MEŞE AĞACININ ALTINDA 2. KİTAP - 31. Bölüm (UNDER THE OAK TREE)
"Riftan, neden böyle bir yerde...?"
Çalıların üzerinden ona yaklaşmaya çalışırken, yerde oturup güneşin tadını çıkaran Talon, sessizlik istercesine yüksek sesle homurdandı. Max aceleyle çenesini kapadı, dinlenmesini bölmeye hiç niyeti yoktu. Bir süre nefesini tutarak öylece durdu ve Riftan uyanma belirtisi göstermeyince ihtiyatla hareket edip önüne çömeldi.
Yumuşak dudakları gevşemiş ve uzun kirpiklerini indirmişti. Beklenmedik bir şekilde biraz bitkin görünüyordu. Max göğsünün sıkıştığını hissetti. Ne kadar soğuk ve yalnız görünse de, onu sımsıkı tutmak ve kollarında ısınmak istiyordu. Dizlerine sarıldı ve acıyle iç çekerek oturdu.
O anda bir rüzgar saçlarını hafifçe dalgalandırdı. Max, saç tellerinin göz kapaklarına düşmesini sabırsızlıkla izledi. Riftan'ın alnında hafif bir kırışıklık vardı. Birkaç dakika tereddüt eden Max, dikkatlice uzandı ve kaküllerini düzeltti. Sonra bileğini gıdıklayan yumuşak, sıcak nefesini hissetti.
Titredi, düz burnunu ve altında duran biçimli dudaklarına baktı. Ve dürtüsel olarak, eğildi ve dudaklarını onunkilere değdirdi.
O anda Riftan göz kapaklarını açtı. Max kaskatı kesildi. Sanki uykusundan çoktan uyanmış gibi berrak gözlerle ona bakıyordu.
Anlayamadığı ifadesiz bir bakışla onu izlerken, yüzü anında kızardı. Aceleyle geri adım attı. Ama büyük, deri eldivenli bir el onu boynunun arkasından yakaladı.
Max sıcak dilin ağzına girdiğini hissedince inledi. Onu dizlerinin üzerine çekerken daha da eğildi. Çelik kolları bir zincir gibi beline dolandı ve sıkı, kaslı göğsü göğüslerini nazikçe ezdi.
Nefes nefese kaldı. Ateş topuna sarılmak gibiydi. Sanki kanında bir alev akıyormuş gibi hissetti. Rahatlama, tutku ve özlem duygusu, zihnini ele geçirdi.
Onu yakasından tuttu ve elinden geldiğince sertçe çekti. O anda gözleri, ağzı açık onlara bakan Ruth Serbel'inkilerle buluştu.
Başından kaynar sular dökülmüş gibi hissetti. Onu korkarak uzaklaştırdı. Ama Riftan onu ezmek istercesine daha sıkı sarıldı ve kıpırdamadı. Dudaklarını onun dudaklarından zar zor ayırabilen Max fırsatı kaçırmadı ve elinden geldiğince çabuk kendini onun kollarından kurtardı. Sanki yanıyormuş gibi yüzü de dudakları kadar kırmızıydı. Hemen oradan kaçmak istedi ama bacaklarını hissetmediği için ayağa kalkamadı. Ne yapacağını bilemeden bakışlarını Riftan ve Ruth arasında gezdirdi ama Ruth aniden bağırdı.
"B-ben bölmek istememiştim! Beni görmezden gelin ve yaptığınız şeye devam edin!"
Sonra kaçmaya çalışıyormuş gibi hızla arkasını döndü ve bir ağaç köküne takıldı. Çok garip bir çığlıkla yere düştü. Acınası görüntüsüne soğuk gözlerle bakan Riftan dilini şaklattı ve ayağa kalktı.
Talon da doğal olarak onunla birlikte ayağa kalktı. Riftan savaş atının kalın boynunu okşadı ve Ruth'a sertçe sordu.
"Neler oluyor?"
Ruth ona irkilerek baktı, derin bir iç çekti ve elinde tuttuğu parşömeni uzattı.
Max'e baktı ve bir bahane olarak ekledi. "Senin böyle bir yerde olacağını kim bilebilirdi? Sizi rahatsız etmeye çalışmıyordum."
