How to Hide the Emperor's Child - 50. Bölüm (Türkçe Novel)


Astelle biraz şaşırmıştı. Lanberg Şövalyeleri rütbe olarak Muhafız Şövalyeleri’nden daha aşağıdaydılar ancak savaş zamanında Muhafız Şövalyelerinden daha önemli olmuşlardı. 

‘Genç görünüyor ama çoktan bir şövalye komutanı. O kadar iyi becerilere mi sahip?’

Diğer tarafta birkaç genç kız bu tarafa bakarak gülüşüyorlardı.

“Şövalye komutanı buraya ne için geldi?”

“Kuzeye gitmeden önce Majesteleri ile görüşmek ve ona rapor vermek için geldim.”

“Kuzeye mi gidiyorsunuz? Niçin?” 

Astelle'in endişeli sorusu üzerine Seibel hemen cevap verdi. “Endişelenecek bir şey yok. İsyanı bastırmamızın üzerinden epey zaman geçti, sadece kontrol devriyeleri için gidiyoruz.”

“Anlıyorum.”

‘O halde neden bu kişi benimle konuşuyor?’

Astelle ona kafası karışık bir bakışla izlerken Seibel temkinli bir ses tonuyla konuştu. “Babam benden Carlenberg Markisi’ne selamlarımı iletmemi istedi.”

“Babanız …?”

“Ah, özür dilerim. Babam savunma bakanı Kont Gerald von Ecklen’dir.”

Astelle daha önce bu ismi hiç duymamıştı haliyle kim olduğunu bilmiyordu. Başkentteki durumlar bir hayli değişmişti. Geçmişte, prestijli bir soydan gelmediğiniz sürece ne kadar zengin olursanız olun yüksek bir pozisyona yükselemezdiniz. Bu yüzden bütün bakanlık koltukları nesilden nesile aktarılırdı ve tekelleştirilirdi. 

Astelle’in baba tarafından büyükbabası Başbakan’dı ve babası da geçmişte Başbakan olarak görev yapmıştı. Anne tarafından büyükbabası olan Carlenberg Markisi de bir zamanlar askeri işler bakanıydı. Ağabeyi Fritz'in de babasının ve büyükbabasının adımlarını takip etmesi planlanıyordu ancak Kaizen büyük soyluları kovmuş ve yerlerine yeni kişiler atamıştı. 

“Oh, Leydi Astelle, demek buradasınız.”

“Sör Lyndon.” Sonunda tanıdığı biri gelmişti. Muhafız Şövalyeleri komutanı Lord Lyndon.

“Demek Seibel ile tanıştınız.”

Seibel hafifçe başını eğdi. İkisi iyi anlaşıyor gibi görünüyordu.

Lyndon, Seibel'e “Burada olman sorun değil mi? Yakında baloya başlayacağız. Partnerin olan Leydi seni arıyordu.” dedi.

“Ah doğru, izninizle Leydi Astelle.”

“Sorun değil.”

Seibel gider gitmez dans müziği eşliğinde balo başladı. İlk dansı birinin yapması gerekiyordu ve elbette bu şeref İmparator’a ve partnerine ait olmalıydı.

İmparatoriçe adayı Florin annesiyle birlikte salondaydı ama hâlâ imparator ortalıkta yoktu.

‘Kaizen gerçekten gelmeyecek mi?’

“Sör Lyndon, Majesteleri nerede biliyor musunuz?”

“İşte orada.” Lyndon’ın bakışları merdivenlerin üstüne döndü. Kaizen asma kattan ziyafet salonuna bakıyordu. Üzerinde sadece imparatorun giydiği bir cübbe vardı. O figürde, imparatorluğun imparatorunun onuru hissedilebiliyordu.

‘Bu takım elbise her zaman onun üzerinde iyi görünüyordu.’

Astelle başını kaldırır kaldırmaz ikisinin gözleri buluştu.

‘Neden bu tarafa bakıyorsun?’

Neyse ki Kaizen gelmişti, bu da Astelle’in içini rahatlattı. Bakışlarından kaçınmak için vücudunu çevirdi ama kafasının arkasından ona saplanan bakışı neredeyse hissedebiliyordu. 

***

Kaizen ziyafet salonuna yukarıdan bakıyordu. Bunun nedeni, sayısız soylunun onu dikkatle takip edip sürekli onunla konuşmaya çalışmasıydı. Bundan kaçınmak için bir nevi salondan kaçmıştı. Ziyafet salonunu üstten izlerken kimse dikkatini çekmemişti.

Bakışları Astelle’in üzerindeydi.

Bir sürü insanın arasında olmasına rağmen gözüne çarpan ilk kişi Astelle’di.

Ziyafet salonunun bir köşesinde, duvarın yanında duruyordu. Parlak mor ipek bir elbise giymişti. Kaizen gözlerini onun üzerinden ayıramıyordu. 

Narin ama zarif bir yüzü, gevşekçe kıvrılıp toplanmış beyaz-sarı saçları ve zarif hatlarını öne çıkaran elbisesi… 

Astelle, gördüğü herhangi bir asil kadından daha güzel ve endamlıydı.

Kaizen, Astelle’e ilgi duyduğunu itiraf ediyordu. Av kulübesinde Astelle'i o yeşil elbiseyi giyerken gördüğü andan itibaren- hayır, altı yıl sonra onunla tekrar karşılaştığı andan beri Astelle onun kalbini ele geçirmişti.

Kaizen bunun ne kadar saçma olduğunun farkındaydı.

‘Delirmişsin sen!’

Altı yıl önce boşandığın eski karına ilgi duymak.

İkisi on yaşından beri nişanlılardı. 10 yıl nişanlı kaldıkları sürede ortaya çıkmayan duygular, boşandıktan altı yıl sonra ortaya çıkmıştı.

O sırada, Astelle’in yanına biri yaklaştı. Lanberg Şövalyeleri’nin komutanı Seibel’di. Seibel, Astelle’e bir şeyler söyledi. Astelle’in dudaklarında hafif bir gülümseme belirdi.

Kaizen hemen aşağı indi.

Müzik bir anda durdu.

Kaizen salonun ortasından geçti ve Astelle'e yaklaştı.

Herkes nefesini tutarak onu izledi.

Şaşıran Astelle ona döndü.

Kaizen nazikçe elini uzattı.

“Leydi Astelle, dans partneriniz olma şerefini lütfeder misiniz?”


Yorumlar