MEŞE AĞACININ ALTINDA 2. KİTAP - 122. Bölüm (UNDER THE OAK TREE)


“Neye bakıyorsun?”

Riftan arkasından yaklaştı, kolunu omzuna koydu, sanki korkuluktan düşebilir küçük bir kızmış gibi onu pencereden uzaklaştırdı ve sonra pencereyi kapatacak şekilde perdeyi ayarladı.

Garip bir dejavu hissi ile Riftan'a baktı. Karanlık oda küçük bir mağara gibiydi. Gölgeleri yanıp sönen ışıkların ardından yerde dans ediyordu ve aşk turlarından gelen ter kokusu tüm odaya yayılan şarap kokusuyla birbirine karışmıştı.

Saçlarından yayılan yumuşak ve gizemli kokusunu içine çekerken kaşlarını çattı. Geçmişte de hayvanlar gibi, böyle bir mağaraya kapanıp kendi dünyalarına dalmışlardı. Ama o zamanlar Riftan ondan bir şey saklıyordu.

Max onu doğal olarak yatağa götüren eli takip ederken dudağını ısırdı. Dikkatini bir sorundan başka yöne çekmeye çalıştığı hissi giderek güçleniyordu. Onu kolları arasında sımsıkı kucaklayıp başka şeyler düşünmesini önleyerek, incelik dolu tatlı okşamalarla felç etti.

Onu bu kadar rahatsız eden şeyin ne olduğunu bilme arzusu içini kemiriyordu. Ama bu sefer, ilk o söyleyene kadar sabırla beklemeyi planladı. Yüzüne bir gülümseme yerleştirmeye çalıştı.

“M-müziğin sesini duyuyor musun? Görünüşe göre ziyafet kutlamaları bugün de devam edecek.”

Tedbirli hale gelen siyah gözleri hafifçe kısıldı. Gitmesine izin verme konusunda fikrini değiştirmiş miydi? Ona bakan Riftan, ilgilenmiyormuş gibi yavaşça arkasına döndü.

“Her gece rahatsız edici. Gürültülü olduğu için iyi uyuyamıyorsun.”

Sonra dağınık ve kırışmış yatağın bir yanından yorganı aldı ve ustaca yaydı. Sesindeki gerginliği okuduktan sonra Max'in gözleri büyüdü.

“U-uyumadın mı?”

‘Şimdi düşünüyorum da, bunca zaman boyunca onu hiç derin derin uyurken görmemiştim.’ Ona endişeyle baktı.

“N-ne zamandan beri? Sakın o zamandan beri…”

“Neredeyse hiç uyumam, bu yüzden endişelenmene gerek yok.”

Riftan biraz rahatsız olmuş gibi sözlerini yarıda kesti ve yatmaya gidiyormuş gibi başını salladı. Max dudaklarını büzdü. Mümkün olduğunca itaatkar olmayı amaçlıyordu, ancak bu otoriter tavrına sakince katlanmak kolay değildi.

“B-bütün gün yataktaydık. Artık yatmak istemiyorum.”

“Bacakların titriyor. İnatçı olma ve uzan.” dedi ona onaylamayan gözlerle bakarak.

Max'in yanakları kızardı. ‘Ve yeni doğmuş bir tay gibi görünmesinden kim sorumluydu…?’

Ona şu anki vaziyetini kasten göstermek için uzun adımlarla yürüdü. Birkaç saat öncesine kadar aşırı yüklenilmiş olan uyluk ve baldır kasları hafifçe kasıldı, ama bir hasta gibi muamele görecek kadar değildi.

“B-böyle olma... v-ve hadi bir bakalım.”

Battaniyeyi elinden aldı ve atıyormuş gibi düzenledi, sonra kolunu sertçe tuttu. Riftan'ın vücudu ateş tarafından dokunulmuş gibi titredi. Bir tayfunmuş gibi onun tarafından o odaya sürüklendikten sonra, her zamanki gibi ondan etkileniyordu.

Max pencerenin önünde durmuş, ani hareketiyle biraz şaşırmış görünen Riftan’a yaramaz gözlerle bakıyordu. Sonra perdeleri çekti ve pencereleri ardına kadar açtı. Dalların hışırtısı ve ud ile mandolinin yumuşak melodisi soğuk rüzgarla birlikte odayı doldurdu.

“…Ne yapmak istiyorsun?” Riftan kaşlarını çattı ve ona garip bir şekilde baktı.

Onun ne düşündüğünü anlamaya çalışırken, hep yüzüne temkinli bir ifade yerleştiriyordu. Max, göğsünün köşesindeki telaşı gizleyerek sakince konuştu.

“B-bu şarkı… Bu benim en sevdiğim şarkı. Adını bilmiyorum… Bir gün bu müzikle dans etmek istedim.”

“Ne?”

