How to Get My Husband on My Side - 60.Bölüm (Türkçe Novel)

Izek'in olduğu ortamda hizmetkarlar Ellenia ya da Dük varken olduğundan çok daha gergin görünüyorlardı.

Izek'in omzunu sımsıkı tuttum ve etrafa baktım, hizmetkârlar hızla hareket ediyordu. 

Buraya ilk defa geldim.

(R)"Burası senin odan mı?"

(I)"Perişan bir halde ama evet."

Benimle alay mı ediyordu?

Buraya geldiğimden beri ilk defa kocamın odasına geldim. Tahmin ettiğimden çok daha büyüktü. Düşündüğüm kadar süslü değildi ama rustik bir görünümle dekore edilmiş bir yerdi.

Pürüzsüz siyah mermer zemindeki kürk kabarık görünüyordu. Kare balkondan bir bakışta tüm köşk ve şehir manzarası görülebiliyordu.

Elmos Limanı'nda da parlayan bir deniz feneri vardı.

(R)“Gerçekten harika. Bir kale gibi."

(I) "Orası bir kale."

Duvarda özel bir dekorasyon yoktu. Merhum annesinin bir portresi olabileceğini düşünsem de hiçbir şey yoktu.

Bir duvar halısı bile yoktu.

Babasının sanatı sevdiğini söylediğini hatırladım ama birçok yönden farklıydılar.

"Efendim, bitti. L-Leydim...”

(I)''Ronja'yı çağır."

Hizmetçinin sesiyle afalladım ve odaya bakmayı bırakırken aklım başıma geldi. Izek bütün hizmetlileri yolladı ve beni banyoya götürdü.

Kelimenin tam anlamıyla şaşkınlık içeresindeydim.

(R)"Vay……."

Sıcak buharlı banyoya girer girmez hayranlık kalmadan edemedim. Burası kocamın özel banyosuydu. 

Sen gerçek bir leydi olabilir misin? Hangi banyo bir odadan daha süslü olabilirdi?!

Bu sadece süslü bir banyo değildi. Kaplıca suyuyla özel bir açık hava banyosuydu!

Altın kaplama duvarlar, yüksek mermer banyo ve hepsinden önemlisi, bir duvardaki büyük pencere etkileyiciydi. Pencere duvarın yarısını kaplıyordu ve kalın perdelerle kaplıydı.

Burada bedenimi ıslatıp pencereyi açsam manzara muhteşem olurdu.

(I)"Adımına dikkat et."

Ne oluyor?

Izek beni küvete çıkan küçük bir merdivende bıraktı.

Ne yapmam gerekiyor? Burası güvenliydi. Yani senin banyonda rahatça yıkanmamı mı istiyorsun?

(Ronja)"Leydim, iyi misiniz?"

Sanırım yine aynı şeyler olacaktı. Neden hep ilgisi başka şeylerde? İstediğim bu değildi!

(Ronja) "Aman Tanrım. Ayağınızı mı incittiniz?”

(R)"Küçük bir kaza. Şimdi daha iyiyim"

Buna rağmen her şey iyi gidiyordu. Ah, daha da ilerlemem lazım!

Acı içinde gözyaşlarımı geri yutarken, Ronja ayaklarımın üzerinden atlayarak telaşla beni soydu.

Süslü elbisemi, aksesuarlarımı ve iç çamaşırlarımı çıkarması biraz zaman aldı. Dostça ve nazik dokunuşu beni ona karşı minnettar hissettirdi.

(Ronja)"Bandajınızı çıkaracağım. Kutsal suyun yaralarınız iyi geleceğini söylediler.”

Kim söyledi? Ah, hizmetçiler... 

O değerli kutsal suyu küvete dökmek harika olmalıydı. 

Bir paladin için ne kadarda büyük bir banyo.

(Ronja) "Bir dahaki sefere incinmeyin Leydim. Güzel ayaklarınızın yaralı olması beni üzer.”

(R)"Ah evet daha dikkatli olacağım. Teşekkür ederim."

(Ronja) "Peki o zaman. Ben artık müsaadenizi isteyeyim."

(R)"Ha?"

Bana banyo yaptırmak için gelmedi mi?

Şaşkın ifademi gören Ronja da kıyafetlerimi kaldırmak yerine aynı şaşkın ifadeyi takındı.

(Ronja) "Sizi rahatsız edecek bir şey mi söyledim?"

(R)"Hayır ama neden burada olduğunu bilmiyorum..."

(Ronja) "Ah, Dük benden kıyafetlerinizi çıkarmam konusunda yardımcı olmamı istedi ve hemen dışarı çıkmamı söyledi...”