Artık daha fazla kızaramadı ve yüzü neredeyse mora döndü. Riftan, Ruth'a uyarıcı bir bakış attı, sonra telgrafı alıp açtı. Yüzü sanki bir sorun varmış gibi hemen ciddileşti.
"Hebaron nerede?"
"Sör Nirta'nın yanında olan Lord Calypse değil miydi? Bunu nasıl bilebilirim?" Ruth somurtkan bir sesle cevap verdi.
Riftan telgrafı cebine koydu ve hâlâ yerde oturan Max'i kaldırdı.
Bir an sendeledi ve sonra dengesini korumaya çalıştı. Ona kasvetli gözlerle bakan Riftan, darmadağınık kıyafetlerini onun için düzeltti ve Ruth'a döndü.
"Atı ahıra koyacağım, o yüzden önce kaleye git ve şövalyeleri topla." Sonra Talon'u ahıra götürdü.
Max sırtına dikkatle baktı. O rahatsız ve kafası karışmış bir haldeyken, Riftan hiçbir şey olmamış gibi sakin görünüyordu. 'Acaba hayal mi görüyorum?' diye düşünüp hafifçe şişmiş dudaklarına dokundu. Sonra Ruth'un derin iç çekişini duydu.
"…Çok bahtsızım."
Ona baktı ve elini hızla dudaklarından çekti. Ruth başını kaşıdı ve garip bir ifadeyle konuştu.
"İyi zamanınızı istemeden böldüğüm için özür dilerim."
Gür bir sesle "S-sorun değil!" dedi ve kaçarcasına kaleye doğru yürüdü.
Ruth tereddüt etti ve sonra homurdanarak peşinden gitti.
"Böyle bir manzarayı görmek isteyen biri var mıdır sence? Yani, talihsizliğe uğrayan bendim. Uzun zamandır birbirinizi görmediğiniz için endişelendiğinizi anlıyorum ama lütfen bir dahaki sefere uygun zaman ve yeri seçin, sizden rica ediyorum."
Max vücudunda bir karıncalanma hissetti ve ona ters ters baktı. Yıllar geçtikçe, hiç değişmemiş gibi görünüyordu. Ona kaşlarını çatarak baktı ve tehditkar bir tonda konuştu.
"Uzun zamandır görüşmüyoruz... ve tüm söyleyeceğin bu mu?"
"Şimdi fark ettim de, gerçekten uzun zaman oldu" dedi doğal bir şekilde ve onu baştan aşağı süzdü. Leydim hiç değişmemiş."
"Bana diyene bak."
'Bundan daha saçma bir görüşme olabilir mi?' Max uzun bir nefes verdi.
"Bunca zamandır neredeydin? Dünya Kulesi'ndeki büyücülerden saklandığını söylemeyeceksin, değil mi?"
"Kim saklanıyormuş?" diye bağırdı şaşkınlıkla.
"Muhafızlara göz kulak olmak için kale kapılarının yanındaki muhafız kulübesinde kaldım. O lanet domuz ahırında uyumak imkansızdı. Lord Calypse beni burada bırakıp karısını kurtarmak için gitti, bu yüzden o gübre dolu kalede yalnız kalmak zorunda kaldım."
"Rif... Riftan... beni kurtarmak için mi geldi?" hasret dolu bir kalple sordu. Bu gerçeği bir kez daha doğrulamak istedi.
Ruth tiksintiyle kaşlarını çattı, başını eğdi ve yüzüne dokundu.
"Bunu görebiliyor musun?" dedi, parmak uçlarıyla kararmış göz altlarını işaret ederek.
"Dünya Kulesi büyücüleriyle birlikte Pamela Platosu'na gideceğini söyleyen bir telgraf geldikten sonra ne korkunç bir yolculuk başladı biliyor musun? Çılgınca bir stratejiyle, iki gün içinde trollerin köyünü harap etmek ve durmaksızın kuzeye gitmek zorunda kaldık. Buraya gelirken bir kere bile düzgün uyuyamadım.
"B-bu doğru mu?"