Max yavaşça elini tuttu, gözlerini kırpıştırdı. Melodiye doğru bir adım geri attı, sonra yana doğru başka bir adım daha attı ve akabinde durmadan ona yaklaşarak tekrar ileri gitti.

Ona bakan Riftan, onu yönlendirirken sendeledi ve kıpırdandı. Bu bir dans değildi, onu çekiştirirken sadece beceriksizce hareket ediyordu. Max ona tatmin olmamış gözlerle baktı.

“S-sana söylemeye çalıştığım, bu tür bir dansı yalnızca bir kez yaptığım, Riftan sen yönlendirmelisin.”

Aniden, Riftan'ın gözlerinde tehlikeli bir ışık parladı. Kollarıyla belinin etrafını sarıp yüzünü yüzüne yaklaştırdı. Sonra dişlerini keskin bir şekilde biledi ve sözlerini tehditkar bir tonda salıverdi.

“İlk dansın o piçle miydi?”

Aniden omuzlarını düzelten Max, hemen beceriksizce gülümsedi. Ön kollarının gücünü belinin etrafında açıkça hissedebiliyordu. Yüzünde o kadar kasvetli bir ifade vardı ki, tam o anda birini öldürmesi garip olmazdı.

“Bana diyorsun ki... ilk dansın... başka bir adamla ve burnumun dibindeydi.”

Max, kasvetli yorum karşısında köşeye sıkıştırılmış bir adam gibi gergin bir şekilde gözlerini devirdi. Zar zor sönen közlerin yeniden yanmak üzere olduğunu sezdiği için sırtından aşağı soğuk bir ter boşandı. Umutsuzlukla başını salladı ve aniden ağzını açtı.

“Ri-riftan da önümde b-başka kadınlarla dans etti.”

Riftan'ın gözleri kısıldı.

“Uydurma. Asla yapmadım.”

“Evet-evet yaptın! G-geçmişte…!”

Krizden kaçmak için ortaya çıkardığı geçmişin tarihçesi sadece öfkesini arttırdı. Max ona küçümsemeyle baktı, eski anıları aradı.

“Sör Hans’ın… kız kardeşiyle birlikteydi.”

“Sör Hans mı?”

Riftan ona şaşkın şaşkın baktı. Gerçekten hatırlayıp hatırlamadığını veya sadece onu başından atmaya mı çalıştığını bilmenin hiçbir yolu yoktu. Max gözlerini kıstı.

“Hatırlamıyor musun? Sör Hans... b-babamın sadık vassallarından b-biridir. C-croix Kalesi'nde düzenlenen ziyafette… Ri-riftan’ın o adamın küçük kız kardeşiyle dans ettiğini gördüm. Siyah saçları örülü ve toplanmıştı… Çarpıcı kırmızı bir elbise giyiyordu… Ç-çok güzel bir kadındı…”

Riftan'ın gözleri sanki aklına bir şey gelmiş gibi açıldı. Max takip eden tatsız anılar karşısında dudağını ısırdı, sonra sözlerine dikenli bir tonda devam etti.

“Ri-Riftan... o kadınla dans ediyordu... ve sonra birlikte salondan çıktılar.”

“Ah…”

Ağzından inleme mi yoksa iç çekme mi olduğunu anlayamadığı bir ses çıktı. Başını kaldırdı ve öfkeli gözlerle ona baktı. Beklediğinin aksine, yüzünde düşünceli bir ifadeyle onu izliyordu. Bunun yerine, şaşkın ya da biraz utanmış bir ifade olmasını bekliyordu. Riftan biraz boğuk bir sesle sordu.

“O gün bana mı bakıyordun?”

Max'in yüzü kızardı.

“O-orada bulunan herkes Riftan'a bakıyordu.”

İçini okumaya çalışıyormuş gibi gözlerinin içine baktı. Bir yandan duygularını saklamaya çalışırken bir yandan da Max’ın içine bakamamak berbattı. Max gülümseyerek ekledi.

“Re-remdragon Şövalyeleri'nin Croix Kalesi'ne geldiği gün... hi-hizmetçiler Riftan hakkında konuşmaya d-devam ettiler. Ve sadece hi-hizmetçiler değil… aynı zamanda o gün şatoyu ziyaret eden le-leydiler de… yani… b-benim de seni izliyor olmam çok doğaldı.”

“Bunu gayet iyi hatırlıyorum. Uzun zaman önceydi…”

Sanki o anılara dalmış gibi ses tonu dikkat çekecek bir şekilde değişti, bu sadece sinirlerini bozmasına neden oldu. Dudaklarını ısırdı. Aslında, o gün olanları bu kadar canlı bir şekilde hatırlamasına biraz şaşırmıştı. Ama düşününce o kadar da garip değildi.