(R)"Ah…"

(Ronja) “Kötü bir şey değil. Dük elbisenize dokunsaydı mahvolurdu.”

Bu doğruydu. Ronja sonunda gülümsedi ve gitti. Başımı tutarak merdivenlerden yukarı çıktım, üzerimde sadece bir elbise vardı.

Canavarlarla oynayan bir kız olduğum için çocuk olmayı bırakıp tek başıma yıkanmam gerektiği anlamına mı geliyordu?

Onunla kalmak istediğimi söylediğimde beni yanlış mı anladı?

Hayır, hayır, bu değil. Ona yalvarsam da kabul etmezdi.

O bir pislik. Soğuk kalpli bir pislik!

Seni kibirli p*ç kurusu! Ben hala bir kadınım!

Oturdum ve bacaklarımı ılık suya daldırıp zevkle iç çektim. Parmak uçlarından yayılan rahatlık fena değildi. Her gün böyle bir yerde yıkansam kendimi Roma İmparatoru gibi hissederdim.

Küvet çok büyük ve güzeldi. Hatta yüzebilecek kadar büyüktü.

(R)-Tek şartım, beni hatırlayacağını söyle…-

Mırıldandım ve suya sıçradım.

Oh, Popo'yu görmek istiyorum. Griffin ve ejderha. Onların güvenliği için burada kalmalıydım.

(R)-Beni güzel kıyafetler içinde durup gün batımına bakarken hatırlayacağını söyle bebeğim …… En çılgın rüyan olsa bile beni tekrar görmeye geleceğini söyle …….- 

(Ç.N. Rubycik şarkıda söylermiş hihi)

(I) "Evli miyim yoksa karımın içinde hala bir çocuk mu var gerçekten bu soru benim kafamı çok karıştırıyor."

(R)“……Ahhh!”

Uğultu bir çığlığa dönüştü.

Korktum, oynamayı bıraktım. Kocamı görmek için arkamı döndüm. Hangi ara buraya geldi?

Bir kolunu küvetin korkuluğundan sarkıtmış halde dururken çok kibirli ve seksi görünüyordu.

Ama neden sadece beyaz bir bornoz giymişti? O çıplak suikastçı kostümü nerede? Gerçekten hiç hayal kırıklığına uğramadım.

(I)"Neden bu kadar şaşırdın? Bir şey mi oldu?”

(R)"Oh hayır. Sen……."

Beyaz bir bornoz ortaya çıktığın ve benim de senin yanında çıplak vücudumu belli eden bir elbiseyle oturduğum gerçeği!!! Nasıl iyi olabilirim?

Burası senin özel banyon.

(I)"Önce ayaklarını göreyim."

Umursamıyor gibiydi.

Şaşkınlıkla donmuş olan adam yanıma yaklaştı. Yere çömeldi ve bacağımı yukarı kaldırdı. Bu arada, zihnim giderek daha fazla korkunç önsezilerle dolmaya başladı.

Sanırım beni yıkamak istiyordu.

Evet, beni yıkacaktı...

Her şey yolunda!  Ancak sorun onu yıkamaktı...

Sadece yüzünün yıkanmaya ihtiyacı var! Gerçekten!

(I)"Suyun içine girmelisin. Bir dakika bekle."

Bu fırsatı öylece boşa harcayamazdım.

Başka ne zaman banyoda onunla yalnız kalabilirdim ki?

Büyük bir kararlılıkla arkamı döndüm ve yan taraftaki yeşim kavanozlara dokunan adamın sırtına dikkatle baktım.

Sadece üstündekileri çıkar... Hayır bugün fark yaratacaktık.

O beni yıkarken ben de onu yıkayacağımı söylemeli miydim?

(I) " Hizmetçilere senin şampuanlarını getirmelerini söylemeyi unuttum. Benim sampuanım var. Saçların benim ki gibi koksa sorun olur mu?.”

(R)"Kokunu seviyorum."

Hepsi aynıydı. Sence de öyle değil mi? Bu gece kaleyi içten fethedeceğim için saçımın bir süre erkek gibi kokması umurumda değildi, hehe.

(I)"Her şeyden hoşlanmıyorsun."

(R)"Sadece dürüst oluyorum."

(I)"Evet, eminim öylesindir. Elbiseni çıkar.”

Neden, neden birdenbire saldırıya uğramış gibi hissediyorum?

Sabahlığını dirseğine kadar kıvırıp kayıtsız bir ifadeyle bana baktı.

(I) "Ne yapıyorsun? Elbiseni çıkar ve içeri gir.”