Yüzünün sevinçle aydınlandığını gören Ruth, saçlarını çekiştirdi.
"Bunu seni mutlu etmesi için söylemedim! Başımıza bunları kim açtı?"
"Sanki bir kazaya sebep olmuşum gibi konuşma." sitemli ses tonu ile hemen karşı çıktı.
"Becerilerimin geliştiği Dünya Kulesi tarafından, Pamela Platosu keşif birliğine katılmam istendi."
Ruth kibirli ses tonuna alaycı bir kahkaha attı.
"Ve bunu kabul mü ettin? Lord Calypse'in öğrendiğinde ne kadar kızacağını düşünmedin mi?"
Elbisesinin eteğini sıkıca kavradı.
"Riftan... çok sinirlendi mi?"
Sanki saçma bir şey söylemiş gibi, Ruth ona gözlerini kısarak bakınca Max cesaretini kaybetti. Aniden, ilgisizliğinin tamamen farklı bir nedeni olabileceğini düşündü.
'Öfkesini yatıştırmak için mi bana karşı kayıtsız davranıyor?' Eğer ona kızgın olsaydı durumun çok daha iyi olacağını düşündüğü için utanç duydu. Düşününce, Riftan sinirlendiğinde böyle davranmazdı. Bu sadece büyük bir fırtına öncesi sessizlikti.
'O zaman... az önceki öpücük neydi?'
Max bu karmaşık düşüncelerle uğraşırken, Ruth durmadan şikayet etti.
"Bu kış kıtanın en kuzeyine gitmek zorundayım... Kahretsin, bu iş bittikten sonra, önümüzdeki beş yıl boyunca Anatol'de kilitli kalacağım. Eğer bir keşif gezisine çıkmam gerekirse, reddedeceğim. Bu saçmalıktan bıktım artık."
"Bunun için endişelenme. "diye cevap verdi. "Şimdi ben de üst düzey bir sihirbazım. Gelecekte Ruth'un yerini alacağım ve... Remdragon Şövalyeleri ile keşif gezilerine çıkacağım."
Ona şüpheci bir ifadeyle baktı ve ardından sert bir ifade takındı.
“Bu sözler… onları kesinlikle tutmalısın"
Ruth kaleye doğru giderken, ne kadar kötü şeyler yaşadığından şikayet etmeye devam edip, bir yandan da sözünü tutması için onu sıkıştırdı. Max, Sebron Kalesi'ne girdi ve başını salladı.
"Tamam, sadece Riftan'ı ikna etmeme yardım et, lütfen."
"Bence benim yardımım olmadan onu ikna edebilirsin..." dedi alay edercesine.
Neyi kastettiğini anladı ve kızardı. Ona cevap vermek üzereyken, yakınlardan soğuk bir ses geldi.
"Uzun zaman oldu."
Sanki bir hayalet görmüş gibi Ruth'un yüzündeki tüm kan çekildi. Ruth başını yavaşça çevirdiğinde Calto Serbel'i darmadağın koridorun ortasında dururken buldu. Kahvaltıya inen büyücüler merdivenlerde durup merakla manzarayı izlediler.
Max, ikisi arasında akan garip atmosferden sessizce uzaklaştı. Ruth derin bir iç çekti.
"Amca..."
Max şaşırmış görünüyordu. İkisinin kan bağıyla yakından ilişkili olduğunu bilmiyordu. Diğer büyücülerin de gözlerini kocaman açmalarına bakılırsa, onlar da bu gerçeği ilk kez keşfediyorlardı. Yalnızca Calto'nun sağında ve solunda duran Anton ve Sellic'in yüzleri sakindi.
"Görünüşe göre bunca zamandır gayet iyi yaşıyorsun." dedi Calto, buz parçası kadar soğuk bir sesle.
Ruth hâlâ inanamıyormuş gibi gözlerini kırpıştırdı, sonra ağzını açtı.
"Amcam pek iyi değil gibi görünüyor. Son görüştüğümüzde, kafanda bu kadar saç eksik değildi."
Her yerden, fısıltılar ve derin nefes alma sesleri duyulabilirdi. Max, Calto'nun bu kadar hızlı ve çevik hareket edebilmesine şaşırdı.