Riftan, devasa şövalyelerden oluşan kalabalığın arasından sıyrılıyordu ve her zaman konuşmanın merkezindeydi. Kökenleri hakkında aşağılayıcı sözler söyleyen kadınlar bile Riftan'ı uzaktan gözetlerken kızarıyordu, hatta ona hizmet etmek için savaşan iki hizmetçi bile görmüştü.

Hoş olmayan anılar kafasında birer birer dönerken, yüz kasları gerildi. Göğsünü ayırdı.

“N-nasıl unuttun? N-nişanlın bile olmayan bir k-kadınla gizlice kaçtın... ve s-sonra ziyafet salonuna öyle yüzsüzce döndün ki…”

Riftan'ın yüzünde hafif bir hayal kırıklığı belirdi. Max gözlerini kıstı ve dik dik ona baktı.

“…Zampara.”

“Bana saldıran o kadındı!” Riftan haksızlıkmış gibi bağırdı. “Ben mağdurum.”

Max, onun kocaman omuzlarına ve çelikten kollarına bakarak hafifçe gülümsedi.

“B-bitti. Seninle dans etmek… hiç eğlenceli değil Riftan.”

Sonra kollarından kaçmaya çalışırken, Riftan iki eliyle onu belinden yakalayıp kaldırdı. Max keskin bir çığlık attı. Kalçalarını bir koluyla tuttu, küçük elini kaldırdı ve onunkiyle iç içe geçirdi.

Keskin gözleriyle ona baktı ve sanki sözlerini çiğniyormuş gibi konuştu.

“O zaman eğlenceli hale getirmeliyim.”

Aniden vücudu döndü ve Max onun boynuna asılmak zorunda kaldı. Riftan müziğin hafif sesiyle kendi etrafında döndü. Hareketleri beklediği danstan farklı olarak zarif ve güzel olmaktan uzaktı.

Max şaşkın bir ifadeyle ona baktı. Ama dudaklarında hafif ve yaramaz bir gülümseme görünce öfkesi bir anda yatıştı. Dans adımları onun ayaklarına basabilirdi. Odanın manzarası gözlerinin önünde titreşiyordu. Max güldü. ‘Gün batımının hafif ışığının göz kamaştırdığı pencerenin yanında iki küçük çocuk gibi onunla dans etmek, herhangi bir erkek veya kadınla olmaktan çok daha romantik ve samimi hissettiriyor.’

“Sadece... saçmalık.”

Kadın onun boynuna doğru gülerken hareket etmeyi bıraktı. İnce elbisesinin içinden göğsünün şiddetle çarptığını hissedebiliyordu. Riftan onu indirdi ve karışık saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı.

Omzunun üzerinden gökyüzünün mora dönmeye başladığını görebiliyordu. O ince ve narin ışıkla çevrili olan Riftan'ın görünüşü artık o kadar da tuhaf değildi. Orada bazen onunla şakalaşan ve sanki komikmiş gibi gülen güzel bir adam vardı.

Kalbi neşelendi. Kendisinden sakladığı sırları ve odanın dışında pusuya yatmış pek çok sorunu zihninden uzaklaştırdı. ‘Bu kişiyi üç yıldır çok özledim.’

Kollarını beline doladı ve yanaklarını geniş göğsüne bastırdı. Hareketleri artık beceriksiz dans adımlarından çok uzaktı. Riftan ona sıkıca sarıldı ve yanağını başının üstüne bastırdı.

“Beni buraya bağlı tutmak için ne yapmaya çalışıyorsun?"

Hafif bir hırıltı ile karışık bir inilti alnını gıdıkladı. Max bu sözler üzerine memnun bir şekilde gülümsedi. Kalbini yumuşatma gücüne sahip olmasını seviyordu.


Ç.N: Çaresizce dikkatini çekmeye çalışırken aslında Maxi'nin sürekli onu izlediği gerçeğini öğrenince yaşadığı mutluluk... Duygusal bir top yumağıyım şu anda :) Riftan Maxi'yi çocukluklarından beri sevdiğini ne zaman anlatacak ya

SONRAKİ BÖLÜM

Yorumlar

  1. Özge ve Sabahat çok teşekkür ederizz💓Şimdi 117'den başlayarak twitterda bu sahnelerin çizimlerini paylaşan kızın çizimlerine bakıp sahneleri aklımda canlandırmaya çalışacağım hehehehehhe çok mutluyum çokkk💞💞💞

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Link atar misin bacııı

      Sil
    2. Askm link nasıl atacagimi bilmiyorum twitter hesabı pandacikzzz sanırım o paylaşmış bu +18 sahnelerin çizimlerini oradan baktim

      Sil
    3. Twiter çizimlerini nerden görüyosunuz avab

      Sil
    4. https://twitter.com/Camimikka?s=20&t=kRA3tPhFe8vux1jmvQqkkg profil bu yani çizim profil

