. Max, öfkeli bir tay gibi kıvranarak bildiği her türlü küfrü savurdu.

"Bu... embesil, kibirli! Hoşgörüsüz aptal! Sen... bunca zamandır nasıl hissettiğim hakkında hiçbir fikrin yok. Bir an önce geri dönmek için ne kadar çaresizdim biliyor musun? Buraya gelmek için çok çalıştım...! Eğer beni böyle görmezden geleceksen...neden geldin!?

"O zaman sen...!" Onu yapraklı bir ağaca yasladı ve sert bir şekilde bağırdı.
Max ağacın gövdesine yaslandı. Riftan ona doğru eğildi ve ağzından çıkan her kelimeyi vurgulayarak yüksek sesle bağırdı.
"Sen...! Bunca zamandır uğraşmak zorunda kaldığım tüm duyguları hayal edebiliyor musun!?"

Yorumlar

  1. Koşa koşa geldim eline sağlık hemen okuyayimmm💜

    YanıtlaSil
  2. Bu bölüm burada bitmemeli sevgili çevirmenimiz, kolay olmadığını bilsem de bize bugün 1 bölüm daha hediye etmelisin😁

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah kesinlikle devamı hemen gelmelii

      Sil
  3. AGLCM WN GÜZEL YERİNDE BİTTİ LÜTFEN Bİ BÖLÜM DAHA😭😭

    YanıtlaSil
  4. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  5. Çeviri için çok teşekkür ediyorum

    YanıtlaSil
  6. Yaaaa işte konuşun koklaşın be😭😭😭😭😭

    YanıtlaSil
  7. Çok iyi bölüm

    YanıtlaSil
  8. Lütfen sürekli kavga etsinler sinirli maxiye öldüm

    YanıtlaSil
  9. Kozalak teorisinin gerçekleştiğine inanamıyorum. Acaba o yorumu yazan bunu bilerek mi yaptı.😂

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben hala kaya atmasını savunsamda okuyan biri yazmış belli

      Sil
    2. Bence de kaya anca iş görür

      Sil
    3. 😅aynen kozalak yorumunu yapan nerdesin

      Sil
    4. Buradayım 🖖🏻 35. Bölümüne kadar kötü bir İngilizce çeviriden okumuştum 😁 şimdi kaldığım yere geldik

      Sil
  10. Lütfen 1 bölüm daha gelsinnn

    YanıtlaSil
  11. Ay ne oluyor ne oluyor maxi az daha döv su taş kafayı ne olur gerçi riftan bu kesin öper möper Bi şey yapar bastırır kızı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Artık öpsün ve araları düzelsin yaa

      Sil
    2. Ayy bana kalsa neler istiyorum öpmekle kalmasın tabi ama maxi bu kadar gelişmisken riftan yerinde saymasın o tas kafanın dayak yemesi gerekiyor belli ki

      Sil
    3. Orası kesin maxi önce bi güzel dövsün riftanı sonra da öpüp eskisi gibi tutkulu olsunlar

      Sil
    4. All day All night 🤤

      Sil
    5. Yaşasın all day all night 🤤

      Sil
    6. Her daim all day all night 🤤🤤🤤

      Sil
  12. jejfjdjfjdjdjxj Maxi harikasın çileden çıktı artık jfcndnnx konuş kızım aferin aynennn öyle ne derdi varsa söylesin konuşun barışın öpüşün hadi bakalım-beste

    YanıtlaSil
  13. Çeviri için tekrar çok teşekkürler Özge twitterım yok ama hesabına bakıyorum bölümü kontrol etmek için. Nişanını tebrik ederim umarım hep mutlu olursun. Elbiselerin hepsi sana çok yakışmış çünkü fiziğin çok güzel djcjxjjx Çuval da giysen 'e ama iyi taşımış' deriz dkxmxmdm Kırmızı olan benim favorim ama ne giyersen giy eminim göz alıcı olacaksın umarım diğer her şey de dilediğin gibi geçer ve her şey kendin kadar güzel olur <3 Belki sonra nişan fotoğrafını da atarsın Allah tamamına erdirsin:)) -beste

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elbise meselesi buraya kadar geldi mi ya :)) Neden bu kadar patladı anlamadım şaşkınım hala :) Teşekkür ederim yorumun için Bestecim inşallah darısı başına diyelim jkvbsfhvb

      Sil
    2. Djjfjdjxjdjd <3 -beste

      Sil
  14. Ooo geliyor after fight kiss geliyooor jcmdmdj -beste

    YanıtlaSil
  15. Riftan'ın yüzü, kan yüzünden çekilmiş gibi solmuştu. 
    Burayı okurken aklıma Riftanın Maxi ondan korktuğu zaman üzülüp seni zar zor güldürmüştüm şimdi tekrar başa döndük demesi geldi herhalde onu incittiğiniz gördüğünde içi titremiştir -beste

    YanıtlaSil
  16. Kırk yıl düşünsem Maxinin embesil diyebileceği aklıma gelmezdi zarafet timsali narin kızıma kafayı yedirtti susa susa fjdjdjdj -beste

    YanıtlaSil
  17. Çoook teşekkürler sevgili admincim hepimiz seni seviyoruz çok harikasın süpersin ( Bu arada yağlıyorum belki bi bölüm falan daha atarsın diye)

    YanıtlaSil
  18. sonunda düzgünce konuşacaklar sanırım... çeviri için teşekkürler admincim 💞

    YanıtlaSil
  19. Allahını seven defansa gelsin admine yardım etsin bu bölüm burda bitmesiin—ozzy

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaa kesinlikle devamı hemen bugün gelmeli çok merak ediyorumm

      Sil
    2. Allah Allah ne oluyor ya devamında bak çok merak ettim şimdi

      Sil
  20. Sırf yeni bölümlerden haberdar olmak için kendime twitter açtım ve hemen adminciğimi takibe aldım o kadar ki maxi riftan hastası oldum :)

    YanıtlaSil
  21. Daş yok mu daş?
    Haha Maxi yerim kız seni

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hahahah😁
      Buradaki herkesin yaptığı yorumları okumaya bayılıyorum özellikle girip bakıyorum 😁

      Sil
  22. Adminciğim nişanını tebrik eder hayırlı olsun derim. Duacınız

    YanıtlaSil
  23. Twitterim yok malesef ama eminim ki Adminimize ne giyse yakışır <3 Tebrik ederim mutlu olursun her zaman inşallah <3 çeviri için teşekkürlerrr

    YanıtlaSil
  24. Yeni gördüm dedim ben hamileyim şlhfdlşhfdslş adminimizin fiziğine bak hele ki kırmızı elbise aşşşırı yakışmış çok beğendim maşallah <3 <3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haha bende çocugu sabah okula götürücem hala burdayım 😅

      Sil
  25. Ya hajsjsjsnsn Maxim harikasın yardırdı kozalakları Riftanın ifadesini hayal edebiliyorum çok iyiydi fmdmdmd ama artık SAVAŞMAYIN ŞEVİŞİN tşk

    YanıtlaSil
  26. Allahım bir çığlık atıcam ama marsa kadar gitsin

    YanıtlaSil
  27. Riftan kesinlikle dayaktan anlıyor dkdkdmdn

    YanıtlaSil
  28. MAXI BWKXNWKDNKWBDKWN HARIKASIN CILDIRDIM BWKNDKWNGNWKDNWJ

    YanıtlaSil

Yorum Gönder