Öne doğru koşan Calto Serbel, Ruth'un boynunu tuttu ve ileri geri sallayarak bağırdı.
"Bu orospu çocuğu...! On altı yıl sonra karşılaştık ve bana söylediğin ilk şey bu!"
"Keghhh...! Amca-amca...!"
"Tabii ki senin sayende kafam bu hale geldi. Mutlu musun? Seni piç kurusu!"
Sadece sahneyi izleyen Anton ve Sellic, Calto'yu durdurmaya çalıştı ama o olduğu yerden kıpırdamadı bile. Her türlü küfürü savuran Calto, söyleyecek başka söz bulamadı ve Elf dilinde bağırmaya başladı.
Max nefesini tuttu ve sonra bir nefes verdi. Elflerin diline çok aşina değildi ama konuştuğu kelimelerin ne kadar tatsız olduğunu kolayca anlayabiliyordu. Anton onun kollarından birini tuttu ve çaresizlik içinde haykırdı.
"Bay Calto, duygularını anlıyorum. Ama lütfen dur...!"
İki büyücü, Calto'yu Ruth'tan zar zor ayırmayı başardı. Ruth fırsatı kaçırmadı ve hızla Max'in arkasına saklandı.
"Küçük bir şakayı fazla abartıyorsun!"
"Şaka mı? Şimdi de önümde şaka yapmaya cüret ettiğini mi söylüyorsun?"
Öfkesine artık hakim olamayacakmış gibi nefes nefese kalan Calto, Anton ve Sellic'i iterek geçti ve tekrar Ruth'a doğru koştu. Ruth, Max'i omuzlarından tuttu ve onu bir kalkan gibi Calto'nun önüne itti...
"Bu da ne!?" diye bağırdı şaşkınlıkla.
"Söylemem gereken şu, ' Bu da ne? Ne giyiyorsun böyle?' " Ruth, Calto ile alay etmeye devam etti.
"Bu piç kurusu...! Amcana sülük muamelesi yapıyorsun!"
"Ahhhhh!" Calto onun saçını çekerken Ruth garip bir şekilde çığlık attı.
Max, aralarında kalınca çığlık attı. O anda Riftan'ın buz gibi sesi duyuldu.
"Şu anda...ne halt ediyorsunuz?"
Soğuk sesi bir an için salondaki havayı dondurmuş gibiydi. Ağır bir sessizliğin ardından Calto, aklını zar zor toparlayarak Ruth'un saçını bıraktı. Bir tuzaktan kaçan canavar gibi ondan kaçan Ruth, bu sefer Riftan'ın arkasına saklanmaya gitti. Ama Riftan onu korumak istemiyor gibiydi.
"Sana şövalyeleri topla demedim mi? Bütün bu yaygara da ne?" dedi Riftan dişlerini sertçe gıcırdatarak.
"Hayır-benim suçum değil! Her şeyi o kişi başlattı..."
Ruth, Calto'yu işaret ederken, amcasının canice ifadesini gördü ve ağzını kapadı. Ona soğuk gözlerle bakan Riftan, Calto'ya doğru yürüdü.
"Sana anlatacak güzel bir hikayem var."
Max'e keskin bir bakış attı ve aralarında bir mesafe bırakmak ister gibi bir adım geri çekildi, sonra telgrafı Calto'ya verdi. Büyücünün yüzü ciddileşti, ona baktı ve beyaz kaşlarını çattı.
"Bu nedir?"
"Kuzey'e gelmeden önce Volose Şövalyeleri araştırma yapmak için Etilen Kalesi'ne gittiler ve bu telgrafta tuhaf bir bulgu keşfettiklerini söylüyorlar."
Ç.N: Lütfen eski güzel günlerin hatrına Ruth beye fazla yüklenmeyin. Calto gibi olmayın, küfür çözüm değildir. AQ171 küfür bırakma hattı
Çevirmen Ricası: Fark etmişsinizdir blog üzerinde renklerde biraz oynama yaptım :) Nasıl olmuş sizce? Okurken rahatsız eden bir detay varsa yorumlara yazarsanız hemen çözelim <3
Koşun kosunn yeni bölüm geldi💜😍
YanıtlaSilEllerine sağlıkk değişiklik çok hoşuma gitti💜😍
SilTsk ederim ..