      Sil
  2. Yaaaa çok güzeldi ellerinize sağlık 💜💜💜

    YanıtlaSil
  3. Herkes nefes almadan buraya gelmiş önceki bölümlerde yorum yok ckdkckfmmf

    YanıtlaSil
  4. Ellerinize sağlık gerçekten o kadar özlemişim mi tek nefeste göz kırpamdan okudum resmen ❤️❤️❤️

    YanıtlaSil
  5. Ellerinize sağlık harika bir haftasonu oldu

    YanıtlaSil
  6. Ellerinize sağlık çeviri için çoook teşekkürler ❤️ bu bölümleri de okuduğuma göre gönül rahatlığıyla vize haftama giriş yapabilirim 🤪Bir hafta yokum umarım bu çocuklar böyle tatlış tatlış durmaya devam ederler ☺️

    YanıtlaSil
  7. Bölümlerde yorum yok kimse yorum bile yazamadı slsnksjdjslns

    YanıtlaSil
  8. Ne olursa olsun Riftan' ı ve sevgisini çok seviyorum. Maxi' n Riftan'ı sahiplenmesi ve aşkı da çok güzel. Acaba birbirlerine olan aşklarını ne zaman itiraf edecekler. Aslında açıkça her şey belli. Sürekli gösteriyorlar ve herkes biliyor bunu ama bu şapşallar farkında değiller durumun ya! 💜💜💜
    Özge ve Sabahat toplu çeviri için çok teşekkürler kızlar. 💚💙 ellerinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle ben de onun sevgisini çok seviyorum. Küçüklükten beri ötekileştirilmiş ve her şeyi kendi başına çözmeye alışmış. Kendisini karısından daha aşağı mertebe görüyor. Gösterme biçimi eleştirilebilir ama başka türlüsünü bilmeyen birinden de daha fazla bir şey bekleyemezdim diye düşünüyorum.

      Sil
  9. Riftsn benim kocam olsun😭

    YanıtlaSil
  10. Benim favori karakterim Riftan kim ne derse desin🌺🥀🌺✨

    YanıtlaSil
  11. Böyle sahneler istiyorum ikisinin de espiri yaparak güldüğü güzel flörtlesme sahneleri mesela Riftan'ın maxiye çiçekler toplamasını istiyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen ya, tatlı tatlı geçindikleri aşklarını usulca yaşadıkları bölümler çok güzel. Bozulmaz umarım.

      Sil
  12. Bu güzel bölümleri arka arkaya bize okuttuğunuz için özge kuzuma ve sabahat kuzuma çok teşekkür ederimmmm

    YanıtlaSil
  13. Harikaydı ya tekrardan ellerinize sağlık tadını çıkara çıkara okudumm✨💞

    YanıtlaSil
  14. Bu bölümü Riftan’s povla birlikte okumuştum muhteşem. Riftan anne sevgisi bile görmemiş sürekli başkaları tarafından aşağılanmış biri. Zaten büyük bir aşağılık kompleksi var. En başından beri Maxinin ona olan sevgisine bu sebeple inanamıyor. Annesinin bile sevmediği birisini başkasının sevgisine nasıl inandırabilirsiniz? Birbirlerini iyileştirmelerini seviyorum. Bu iki minnoşum hep mutlu olsunlar istiyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu bölümlerin riftan povu mu var

      Sil
    2. Hayır yok. Sadece Maxinin bahsettiği dans sahnesi vardı ya riftan deli gibi uğraşıyordu Maxinin dikkatini çekmek için. Giyindi etti kadınla dans bile etti ama dikkatini çekmediğini düşünmüştü. Maxi bu bölüm bahsedince Riftan şok😂

      Sil
  15. Ayyy bitti mi gene doyamadım gene doyamadım 😭

    YanıtlaSil
  16. Oha Twitter çok iyiymiş ben nasıl fark etmem

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ay biri bana da atsın şu görselleri nasıl buluyosunuz tw: ssilacobain

      Sil
  17. Cok tesekkürler elinize emeğinize sağlık 💓

    YanıtlaSil
  18. Özge ve Sabahat ellerinize, emeğinize sağlık. Bu bölümleri ayrı ayrı okusak kafayı yerdik.