(R)“…Bunu birdenbire yaparsan, utanırım.”

Kelimelerle ifade edilemeyecek soğuk bir sessizlik vardı.

Bu tehlikeli...

Gözlerimi hızla yere indirdim ve elbisemi çıkarmaya başladım.

Beni her an parçalayıp öldürebilecek korkunç bir karakter olmana rağmen bugün seni çok mu kızdırdım? 

Bakışları sırtımda hissedebiliyordum. Yaralarıma mı bakıyordu? Hızlı bir şekilde sırtımı örtmek için saçlarımı geriye attım ve vücudumu suyun içine soktum.

Kahretsin! Yara izlerini unuttum. Umarım bu ana engel olmaz.

Geçen sefer, sadece sırtımın üstünü gördü…

(I) “Önce saçını mı yıkamam gerekiyor? Kadınlar genellikle nasıl başlar?”

(R)"Genelde saçımdan başlarım."

Sert parmakları saçlarımın arasına girdi.

Başıma masaj yapması garipti. Bütün saçımı karıştıracak mıydı?

(I)"Saçların çok uzun. Nereden başlayacağımı bilmiyorum.''

Korkmaya başladım.

Önceki hayatımda saçlarımın pürüzsüz ve düzdü. Şimdiki saçlarım sadece kıvırcık değil, aynı zamanda çok da kalındı. Bu yüzden çok dikkatli yıkanması gerekiyordu.

Rastgele dokunursa saçlarım karışır ve asla çözülmezdi. Ama bu cahil şövalyeden böyle hassas bir işi yapmasını istemek çok fazla değil miydi?

(I)"Yapacağım…."

Ben hallederim demeye çalıştım ama bir sonraki ürkütücü ses dilime tutmama neden oldu.

(I)"Neden birden bire korktun?"

(R)"Hayır! Sadece önce köpükleyip sonra parmağınla hafifçe ovmalısın.”

Ben bir oyuncağım. Sıkılmış bir suikastçının acımasız tutuşuyla tutulan bir oyuncak bebek...

Zavallı saçlarımın yasını tuttum ve başımdan aşağı akan sulara karşı gözlerimi sımsıkı kapadım...

Ben şimdi şelalede vaftiz edilen bir münzeviydim...

(R)"Şey...!"

(I)"Afedersin!. Acıttım mı?"

(R)"Ah, sorun değil."

Parmağı saçımın karışık kısmına takıldı ve saçımı çekiştirdi.

Biraz daha şampuan alıp saçıma sür. Ahhh saçımın yarısını kaybedeceğimden endişeleniyorum!!

Alçak bir iç çekiş ve bir çıtırtı duydum. 

Sinsice geriye bakarken, kocam avuç içlerine doğru kaşlarını çattı. Kalın kollarındaki damarların şekli dikkat çekiciydi.

(I)"Bu tür şeylere alışık değilim."

Neden bu kadar bariz şeyler söylüyordu? Ne zaman birini yıkamak zorunda kaldı ki?

Daha önce hiç köpek yıkamamış biriydi. Deney yaptığı ilk kişinin ben olmam gerçekten muhteşemdi. (Ç.N. haha Ruby bu romantik ortamda kendini köpek yerine koyuyor olman haha)

(I) "İyi misin? Bir süre beceriksizliğime dayanmalısın.''

Birden üzerime tuhaf bir duygu çöktü. Tanıdık gelmiyordu.

Islanmış saçlarımı tutuşu sert ve beceriksizdi ama aynı zamanda dikkatli ve tatlıydı.

Tatlı demek doğru mu bilemedim.

Vücudumu yıkamak için bile yardım almak artık tanıdık bir şeydi. Romagna'da hizmetkarlar her hareketi takip ederdi. Hayatımın her günü, her küçük eylemden büyük olanlara kadar rapor ediliyor ve biliniyordu.

Hayatları boyunca bu tür işlerle uğraşan hizmetkarlar, şaşırtıcı derecede yetenekli ve hassastı.

Yine de, daha önce hiç böyle hissetmemiştim.

Haydi uyan!  Dikkatli olmalısın! Yanılma! İyiliğin şiddete dönüşmesinin ne kadar hızlı olduğunu biliyorsun...

(R)"Zorlanıyor musun?"

(I)“O kadar zor değil. Saçların böyle olacağını bilmiyordum. Bu bir örümcek ağı gibi incecik.”

Zor değil mi? Ah, seni çarpık adam!

(R)"Boynum biraz ağrıyor."

(R) "Sana söylüyorum..."

« Önceki Bölüm Sonraki Bölüm »