Silyaa ruth'un riftanls maxiyi iş üstünde yakalaması çok komikti kahkaha atarak okudum resmen jdlsödpkdld bu arada ruth'u cidden çok özlemişim gelir gelmez hikayenin havasını değiştirdi çok seviyorum çook. bu arada çeviri için teşekkürler 💞
YanıtlaSilBir taşla iki kuş gibi oldu bu bölüm hem Riftan ile maxi bir araya geldi, hemde Ruth yeniden ortaya çıktı. teşekkürler admin. emeğine sağlık.
YanıtlaSilBen de çok sevdim ellerine sağlık
YanıtlaSilBu bölüm ikinci kitaba başladığımdan beri ilk defa kahkahalara boğuldum.
YanıtlaSilBu bölümün üzerine bişey diyen taş olsun istersen rengi mor yap admincim-ozzy. Beste nerdesin yorumlar nerdeee:))))
YanıtlaSilYettim geldim jdjxjxjxj geç kalmışım ya sürekli bakınca bölüm gelmiyor bir saat bakmayayım hemen geliyor djfjjdj -beste
SilSüpersin admin çeviri için teşekkürler arka fonda güzel olmuş ellerine sağlık
YanıtlaSilAdminciğim seni sevdiğimi biliyor musun, bölümü okumadan sana yazdım bak 😘
YanıtlaSilYa Ruth seni çok özledim, bu yüzden bozduğun ortamdan dolayı seni affediyorum. Ama bir daha olmasın, kaç bölümdür bu anı bekliyoruz biz 🔸Maxi-Riftan 🔸
YanıtlaSilBana göre önceki fon okumak için daha iyiydi ama bu da tatlı <3 Keşke Ruth'u dinleyip bir şey olmamış gibi devam etselerdi.. Calto'nun amcası olduğunu öğrenince şaşırdım bi de "şey" geçiyor jfdshkjsdfhkj Bölüm için teşekkürlerr <3
YanıtlaSilRuth: Böyle bir manzarayı kim görmek ister ki???
YanıtlaSilBen: MERHABALAAAR -beste
Nxnxjxjjskzjskkxksjjc
SilRuthun yere düşünce çıkardığı garip sesi ciyak ciyak bir kedi gibi hayal ettim jdjdjsjdjsndjd Ruth lordunu ve leydisini tenhada denk düşürüyor fjdjdjdjdj -beste
YanıtlaSilArka fon eski renkte olsa gözü daha az yorar bence çünkü bazen geceleri okuyoruz
YanıtlaSilMaxim ne safsın benim için mi geldi diyo djxjjdjd Yok bir plato havası alası gelmiş ya Remdroganlarla Pamela Keyfi diye story falan atacakmış -beste
YanıtlaSilArka rengin soluk olması okurken beni biraz zorladı telefon parlaklığını sonuna kadar açmam gerekti.
YanıtlaSil3 2 1 hep bir agızdan Allah cezanı versin RUTHHHHHHHHHHH
YanıtlaSilRuthun Maxiyi Caltonun önüne atması JWJFJDJDJSJD bu anı düşünmek beni mahvetti jdjdjdjdj -beste
YanıtlaSilArka plan yorumları okurken zor oluyor-yorumlar beyaz renk okduğu için-
YanıtlaSilMaxi bazen gerçekten salaksın. Hala Riftanın hareketlerinden şüpheleniyorsun. "Benim için mi?" sorusu ne Allah aşkına. Ver bana Riftanı kurtulalım şu işten.