    YanıtlaSil
  19. Sevgili çevirmenim bu seri bölümler için çok teşekkür ederim 😍😍yalnız riftan maxi nin ona baktığını duyunca nasıl sevindi ya belli etmesede artik anlıyoruz oppamızı 🥰

    YanıtlaSil
  20. Of her güzel şey gibi bitti. Şimdi tek tek okumaya her gün bölüm yolu gözlemeye devam. O değil de 165 ten sonra ne halt edeceğiz bilmiyorum :/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya evet site hala güncellemiyor bölümleri:/ bir de yazara cidden uyuz oluyorum abi. Hani bu kadar uluslararası hayran kitlesi olan bir novelın nasıl olur da official çevirisi bu kadar geriden gelebilir aklım almıyor. 2. kitap 200lere gelmiş neredeyse bitecek ama daha 2. kitap çevirisi başlamadı bile şaka gibi! Novelın resmi olarak yayınlandığı sitenin kullanımının zorluğuna değinmeyeceğim bile! Bir yazar kendi eserine ulaşımı nasıl bu kadar zorlaştırabilir ya? Sonra da unofficial çevirilerden şikayet edip ağlanıyor. E kardeş insanlar senin eserini merak edip okumak istedikleri ve daha iyi bir alternatifleri olmadığı ve resmen sen mecbur ettiğin için ortaya çıkmış mecburi bir çözüm olabilir mi bu acaba? Eğer sen yazar olarak en sevilen novelların başında gelen eserinin çevirisini bile yaptıramıyorsan, kimse senin ing versiyonu ile olmayan korece bir sitede yayınladığın ve göbekler çatlayarak satın alınan eserin, çaresizce translateden çevirilmiş dandik bir çevirisini okumak zorunda değil. Sene olmuş 2022 ya bu ne? Adam bilmediği bir dili kendi çevirsin de okuduğundan zevk alamasın diye mi para ödeyecek sana? OFFFFF afedersiniz arkadaşlar cidden gece gece taştım resmen. Kusura bakmayın. Bu arada Max ve Riftan... Sizi arada böyle şakalaşırken tatlış tatlış görmek çok güzeldi çocuklar. Hep böyle olun haydi bakim. (Yorumunu yanıtladığım arkadaş, düşünceni görünce katılmak istedim ama sonra laf lafı açtı. Hakkını helal et arkadaşım. Niyetim darlamak değil asla.)

      Sil
  21. Ya biraz açıldılar ama hala bir sürü şeyin üstü kapalı, hala mesafe. Ben fanfinfonlu bölümleri o kadar sevmiyorum. Zaten anlamıyorum kimin eli kimin cebinde. O bölümlerin bile duygusal tarafını arıyorum. Artık anlatsalar ya her şeyi. Hafifleseler. Şu gerginlik, sıkıntılı hava dağılsa...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 2 bölüme tamam o iş merak etme :)

      Sil
    2. İyi bari, çok şükür

      Sil
  22. Herkes sabredin araları 115-120 arası düzeliyor demişti ama ben burada Riftan ın sarılarak gözlerini öperek ağzını kapadığı aynı Anatol daki gibi bu yöntemle bir kız çocuğu koruyormuşçasına manipülasyon hareketlerini hatırladım. Hala bir camdan dahi dışarı aman üşür hastalanır aman incinir diye sakınılan bir kadın var. Bu çok ayıp bir şey. Maxi nin bu bölüm söylediği “eskisi gibi olmak” evet bu gerçekleşti ama eskisi gibi olmalarının ellerindeki en iyi seçenek olması beni üzdü. Zaten Maxi de farkında ve çok huzursuz. Bu huzursuzluk bana da çok geçti. Ben burada ne barışma ne bağ kuvvetlendiğini görebiliyorum. Belki ilerleyen bölümler ilişki iyileşebilir ki umarım öyledir çünkü bu bölümler sırf öfke ve tutku akıtmak üzerineydi. Ki ilişkilerini kurtarma yöntemleri bu şekilde olmasına bir sözüm yok olabilir. (Olmayınca zaten çıldırdık burada) Ama şunların bir soft romantik aşk fanfinifonunu göremeden kitap bitecek diye korkuyorum ya.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. o döneme göre koruması çok normal çünkü o dönemde kadınların üşütmesi ağır hastalığa, oradan da ölüme kadar gidebilirdi. riftan’ın onu sarıp sarmalaması çok doğal bir şey

      Sil
    2. Bitmiyor merak etme 2 bölüme her şey değişiyor. Bundan sonra büyüyorlar. Riftanın da duvarlarının çökeceği bir bölüm var 2 3 güne okuruz

      Sil
    3. Oo hadi bakalım

      Sil
    4. Tamam da kadın aylardır zaten savaş alanında fırtınalarda kar içinde soğukta çadırlarda yerlerde mağaralarda yatıyor, şimdi rahat kalenin içinden camdan dışarı bakması mı hastalık yapacak?

      Sil
  23. Çeviri için teşekkürler soluksuz bir şekilde okudum

    YanıtlaSil
  24. Icim yumos yumos olduu

    YanıtlaSil
  25. Bütün bölümleri evdeki yastıkları yumruklayarak okudum ve her bölümü ikişer kez okudum... iyi ki varsınız

    YanıtlaSil
  26. riftan maxi gittikten sonra ağır depresyona girdi bu bölümde tam olarak anladım bunu. psikolojisi tamamen bozuldu ve yaşayan ölü gibi kendisini işine adadı. bu hareketlerinin sebebi de depresyonda olduğu içindi yani bu çocuk maxi’ye eskisi gibi davranmıyordu hatta kızı ilk gördüğünde de bir yabancı gibi yanından geçip gitti. ikisinin şu anlık normal bir ilişkisi yok, şu savaş olayları bitseydi psikolojik destek almaları gerek ikisinin de ama o döneme göre nasıl alacaklar bilemiyorum. birbirlerinin yaralarını sarmaları gerek ama ondan önce ikisi de (özellikle riftan) geçmişlerinde neler yaşamışlar anlatmaları gerek. aralarında artık gizli saklı şeyler olmamalı. ikisinin de mutlu olmaya ihtiyacı var çünkü bunu hak ediyorlar 🥹

    YanıtlaSil
  27. Sonunda bu okurların yüzü de güldü bu bölümleri bir arada attığınız için minnettarım ne olursa olsun Riftan güzel seviyor ve Maxi'nin onu izlediğini öğrenince çocuk gibi sevindiğini hissettim tekrardan çeviri için çok teşekkür ederimmmm <3

    YanıtlaSil
  28. Ayy cok mutlu oldum sanki 100 bölümdür bu bölümü bekliyodum tesekkurler emegi gecen herkese 😍😍

    YanıtlaSil
  29. Çeviri için çooook teşekkürler

    YanıtlaSil
  30. ellerinize emeginize sağlık sadece bu gün ki degil tüm bölümler için tşk.ederim.

    YanıtlaSil
  31. Çooook güzeldi. Soluksuz okudum ve sanırım tekrara okuyacağım🤭 bizi düşünerek bölümleri arka arkaya yayınlayan özge ve sabahat’ a sonsuz teşekkürler❤️❤️❤️❤️

    YanıtlaSil
  32. Özge ve Sabahat, gerçekten çok teşekkürler. O kadar iyi geldi ki
    Vasat ispanyolcamla okuduğum ama az anladığım sonraki iki bölümden sonra daha iyi hissettim ben
    vink vink devam ediyor ama sonra çok tatlı şeyler oluyor arkadaşlar
    Umudunuzu kaybetmeyin
    Birbirlerine yaklaşacaklar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu spoiler sayılmaz di mi?

      Sil
    2. Kız ağzın Bal yesin. Özge Sabahat ayağınıza taş degmeye. . . . .

      Sil
  33. Bu bölüm müydü bi önceki bölüm müydü bilmiyorum ama bi kaç arkadaşın yazdığı yorumlar beni gerçekten üzdü, çünkü çok doğru. Riftan gerçekten iyileştirilemez birisi gibi kendi üzütüsünün içinde boğulup karşısındakini hiç düşünmüyor. Maxi nin bütün hayatı boyunca babası tarafından dövüldüğünü öğrenmesini çok bekledik, ve öğrendi de. Öğrendi de ne oldu? Hiç bi şey, gerçekten HİÇ Bİ ŞEY OLMADI! Bunu öğrenince onu daha iyi anlayacağını aralarındaki bağın kuvvetleneceğini falan beklemiştim ama hiç öyle olmadı hatta aksine her şey daha da kötü oldu, Sürekli Rİftanın Maxin yokluğunda ne kadar acı çektiğinden bahsediliyor kitapta ama Maxin çektiklerinden bahseden yok! Kitap bitmeden şu dükten de bi intikam alınmazsa çok kötü olucam, Riftan da anladık acı çektin, anladık empati yapıyoruz da sıktı artık beh! Yazar çok sıktı gerçekten, ve çocuk. Ne yalan söyleyeyim bi çocuklarını kaybettiler keşke üçüz çocukları olsa diye hayal kurdum ama tabi ki benim istediğim olmaz, aynı babasına benzeyen siyah saçlı esmer aynı annesine benzeyen bi kızıl ve ikisine benzeyen bi çocuk güzel olabilirdi...

    YanıtlaSil
  34. Hayat bazen 2 metrelik dev gibi bir adamın "Bana saldıran o kadındı! Ben mağdurum." diye bağırması kadar saçma be dostlar...