Arka plan rengini biraz daha aydınlık yaptım ve yorum kısmını siyaha geri döndürdüm :) Yine görüşlerinizi yazın lütfen ama şimdilik böyle kalsın gözlerim şaşı oldu renklerle uğraşmaktan asdfghjkjk Ben çeviri yapmaya gidiyorum öpüldünüz muckkk <3<3
YanıtlaSilAdminim sen çeviri yap yeter ki biz her renk okuruz—ozzy❤️
SilAdminciğim sen çeviri yap biz bakarız başımızın çaresine, seviliyorsun
SilYazılar siyah olunca okuması kolay olmus
SilBence eski siyah renk ve bi tık kalın yazı tipi daha hoş olur 💞 ruth allah belanı -
YanıtlaSilBencede siyah fon daha rahat okunuyodu ama biz her turlu okuruz admin sen nasil rahatsan oyle olsun
SilVuhuuuuu
YanıtlaSilUlan Ruth ne yaptı ulu orta yerde öpüşen o değil ya neyse Max yatsın kalksın Ruth'a dua etsin ona bir şeyler öğretti yoksa hep ezik gibi hissedecekti kendini.Ruth'a laf ettirmem adam kuleden kacmasaydı en iyi büyücülerden biri olacağı tahmin ediliyordu e Elf soyundan da geliyor tabi.Ben ileriden geliyorum ama çeviri bazen düzgün çevirmiyor bazı yerleri onun için buraya da bakıyorum
YanıtlaSilBuna katılıyorum ama ruth gelmeseydi ne olacağını merak etmiyor da değilim.
SilMerak etme ileride baharatlı şeyler olacak başlatan da bizim kız olacak🤭
Silİngilizce olarak mı okuyorsun? İlerisi için ben de aradım ama bulamadım nereden okuyorsun?
SilYeni bölüm nerde valla kontrol ede ede manyadım
YanıtlaSilAdmincim bence yazı tipi bi tık kalın olmalı 💖
YanıtlaSilAdminciğim lütfen şu yeni bölümü at yoksa dakka başı kontrol etmekten sıyırmak üzereyim.
YanıtlaSilRuth’a bayılan sadece ben değilmişim… bu bölüm çok eğlendim :D
YanıtlaSilYaa Ruth şapşiğim benim bizimkileri bastı yetmedi düştü yetmedi amcasına kel dedi yetmedi Maxi kalkan niyetine kullandı alem adamsın güldürdün bizi
YanıtlaSilKeşke dark modu olsa sitenin gözüm kör olacak karanlıkta okumaktan smsmsmsm
YanıtlaSilÇok sağol Çevirmenim, ruth her zaman favorimiz 😁
YanıtlaSilEllerine sağlık
YanıtlaSilYa ruth özlemişim seni😍😅
riftan ve maksinin bu azgınlıkla eninde sonunda yakalanacağını tahmin etmiştim ama bu kişinin ruth olması ayrı bir komikti maxi faka bastın ruth seninle ömür boyu dalga geçer
YanıtlaSilRuth bayılıyorum sana fhfhfhfhfhf gülmekten öldüm
YanıtlaSilRuth bebeğim benim
YanıtlaSilSite ayarları çok güzel olmuş ancak rica ediyorum site reklamlarını yazıların arasından kaldırabilir misiniz? Gerçekten çok kesinti oluyor okurken
YanıtlaSilAğzını yediğimin Yuth'u geldi tüm aurayı değiştirdi, abi nasıl bi novel aile gibi hissettirir nasııııılllll
YanıtlaSilRiftan i uyku ve uyanıklık arasında yakalarsiniz aslan perdesini kaldırmış bir kedi görürsünüz
YanıtlaSilRuthun amcasıyla sahnesini hayal ediyorum ve gülmekten kendimi alamıyorum. Tam bir yumurcak değil mi bu çocuk. Wkskdkdk fırlama gerçekten fırlama. Öpüşme sahnesi hakkında diyecek bir şeyim yok. Ben düzgün konuşmalar olmadıkça böyle şeylere yükselemiyorum. Riftanın ya iyisem deyişi gözümün önünden gitmiyor hala
YanıtlaSilruth kocacim da geldi
YanıtlaSilofff ruthhh bozdun tüm anı, neyse seni görmek muhteşem*-* cidden tüm bölümlerin havasini tek bir adımıyla değiştirebiliyor ve ayrıca amcasıyla olan son kısım çok komikti bwkdnwkfbw umarım aralarindaki bağı eski haline sokabilirler ne olursa olsun*-* bence amcasi onu sevdiği için böyle yapiyor sjxbwkxbwnsbc
YanıtlaSil