    YanıtlaSil
  35. Ağlamak istiyorum çok güzeldi... Yazar bizi kıvama getirdi şimdi de un ufak ediyor resmen. Farkında mısınız çiftimiz gün batımında pencerenin önünde romantik bir şekilde dans edip sarıldı. Maxi başını göğsüne Riftan çenesi başına koydu. Abi ben fanfinfon değil bunu bekliyormuşum ağlıyorum. 😢😢😢🔥

    YanıtlaSil
  36. Riftanın bakış açısının olduğu bölümleri okumuştum daha 2. Kitabı okumaya başlamadan. Aslında maxi ve riftanın kaderi yaklaşık olarak birbirine benzer. Riftan babasını hiç tanımamış maxi annesini hiç tanımamış, riftanın annesi aşkının haraplığından riftan sevgi ve ilgi vermemiş bir anne, maxinin babasıda güç delisi bir psikopat olduğundan maxi bırak sevgi ve ilgiyi ruhunu paramparça etmiş birisi. Sonuç olarak bu sevgisiz büyüyen ve aşağılanan iki insanın birilerini normalde ve gerçek hayatta sevmesi mümkün bile değil ama yazar imkansız bir öyküden aşk çıkarmaya çalıştığı için bir türlü iletişim ve güven kuramayan ve birbirine resmen işkence eden bir çifti yazmaya devam etmekte ısrarcı. Ha diyorum bu sorunları çözecekler yok yine bir yol ayrımı yazıyor. Riftan gezginmişte maxi hancının kızıymış riftanın yolu oraya düştüğü için birkaç gece sevişmişler ve riftan gitmiş gibi bir haller var aralarında. Bu kadar kaba davranıştan sonra insanların kırgınlıkları nasıl yok olabiliyor ki üstüne sevişiyorlar ama sabah olunca yine aynı saçmalıklar devam ediyor bir gıdım bile ilerleyemiyorlar. Kitabın bitmesine daha çok var belki yazar ne yazmışım diye dönüp bakmıştırda bu saçmalıklara son vermiştir. Romantik novel diye başladım kitabı okumaya ama romantiklik harici her türlü olumsuz duyguları hissettim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. “Riftan gezginmişte maxi hancının kızıymış riftanın yolu oraya düştüğü için birkaç gece sevişmişler ve riftan gitmiş gibi bir haller var” shshsh çok iyi

      Sil
  37. Ben riftanın Maxinin babasının yaptıklarını öğrenip intikamını almasını çok beklemiş birisi olarak öğrendi ve ne oldu diyorum?! Bu sonuçtan sonra normal ve düzgün bir ilişkide olacaklarını hayal ederken riftan sanki düşmanına saldıran kuduz köpek gibi davranıp durdu maxiye. O kadar sinirlendim ki hem maxiye hem riftana. Bir insanı kaybetme korkusu yaşayan birisi onu itip kendinden uzaklaştırıp durmaz. Gerçekten saplantısız bir sevgide onu koruyorum mantığına sığınıp bir yere hapsetmeyi de düşünmez. Uçlarda dolaşıp durulan bir ilişkiyi okumak insanın zihnini yoruyormuş. Ben iki güçlü bir figür görmek isterdim. Tam maxi büyücü kulesine gitti güçlendi derken riftan peşinden gidip kıza nasıl davrandı keşke gitmeseydin be riftan diyorum. Kız bir köşede ölmediğine bin pişman oldu. İlerleyen bölümlerde umarım insanca davranmaya başlıyordur. Paranoyak ve sağlıksız ilişki hiç ilgimi çekmiyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu kitabın sloganı "a flawless love story of the flawed" yani "kusurluların kusursuz aşk hikayesi." Bu insanlar büyük travmalar yaşamış, hala da tam olarak atlamamamış iki insan. Verdikleri tepkiler insani. Ben bu anlamda karakterleri çok sahici buluyorum. Hatta yazar herhalde çok empatik bir insan ki bu kadar gerçek yazabiliyor diye düşünüyorum.
      Bana sorarsanız yatak sahneleri gereksiz ayrıntılı ama galiba light novellerin olayı bu. Onun dışında hikaye de karakterler de çok iyi bence.

      Sil
  38. 2 kere okudum geldim oncelikle cevirmenlerimizin eline emeğine sağlık gözlerinizden öperim sonrası haberon ve sidina ship ime büyük bir alkış siz olmasanız olamazdık inşallah siz de olursunuz hımm gıcık uslin sanane lan sanane kadının ne giydiğinde gerizekalı sana o gıcık kız adı neydi miriam ne o bile çok tüh sıfatına azcık adam oldun sanmıştık yok olmaz senden

    YanıtlaSil
  39. Ellerine sağlık 🥰🥰

    YanıtlaSil
  40. Genel yorumumu bitirince yapmak istedim. Açıkçası ben genel olarak beğensem de işin detayına bakınca hoşlanmadığım yerler oldu. Birincisi sadece bana mı öyle geldi detay yok detaydan da kastım duygular yok arkadaşlar ılk defa bir sevişmelerini beğenmedim beğenemedim. Sanki riftan sevdigi kadınla değil de düşmanıyla intikam almak istiyormuş gibi sevişti. Beklentimiz çok yüksek olduğu ve uzun zamandır bu anı beklediğimiz için de yeterli gelmemiş olabilir ama ilk kitapta da böyle sevişiyorlardı diyenlere katılamıyorum maalesef çünkü ilk kitapta zevk vardı tutku vardı. ki bende o tutkuyu hissediyordum. şimdi bu sahneler de tutkudan çok rahatsız edici bir durum vardı. riftan yanlış insana kinleniyor bence, karısının iyi seçim yaptığını söylüyor sonra da sana nasıl aynı davranabilirdim diyor. ve her zaman ki gibi yine sorunları çözemeden seviştiler. maxinin ağzından dinlesekte hep riftanın üzüldüğünü bir tek o üzülmüş gibi görmeye başladık. bana göre en önemli eksiklik duygulardı. ve sorunların çözülemiyor oluşuydu. yazarın detaya girmesi ve detaya girerken de önemli konuları ele alması gerekiyor. Özge ve sabahat çookkkk teşekkürler ellerinize sağlık❤

    YanıtlaSil
  41. Emeğinize sağlık Özge ve Sabahat ❤️

    YanıtlaSil
  42. Maxinin riftanin sir kutusunu acmak iicn daha ne yapmasi lazim dove dove onjn onu ne kadar sevdigini soyleymesi mi lazim. Sahneler cok guzeldi ayni anda cok aci vericiydi cocuk gibi mutlu olduklarını sandilar ana kapıldı hic bişey gecmedi ve gecmeyecek gibi üzülüyorum ama riftanin herseyi asip itiraf etmesi gerekiyor artik gercekten..
    Bu arada lana del rey- young and beautiful dinleyerek okudum cok kotuyum cidden :'(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maxi bişi mi yapıyor ? Maxi özür diliyor sana yaklaşıyorum beni itiyorsun diyor … maxi konuşmuyor. Herkes riftan konuşmuyor diyor ama riftan maxiye içini daha çok açmıştır seri boyunca. Riftan da çok hatalı davrandı maxiyi aşağılar gibi onu olaylardan uzak tutucam diye düşünürken, ya da agnesle olaylarında aşırı kızıyom da maxi asıl konuşmayan taraf. Kaç yerde maxinin söyleyecek çok şeym vardı ama yuttum ya da ağzımı açacaktım ama sustum ya da sadece özür benim amacım bu değildi ya da ben yaklaşıyorm sen beni niye itiyorsun. Ulan maxinin riftana anlattığı ne var :)))) farklı şeyi mi okuyoruz yorum yazanlarla diye düşünüyorum bazen. Kaç gündür odadalar maxi hala riftan kendi anlatır diye bekliyo son derece ergen kız yani kaç yıldır neler atlattı ama hala olgunlaşamadı

      Sil
  43. Konuşmayan taraf riftan değil maksi… okuyucuların bunun anlamamış olduğu gerçeği… riftan içini açsın artık diyor herkes de riftan içini açtığında hislerini duygularına güzelce dökebiliyor. Bunu yapamayan maksi. Hala şurada bekleyip susan onu kırarım diye korktum konuşamadım diyen bir maksi var. Maksi söylediği şeylerle riftanı inciteceğini düşünüyor çünkü düzgün konuşmayı beceremiyor. Kekemeliğinden değil bu, yaşananları ve duyguları ifade etme becerisi yok. Maksiden sadece özür, beni itme, neden, gibi şeyler duyabilirsiniz. Ama riftan maksi gittikten sonra neler yaşadığını maksiye anlattığında, maksi sadece üzülerek onu dinlediğinde ve sessiz kaldığında sorunun riftan olmadığını anlamanız gerek. Riftan geldiğinden beri öküzce bazen soğuk davranıyordu. Ama maksi de bir şey yapmadı saçmalamaktan başka. Yine riftanın sözlerini dinleyeceğiz birkaç bölüme. Ama ben şunu gördüm tüm seri boyunca yazar hep adamın üstüne oynamış. Riftan kendini ifade ederken bile maksi susuyor. Ben böyle ergen karakterleri sevmiyorum. Riftancı değilim ama maksi mi yoksa riftan mı deseniz riftan daha normal derim onca aklını yitirişine rağmen. İlk karşılaşmalarında riftan ya iyisem cevabınu vermişti maksiye. O zaman yuh öküz demiştim içe oturan bir sözdü. Ama sona kadar gidip geri dönüp tekrar bu bölümlere bakınca anlıyorum ki yetersiz konuşan maksiymiş. Dünya kulesine gitmeden önce de maksi düzgün açıklamalar yapmadan gitmişti. Zaten kaybetme korkusu olan bir erkek riftan ve maksi riftanı asla rahatlatan şekilde konuşmuyor ya da davranmıyor. Belki bunu çok az kişi farketmiştir ama en büyük sorun maksi. İç sesini okuyup onun bakışından hikayeyi okuduğumuz için farketmiyor sanırım kimse ama maksi onları içinden geçiriyor diline dökmüyor arkadaşlar

    YanıtlaSil

Yorum Gönder